

Ahmet Binici hocanın duyguları;
İsmim Ahmet Binici 1983 Hatay Doğumluyum. 1993 senesinde Fatih Çarşamba’ya taşındık medrese ile tanıştım. Yüzüne eğitimi görmeye başladım. Hocalarımız Abdulkadir Özçelik hoca ve Ali Kara idi.
Abdulkadir Özçelik hocamız olduğumuz binayı devredeceğini ve yeniden eğitime devam edeceklerini söyledi ve bu şekilde binayı Masum Bayraktar hocamıza devretti. 1996 yılında hafızlığımı tamamlayıp Ankara’dan diploma aldım, ardından Çukurbostan da güzel bir icazet merasimi düzenlendi.
İcazetimizi de Hızır hocamızdan aldık. 2000 yılına kadar da Arapça eğitimimizi tamamladık. 2000 yılında Fatih Medreselerinde vazife yapmaya başladım. İlk sıbyan eğitimini Fatih Medreseleri olarak bizler çıkardık. Ardından bu fitneler ortaya atıldı. Bir Pazar sohbetinden aşikâr bir şekilde Fatih Medreselerine talebe vermeyeceksiniz, yardım destek hiçbir şekilde bağlantı kurmayacaksınız denildi. Bu açıklamada Kemal hoca aracılığıyla yapıldı.
Benim 2000 yılında 30 tane hafızlık talebem vardı. Bu iftiralardan sonra gözümüz gibi baktığımız talebeler elimizden teker teker kaydı hiçbir şey yapamamıştık. İbrahim Türinay yavrumuzu hiç unutamıyorum çok başarılı bir öğrenci idi. Çocuğun velisi İsmailağa vakfına gidiyor ve memnunum diyor. Vakfın cevabı onlarla iş olur mu onların vereceği eğitimden ne olur bu şekilde karalamalar yapıldı.
Bizlerden kopardıkları talebelere sahip çıkılmadı bizlerden aldıkları talebelerin hepsi yok oldu eğitimleri yok oldu.
Elimizden kayan talebelerden örnek vermek gerekirse Bursevi Giyim Celal abimizin oğlu Mahmut Şen hafızlığını bizde tamamladı ve fitneler yüzünden çocuğunu bizden aldı. Şuan Mahmut’un durumunu bizlerde çok iyi biliyoruz, babası da çok iyi biliyor.
Bizler Fatih Medreseleri olarak bu karalamalar bu fitneler dursun diye elimizden geleni yaptık büyük hocalar ile görüşmeler yaptık. Bende bir heyet ile beraber Hasan Kılıç hocaya gittim. Hocam bize yardımcı olun bu fitnelerle alakalı bir şeyler yapın dedik. “Ben sizden memnunum benim sizinle bir işim yok dedi” yüzümüze karşı bu şekilde konuştu ama arkamızdan çok farklı şekilde konuştu. Bizim sessiz kalmamız yanlış anlaşıldı.
Fatih Medreselerine atılan bu fitnelerle alakalı açıklama yapan Kemal Hud Hocamız açıklamaları yaparken “Kendi torunu benim sınıfımda hafızlık yapıyordu bir akşam Kemal hoca kursumuza geldi Masumum evlatlarımdan torunlarımdan hiçbiri hafız olmadı torunumu hafız yap dedi”
Kemal hocanın torunu Cihat 4 sayfa ile giderken 5 hoca değiştirmiş bir talebe idi. Gayretlerimiz ile Cihat hafız oldu. Ankara’dan da hafızlık diplomasını aldı. Bizler bu açıklamanın ardından Kemal Hocaya gittik hocam neden böyle bir şey yaptın deyince; “Masum sütte leke olur sende leke olmaz beni kandırdılar beni oyuna getirdiler” dedi.
Bir anımı daha paylaşmak istiyorum bir Ramazan akşamı Kemal hoca beni ve Masum hocamı iftara davet etti, 4 kişi idik. Kemal hocamızın ağabeyide vardı, çok güzel bir akşam yaşamıştık. Hafızlık ile meşhur olan Kemal hocamız Masum hocamıza şu ifadeleri kullandı “Masumum sizler nasıl bir eğitim veriyorsunuz da bu Cihat bu hale geldi. Bende hocalarımı sizlerin yanına yollayayım staj görsün” dedi. Kendi hocaları da bizim medreselerimize geldi. Bu gerçekleri herkesin bilmesini istiyoruz.