

Aziz ve muhterem Müslümanlar!
Malumunuz pazar günü tüm Türkiye’de insanlarımız sandığa gidecek ve beğendiği, doğru gördüğü, desteklediği kişiye oy verecektir. Bu hususta takip edeceğimiz yol Kur’an ve sünnet ölçüsü de olmalıdır. Senin dinini, peygamberini, kitabını, mukaddesatını dikkate almayan, alay eden, dil uzatan kişiyi takip etmen, desteklemen biraz düşündürücü değil midir?
Hutbenin başında okumuş olduğumuz ayet i kerimede rabbimiz; “o zalimlere azıcık dahi meyletmeyin sonra size ateş yapışır, ateş sizi yakar” buyurarak bizleri uyarmış, peşinden gidipte desteklediğimiz insanlara bir kez daha bakmamız gerektiğini bizlere beyan etmiştir. Eğer bizlerde o zalimlerden olmak istemiyorsak Rabbimizin gazabına uğramak istemiyorsak o zaman Kur’an-ı Kerim’e kulak vermeliyiz.
Zalim başta rabbine itaat etmeyen, değer ölçüsü İslamiyet olmayan, Müslümanları kollamayandır. Bizler seçeceğimiz devlet reislerimizi sadece dünyevi menfaatimizi sağlamasından öte, uhrevi hayatımızı yaşamak hususunda mücadele edenleri dikkate almalıyız. Gerçek lider kendi menfaatinden önce halkını gözeten, halkını asla tehlikeye kasıtlı olarak atmayandır. Kendi ulaşmış olduğu nimetlere halkında ulaşmasını sağlayan kişidir. Başta gençlik ve halkının dini İslam’ı yaşamak hususunda projeyle imkânlar ortaya koyandır. Şunu da unutmayalım ki Allah resulünün ifadesiyle; “Kişi sevdiğiyle beraberdir, kim hangi karaltıyı çoğaltırsa onlardandır” buyurarak kimleri sevdiğimizi, kimleri yücelttiğimizi, kimleri sevdiğimizi kontrol etmeliyiz. Eğer peşinden gittiğimiz, yere göğe sığdıramadığımız insan rabbinin hükümlerini hayata geçirme hususunda zayıf kalacak, nefsine mağlup olacak, makam ve mevkiinin esiri olacaksa yarın ahirette nasıl hesabını vereceğiz. Kendimizi nasıl temize çıkaracağız. O yüzden kimsenin gazına gelmeden vakarı elden bırakmadan basiretle hareket etmeliyiz. Bu işe hizmet anlayışında bakmalı ve yolu ona göre çizmeliyiz. Dava Resulullah’ın davası ve onun mirasıdır. Bunları birbirine karıştırmamalıyız.
Bu konudan sebep kendi aramızda tefrika ve ayrılığa, soğukluğa, selamsızlıklara düşmemizde çok yanlış bir hareket olur.
Allah ve Resülune iman eden herkes Müslümandır. O’nu kucaklayıp bağrımıza basmalıyız. Onları itmemeliyiz. Tabi ki bununda bir sorumluluğu ve mesuliyeti vardır. Ona da dikkat etmeliyiz.
Şunu da ifade edelim ki bu hutbe peygamber kürsüsüdür asla hiçbir partiye işaret ve yönlendirme yapmıyoruz. Biz ancak sizlere Kur’an ölçüsünde hak ve hakikatleri göstermeye çalışıyoruz.