Yusuf Özkan Hocamız Duygularını Anlatıyor…
Kaldığımız yerden devam edelim inşallah.
Efendi’nin Sözü Başımızın Tacı Dedik, Bütün Hocalarla Görüştük!
Şimdi bu süreç 2000 yılının başında başladığı zaman bu ifadelerin Efendi Hazretlerimizin ifadesi olmadığını biliyorduk. Büyük bayram hocamızla konuştuk, küçük bayram hocamızla görüştük, hasan hocayla görüştük, kemal efendiyle görüştük, Mustafa hocayla görüştük bütün hocalarımızla görüştük görüşüyoruz. Bizim hakkımızda efendi hazretlerimizin böyle bir şey söylüyorsa baş tacıdır, kapısında yatarız özrümüzü dileriz kabul ettirene kadarda yalvarırız.
Bizim Yunus Emre’den neyimiz eksik, Yunus emre yalvardı Efendi hazretleri daha mı az merhametli, Efendi bizi affederdi. Eğer biz bir hata yaptıysak bunu da yapardık!
Mahmut Şevket O Toplantılarda Alınan Kararların Efendi Hazretlerimizin Beyanı Olmadığını Söyledi!
Bu ifadeler, bu fitne ortamı Efendi Hazretlerimize yakışmadığı için, biz anladık ki Efendiyle bir alakası yok! Mahmut Şevket Ustaosmanoğlu yaklaşık on yıl sonra o toplantı da alınan kararlarda Efendi Hazretlerimizin olmadığının beyan etti. Kendisine sorabilirsiniz.
Görüştüğümüz yerde İsmailağa’nın yanındaki medresenin bir odasında görüşmüştük. İz bu on tane hocayla görüştük, hocam bu işe bir çözüm bulalım, biz Efendiye rağmen bu işin içinde olmak istemeyiz. biz Efendi için yaşıyoruz, Efendi için çalışıyoruz!
Efendi Ne Buyurursa Kabulümüzdür, Bizi Efendi’ye Çıkarın Dedik Ama Çıkarmadılar!
Gerekiyorsa bir mahkeme kurun veya bizi Efendi’ye çıkartın, Efendi hazretlerimizin bize bire bir söylesin biz işimize bakalım. Varsa bir hatamız affımızı dileyelim. İnsanın çocuğu hata yapar, özür diler babası affeder. Bir babadan daha mı az Efendi Hazretleri!
Yedi milyarı koy bir kenara, Efendi Hazretlerimizi koy bir kenara o daha ağır basar.
Mahkeme Kurun Dedik, 30 Saniyelik Mahkeme Kurdular Bize Söz Hakkı Vermediler!
Bunlar mahkeme kurmak üzere karar aldılar. Bizim girişimlerimiz sonucu mahkeme salonunda büyük Bayram hoca, küçük Bayram hoca, Mahmut Eren, Recep Eryiğit, Efendi Hazretlerimizin oğlu Ahmet Ustaosmanoğlu var. Bizde Masum hoca, ben, Musa kardeşimiz ve Halil abi salondayız.
Mahkeme görülecek, bizim hakkımız da atılan iftiralar (bize vahdeti vücutçu diyorlar ben hala ne demek olduğunu bile bilmiyorum!)
Biz toplantıya dört beş kişi gittik. Mahkemeden ne anlarsınız? Suçlu konuşur, tanık konuşur, savcı konuşur ve hâkim karar verir vesaire. Süreç böyle İşler Devlet mahkemesinde bile böyle ki şeriat mahkemesi bu.
Bize aldıkları kararları okuyorlar karar almışlar. Mahmut Eren okuyor ve mahkeme sonunda “Konuşma hakkınız yok çıkabilirsiniz’’ mahkeme bu kadar 30 saniye!
Böyle mahkeme mi olur Allah rızası için ya. Madem yapmayacaktınız bizi niye çağırdınız?
Madem Efendi bizi kovdu mahkemeyi niye kurdunuz?
Maddi İmkansızlıklar İçinde Medreseler Açtık, Bu Paralar Nerden Geliyor Diyerek İftira Attılar!
Biz 15 yıldan beri bu çillenin göbeğindeyiz, kendi şahsım adına söylüyorum bunun Masum hocası vardiğer arkadaşlar var bir sürü isim var çile çeken, Yazık günah değil mi bize!
Medrese işi yapmak hem de kıt imkânlarla yapmak zor iş biz zengin insanlar değiliz! Çoğu kurslarımızı parasız açtık. Bu paralar nerden geliyor diye iftira attınız ya hepsinin hesabını Efendiye vereceksiniz. O kadar zor şartlarda bu işleri yapmak kolay mı sanıyorsunuz? Efendi hazretlerimize sözümüz var. Her mahalleye bir kız, bir erkek medresesi açacaktık. İmkânımız olsaydı bu fitne olmasaydı çalışmasını da yaptık, kaç tane il var, kaç tane ilçe var, kaç tane kaza var, kaç tane köy var, Diyanet’in imamları kadar hoca bulamaz mıydık! İslam bir anda otururdu bir milyon tane samimi Müslümanlar 10 sene içinde herkes biriyle uğraşsa İslami yaşantıyı yayılabilirdi.
Neden önümüzde durdunuz. Sizin Efendiye bakış açınız bu belki de. Ama biz öyle bakmıyoruz, biz Efendi Hazretlerimizi seviyoruz, Efendi hazretlerimiz bizim için ne derse biz onu yaparız!