Çanakkale Şehitlerimizle Buluşma | Fatih Medreseleri
Fatih Medreseleri

Çanakkale Şehitlerimizle Buluşma


canakkale-18-mart-2012-baslik 18 Mart 2012

 FATİH MEDRESELERİ’NDEN ÇANAKKALE’YE MUHTEŞEM ZİYARET

 Fatih Medreseleri 18 Mart 2012 Pazar günü tüm Türkiye’nin 25 bölgesinden katılan binlerce seveni ve gönüldaşıyla Çanakkale’de buluştu. Çanakkale Zaferi’nin 97. Yıl dönümü münasebetiyle kadın, erkek, genç, ihtiyar binlerce kişinin katılımıyla gerçekleştirildi.

Katılım oldukça yoğundu. Kur’an tilaveti, dualar ve salavatlar eşliğinde geçen yolculuk oldukça güzel geçti. Gece çıkılan yolcuğun ardından sabah namazı kılmak için mola verildi. Namaz kılındıktan sonra Ana Tanıtım Merkezi’nde kahvaltının ardından savaşın yapıldığı Gelibolu yarımadasına doğru tekrar yola çıkıldı.

 Tek Bir Asker Bile Kalmamıştı

 Gezinin ilk durağı Çanakkale Savaşı sırasında Avustralya ve Yeni Zelanda askerlerinin çıkartma yaptıkları Anzak Koyu ile Cenk Bayırı yakınlarında bulunan 57. Piyade Alayı Şehitliği’ydi. Rehberlerin aktardığı bilgilerden en çarpıcı ve en etkili olanı, bu alayda yer alan tüm askerlerin şehit düşmesiydi.  O gün ecdadımızın dini, namusu ve şerefi için yaptığı büyük fedakârlıklar, tüm katılımcıları oldukça duygulandırdı.

Şehit düşenlerin mezar taşlarını okuduğumuzda ne kadar küçük olduklarını söyleyen Fatih Medreseleri Genel Başkanı Masum Bayraktar, burada yaptığı duada; “Allah (c.c.) aynı imanı günümüz gençliğine de versin.” dedi.

 Sarsılmaz İmanlı Kahraman Askerler

 Daha sonra Anzakların yarımadada hâkimiyet kurmak için çıkartma yaptıkları Arıburnu ve Cenkbayır’ı rehberler eşliğinde ziyaret edildi. Rehberlerin tarihi olayları aktarmasından sonra, Fatih Medreseleri Genel Başkanı Masum Bayraktar bir dua yaptı. Bayraktar duasında; “Ecdadımız, o gün tüm zorluklara rağmen kâfire karşı galip geldi. Onları galip kılan şey şüphesiz yüreklerinde taşıdıkları sarsılmaz imandı. Yüce Mevla’mız aynı imanı tüm Müslümanlara da nasip etsin.” dedi.

Çanakkale şehitler abidesi ziyaret edildikten sonra 25 Nisan 1915 günü Gelibolu Yarımadası’nda Ertuğrul Koyu’na çıkarma yapan 3.000 askerden oluşan İngiliz kuvvetini, komutasındaki 67 askeriyle on saat mavzer atışlarıyla sahilde durduran 1. Takım Komutanı Ezineli Yahya Çavuş’la kahraman askerlerinin hâtırasını yaşatmak amacıyla Gelibolu Yarımadası’nda yaptırılan Yahya Çavuş Şehitliği ziyaret edildi. Burada da dualar yapıldı. Okunan yüzlerce hatim tüm şehitlerimizin aziz ruhlarına hediye edildi.

Ziyarette Fatih Medreseleri Genel Başkanı Masum Bayraktar Hoca Efendi: Dünya savaş tarihinin kaydettiği en büyük savaşlardan biri olan Çanakkale savaşı, tevhidin küfre hakkın batıla, imanın tekniğe galibiyetidir. Tarihin kaderini değiştiren, dünyayı yenip de yenilmiş sanılanların özlemle gelip, hüsran ve zilletle döndüğü Çanakkale zaferi, batının sanıldığı kadar güçlü olmadığını, aynı inanç, aynı gaye ve dava uğruna yek vücut haline gelmiş bir milletin, bağımsızlığını, dinini, şerefini, vatanını ve bayrağını korumak uğruna neler yapabileceğini, ne zorlukları aşabileceğini gösteren bir destandır.

 FATİH MEDRESELERİ’NDEN ÇANAKKALE’YE MUHTEŞEM ZİYARET

 Fatih Medreseleri 18 Mart 2012 Pazar günü tüm Türkiye’nin 25 bölgesinden katılan binlerce seveni ve gönüldaşıyla Çanakkale’de buluştu. Çanakkale Zaferi’nin 97. Yıl dönümü münasebetiyle kadın, erkek, genç, ihtiyar binlerce kişinin katılımıyla gerçekleştirildi.

Katılım oldukça yoğundu. Kur’an tilaveti, dualar ve salavatlar eşliğinde geçen yolculuk oldukça güzel geçti. Gece çıkılan yolcuğun ardından sabah namazı kılmak için mola verildi. Namaz kılındıktan sonra Ana Tanıtım Merkezi’nde kahvaltının ardından savaşın yapıldığı Gelibolu yarımadasına doğru tekrar yola çıkıldı.

 Tek Bir Asker Bile Kalmamıştı

 Gezinin ilk durağı Çanakkale Savaşı sırasında Avustralya ve Yeni Zelanda askerlerinin çıkartma yaptıkları Anzak Koyu ile Cenk Bayırı yakınlarında bulunan 57. Piyade Alayı Şehitliği’ydi. Rehberlerin aktardığı bilgilerden en çarpıcı ve en etkili olanı, bu alayda yer alan tüm askerlerin şehit düşmesiydi.  O gün ecdadımızın dini, namusu ve şerefi için yaptığı büyük fedakârlıklar, tüm katılımcıları oldukça duygulandırdı.

Şehit düşenlerin mezar taşlarını okuduğumuzda ne kadar küçük olduklarını söyleyen Fatih Medreseleri Genel Başkanı Masum Bayraktar, burada yaptığı duada; “Allah (c.c.) aynı imanı günümüz gençliğine de versin.” dedi.

 Sarsılmaz İmanlı Kahraman Askerler

 Daha sonra Anzakların yarımadada hâkimiyet kurmak için çıkartma yaptıkları Arıburnu ve Cenkbayır’ı rehberler eşliğinde ziyaret edildi. Rehberlerin tarihi olayları aktarmasından sonra, Fatih Medreseleri Genel Başkanı Masum Bayraktar bir dua yaptı. Bayraktar duasında; “Ecdadımız, o gün tüm zorluklara rağmen kâfire karşı galip geldi. Onları galip kılan şey şüphesiz yüreklerinde taşıdıkları sarsılmaz imandı. Yüce Mevla’mız aynı imanı tüm Müslümanlara da nasip etsin.” dedi.

Çanakkale şehitler abidesi ziyaret edildikten sonra 25 Nisan 1915 günü Gelibolu Yarımadası’nda Ertuğrul Koyu’na çıkarma yapan 3.000 askerden oluşan İngiliz kuvvetini, komutasındaki 67 askeriyle on saat mavzer atışlarıyla sahilde durduran 1. Takım Komutanı Ezineli Yahya Çavuş’la kahraman askerlerinin hâtırasını yaşatmak amacıyla Gelibolu Yarımadası’nda yaptırılan Yahya Çavuş Şehitliği ziyaret edildi. Burada da dualar yapıldı. Okunan yüzlerce hatim tüm şehitlerimizin aziz ruhlarına hediye edildi.

Ziyarette Fatih Medreseleri Genel Başkanı Masum Bayraktar Hoca Efendi: Dünya savaş tarihinin kaydettiği en büyük savaşlardan biri olan Çanakkale savaşı, tevhidin küfre hakkın batıla, imanın tekniğe galibiyetidir. Tarihin kaderini değiştiren, dünyayı yenip de yenilmiş sanılanların özlemle gelip, hüsran ve zilletle döndüğü Çanakkale zaferi, batının sanıldığı kadar güçlü olmadığını, aynı inanç, aynı gaye ve dava uğruna yek vücut haline gelmiş bir milletin, bağımsızlığını, dinini, şerefini, vatanını ve bayrağını korumak uğruna neler yapabileceğini, ne zorlukları aşabileceğini gösteren bir destandır.

İtilaf devletleri diye anılan İngiltere, Fransa, Rusya ve en son İtalya ve bunları destekleyen galibiyetlerini bekleyen arkalarındaki 37 devlet haftalarca, aylarca, her biri bir cehennem makinesi gibi olan donanmalarıyla, uçaklarıyla, karadan, havadan, denizden askerlerimize ateş ve ölüm yağdırdılar. Boğazın iki kıyısı da yangın içindeydi. Sadece analar değil, yürekler ve bağır değil, dağlar, taşlar ve toprak da yanıyordu. Akıllarınca ufak bir hareketle boğazları geçecekler ve milletimizi tarih sahnesinden sileceklerdi.

Fakat bu muazzam planını bir tek hatası vardı. Yoksul zannettikleri, hemen yenip tarihten sileriz dedikleri, hasımlarının iman gücünü, Allah’ın yardımını akıllarına getiremediler. Mehmetçiğin göğsündeki iman kayasına çarptılar ve boylarının ölçüsünü alıp rezil olarak geri döndüler.

Dünya savaş tarihi metrekareye 6.000 mermi ve altı litre kanın düştüğü, iki metre mesafeye bir şehidin sığdığı, havada kurşunların birbiriyle çarpışıp birbirine kaynak olduğu böylesi bir savaşı ne görmüş ne de tanımıştır.

Milletimiz bu savaşlarda 253 bine yakın askerini ve her sahada yetişmiş çok kıymetli devlet adamlarını ve aydınlarını kaybetmiştir. Her şeye rağmen bu savaş bütün islam alemine ve ezilmiş milletlere yeni bir ışık ve yeni bir ümit olmuştur.

Bu savaş iman gücünün, vatan sevgisinin, birlik ve beraberlik ruhunun zamanın en güçlü ve donanımlı ordularını bile dize getirişinin isbatıdır. Bu savaş bir vatanını bir milletin kurtuluşudur.

Çanakkale zaferi, canını mübarek dininin ve vatanının uğruna hiç çekinmeden feda eden, malını İslam’ın zaferi için sarf eden hakka gönülden bağlanan Allah adını yüceltmek uğruna her türlü tehlikeyi göze alan ölümsüz kahramanların yazdığı destandır.

Çanakkale zaferinin gençliğimize çok iyi anlatılması dikkat çeken Bayraktar hoca efendi: Bugün üzerinde yaşadığımız bu cennet vatanımızın, milletimizin, devletimizin, bayrağımızın varlığını, milletçe namus ve şerefimizle yaşıyor olmamızı, doğusundan, batısından, kuzeyinden, güneyinden ülkemizin her bölgesinden gelerek, Çanakkale’de canlarını feda eden şehitlerimize borçlu olduğumuzu unutmayalım. Cepheye mermi taşırken yolda donarak şehit olan şerife bacıları, hayatının baharında cepheye koşan delikanlıları, yavrusunu vatana kurban olsun diye kınalayıp cepheye gönderen anaları, 276 kiloluk gülleleri sırtında taşıyan Seyit Onbaşıları, bebeğinin yorganını top mermisi ıslanmasın diye cephanelerin üstüne seren anaları unutmayalım. Çanakkale’den alacağımız en büyük ders; genç nesillerimize Çanakkale ruhunu, şehadet aşkını, o imanı verebilmektir. Çünkü bir milletin varlığını devam ettirebilmesi için sağlam bir gençliğe sahip olması lazımdır.

Gençlik bir milletin, taze filizleridir. Gençlik, bir milletin vücudundaki kandır. Gençlik bir milletin gücü, geleceği en büyük güvencesidir. Şayet gençlik dini ve milli değerlerden yoksun bırakılırsa, dostu düşmanı ona öğretilmezse başkalarını taklit ve sapık fikirlere mübtela olursa o milletin geleceği yok demektir.

Eğer yine tarihteki eski yerimizi almak istiyorsak gençliğimizi din, iman, şehadet arzusu, güzel ahlak, vatan ve millet sevgisiyle yetiştirmeli, kendi öz kültürümüzle donatmalıyız.

Fatih Medreseleri’nde görev yapan deneyimli hocalarımızın rehberliğinde, manevi yönü yüksek bir ziyaret gerçekleştirildi. Çanakkale ruhunu yerinde yaşama fırsatı bulan katılımcılar, böylesi bir organizasyonda bulunmaktan oldukça memnun olduklarını belirtti.

İtilaf devletleri diye anılan İngiltere, Fransa, Rusya ve en son İtalya ve bunları destekleyen galibiyetlerini bekleyen arkalarındaki 37 devlet haftalarca, aylarca, her biri bir cehennem makinesi gibi olan donanmalarıyla, uçaklarıyla, karadan, havadan, denizden askerlerimize ateş ve ölüm yağdırdılar. Boğazın iki kıyısı da yangın içindeydi. Sadece analar değil, yürekler ve bağır değil, dağlar, taşlar ve toprak da yanıyordu. Akıllarınca ufak bir hareketle boğazları geçecekler ve milletimizi tarih sahnesinden sileceklerdi.

Fakat bu muazzam planını bir tek hatası vardı. Yoksul zannettikleri, hemen yenip tarihten sileriz dedikleri, hasımlarının iman gücünü, Allah’ın yardımını akıllarına getiremediler. Mehmetçiğin göğsündeki iman kayasına çarptılar ve boylarının ölçüsünü alıp rezil olarak geri döndüler.

Dünya savaş tarihi metrekareye 6.000 mermi ve altı litre kanın düştüğü, iki metre mesafeye bir şehidin sığdığı, havada kurşunların birbiriyle çarpışıp birbirine kaynak olduğu böylesi bir savaşı ne görmüş ne de tanımıştır.

Milletimiz bu savaşlarda 253 bine yakın askerini ve her sahada yetişmiş çok kıymetli devlet adamlarını ve aydınlarını kaybetmiştir. Her şeye rağmen bu savaş bütün islam alemine ve ezilmiş milletlere yeni bir ışık ve yeni bir ümit olmuştur.

Bu savaş iman gücünün, vatan sevgisinin, birlik ve beraberlik ruhunun zamanın en güçlü ve donanımlı ordularını bile dize getirişinin isbatıdır. Bu savaş bir vatanını bir milletin kurtuluşudur.

Çanakkale zaferi, canını mübarek dininin ve vatanının uğruna hiç çekinmeden feda eden, malını İslam’ın zaferi için sarf eden hakka gönülden bağlanan Allah adını yüceltmek uğruna her türlü tehlikeyi göze alan ölümsüz kahramanların yazdığı destandır.

Çanakkale zaferinin gençliğimize çok iyi anlatılması dikkat çeken Bayraktar hoca efendi: Bugün üzerinde yaşadığımız bu cennet vatanımızın, milletimizin, devletimizin, bayrağımızın varlığını, milletçe namus ve şerefimizle yaşıyor olmamızı, doğusundan, batısından, kuzeyinden, güneyinden ülkemizin her bölgesinden gelerek, Çanakkale’de canlarını feda eden şehitlerimize borçlu olduğumuzu unutmayalım. Cepheye mermi taşırken yolda donarak şehit olan şerife bacıları, hayatının baharında cepheye koşan delikanlıları, yavrusunu vatana kurban olsun diye kınalayıp cepheye gönderen anaları, 276 kiloluk gülleleri sırtında taşıyan Seyit Onbaşıları, bebeğinin yorganını top mermisi ıslanmasın diye cephanelerin üstüne seren anaları unutmayalım. Çanakkale’den alacağımız en büyük ders; genç nesillerimize Çanakkale ruhunu, şehadet aşkını, o imanı verebilmektir. Çünkü bir milletin varlığını devam ettirebilmesi için sağlam bir gençliğe sahip olması lazımdır.

Gençlik bir milletin, taze filizleridir. Gençlik, bir milletin vücudundaki kandır. Gençlik bir milletin gücü, geleceği en büyük güvencesidir. Şayet gençlik dini ve milli değerlerden yoksun bırakılırsa, dostu düşmanı ona öğretilmezse başkalarını taklit ve sapık fikirlere mübtela olursa o milletin geleceği yok demektir.

Eğer yine tarihteki eski yerimizi almak istiyorsak gençliğimizi din, iman, şehadet arzusu, güzel ahlak, vatan ve millet sevgisiyle yetiştirmeli, kendi öz kültürümüzle donatmalıyız.

Fatih Medreseleri’nde görev yapan deneyimli hocalarımızın rehberliğinde, manevi yönü yüksek bir ziyaret gerçekleştirildi. Çanakkale ruhunu yerinde yaşama fırsatı bulan katılımcılar, böylesi bir organizasyonda bulunmaktan oldukça memnun olduklarını belirtti.

Yorum yapın
    1. Hira nur diyorki;

      ÇOK İSTEMEMİZE RAĞMEN MAALESEF KATILAMADIK.METRO TURİZİMLE ANTLAŞMA SAĞLANILAMADIĞI İÇİN. ÇOKÇOK ÜZÜLDÜK.İNŞEALLAH TEKRARI OLUR.

    2. adem diyorki;

      allah razı olsun