Vazife Şuuru
İnsan, tüm varlıkların halifesi olarak yaratılmış ve kâinattaki her şey emrine amade kılınmıştır. Bulunduğu konum itibariyle en şerefli makama sahip olan insan, elbette ki bu makama sahip olurken belli başlı bazı sorumlulukları da peşinen kabul etmiştir. Kısacası insan, bu dünyaya başıboş bir hayat sürmek için değil, kulluk şuuruyla hareket ederek, verilen vazifeleri yerine getirmek için yaratılmıştır.
Kulluğumuzun gereği olan tüm vazifeler, üzerimize yüklenen birer emanettir. Nitekim Yüce Rabbimiz Azhab suresinin 72. ayetinde; “Biz emaneti, göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, (sorumluluğundan) korktular. Onu insan yüklendi. Doğrusu o çok zalim, çok cahildir.” bunu açıkça beyan etmiştir.
Mevla’mızın insanoğluna yüklediği vazifeler, birer emanettir. O nedenle kul olarak bizlere düşen şey, bu emanete sahip çıkmaktır. Vazifelerin yerine getirilmeyişi, emanete ihanet etmek olacağından Müslümanlar olarak bu konuda oldukça dikkatli olmalıyız. Emanete ihanet etmek Müslümana yakışmayacağı gibi Allah ve Resulünden de uzaklaşmaya sebep teşkil etmektedir. Bu hususta Peygamber Efendimiz bir Hadis-i Şerifte şöyle buyurmuştur: “Allah (c.c.) ve Resulünün (s.a.v.) , kendisini sevmesini isteyen kimse, emanete riayet etsin.” demek ki gerçekten sevilmek istiyorsak, vazifelerimizi mutlaka yerine getirmeliyiz.
Yeryüzünde emanete ihanet etmeyerek vazifeye sahip çıkanlar, sadece mü’minlerdir. Çünkü küfrün yanında olanlar, her ne kadar kendilerine has vazifelerini yerine getirmiş olsalar da hakikatte Allah’ımızın emanetine baştan ihanet etmiş olmaktadırlar. O nedenle dünya hayatının asıl yükü, iman edenlerin omuzlarındadır. Kısacası gerçek vazife adamı, iman edenlerdir!
Ey vazife adamı!
Davaya sadakatin, vazifeye verdiğin önem kadardır.
Ey vazife adamı!
Gevşeklik gösteriyorsan eğer, bil ki şuursuz bir haldesin.
Ey vazife adamı!
Hele birde şımarıklık emaresi varsa üstünde o zaman acınacak bir durumdasın.
Ey vazife adamı!
Öncelikle verilen vazifenin şuurunda olmalısın. Sonra ciddiyetle sarılıp, çalışmalısın.
Ey vazife adamı!
Çok konuşmakla hiçbir şey elde edilemeyeceğini bilmelisin ve daha az konuşmaya dikkat etmelisin.
Ey vazife adamı!
Gerçek vazife adamlığını, mangalda kül bırakmayana kadar konuşmakla değil, azimle, gayretle ve samimiyetle çalışmakla elde etmelisin.
Ey vazife adamı!
Vazife şuuru; eşkıyayı evliya, merhametsizi adil ve avamı haysiyet muhafızı yapar bilesin.
Vazife şuurunu hatırlatmak bizden, sahip çıkmak sizden, muvaffakiyet Allah’tandır.