İsmailağa Derneği Yazı İşleri Kurulu olarak İDDEF ve İsmailağa Vakfı’ndan sorulara cevap vermesini bekliyoruz…
Marifet dergisi Aralık 2014 sayısında ifade aynen şöyle: ” Bu arada akıllara durgunluk veren bir hadise yaşandı. İsmailağa’nın ileri gelen aksakallıları hastanede bulunduğu esnada Efendi Hazretlerimize gelerek “şeyhlik kâğıdı” istediler. Efendi Hazretlerimiz (k.s.) eliyle “hayır” işareti yaptılar. Onlar çıkıp gittikten sonra da defalarca şu şiiri tekrar ettiler: “Kişi her temenni ettiğine ulaşamaz. Rüzgârlar gemilerin istemediği taraftan da eser.” Sultan’dan arzu ettiklerini alamayınca aralarında toplantı yapıp, kâğıt imzalamaya ve kendilerince Efendi Hazretlerinden sonrası için şeyh tayin etmeye kalktılar. O gün ise Sultanımız Neml Suresi: 48.’ ayeti kerîmeyi tekrar ediyorlardı: “Şehirde dokuz kişi vardı ki yeryüzünde fesada çalışıyorlardı, ıslahta bulunmuyorlardı.”
Ey İDDEF ve İsmailağa Vakfı Yöneticileri…
Sizler Efendi Hazretlerimiz gibi kâinatta eşi bulunmayan bir zattan ne gördünüz ki, O’nda ne eksiklik buldunuz ki Onun sağlığında başka bir mürşidi kâmil arayışı içine girdiniz? Ya da siz kendinizi Efendi hazretlerimizden daha mı mükemmel görüyorsunuz da O’nun makamına göz dikiyorsunuz?
Peygamberimiz daha hayattayken, sahabeden hiç kimse çıkıp, Peygamber Efendimize: “Ya Rasulallah sen bize senden sonrası için izin ver” demedikleri halde, içine düştüğünüz bu hal, Peygamberin sağlığında, Peygamberlik davası güden yalancıların durumuna benzemiyor mu? Sizin Efendi anlayışınız bu mudur?
Efendi Hazretlerimiz, sizi böyle mi terbiye etti?
Efendi Hazretlerimizin yıllardır tedavi edilemeyişi ve kimse ile görüştürülmemesi her halde sizin Efendi anlayışınızın eseridir!
Marifet Dergisinin: “Kendi aralarında toplantı yapıp kâğıt imzalamaya ve kendilerince Efendi Hazretlerinden sonrası için şeyh tayin etmeye kalktılar.” ifadesindeki o toplantıyı yapanların, vakıf olarak sizler olduğunu neden açıklamıyorsunuz?
Sultanımızın o toplantıya katılanlar için okuduğu tehdit ayetine dâhil olduğunuzun ortaya çıkmasından çekindiğiniz için mi açıklamıyorsunuz?
Efendi Hazretleri, şeyhlik iddiası ve seçimi yapan sizlere, bu tehdit içeren ifade ve ayetleri söylediği halde, sizler hala Efendi Hazretleri adına meşru bir vazife yapan vâkıfın mensupları olabilir misiniz?
Kendi aranızda toplanıp Efendi Hazretlerinden sonrası için şeyhlik secimi yapacak ve olayı tatlıya bağlayacaktınız öyle mi? Sizler ne kadar demokrat ve şeffaf kararlar veriyormuşsunuz öyle? Sahi ne aralık bu kadar demokrat oldunuz da bizler bilemedik?
Bir araya gelip, Efendi Hazretlerinden sonrası için şeyhliğe aday olanları ve şeyhlik seçimini yaptınız öyle mi?
Bu işleri sizler, demokratik seçimle mi oluyor zannediyorsunuz?
Bu işleri, taraftarı olup kendinizi tamamen kaptırdığınız parti işleriyle karıştırmayasınız?
Partilerde bu işler böyle yürüyor olabilir ama unutmayın ki İsmailağa camii bir parti merkezi değil, tarikat tekkesidir. Bu işler de seçimle değil, en başta Mevla Teâlâ’nın, Peygamber aleyhissalâtü vesselâm Efendimizin ve Meşayıhı Kirâmın tensip ve vazifelendirmeleriyle olur.
İşin gerçek sahibi olan Efendi Hazretlerimiz, işin başında ve vazifesini en mükemmel bir şekilde yerine getiriyorken, bu küstahlığa cesaret eden sizlere yol vermediği halde; sizler hangi yüzle verdiğiniz kararların Efendi Hazretlerimizin kararının aynısı olduğunu iddia edebiliyorsunuz?
“Yaptığınız her işi, attığınız her adımı, aldığınız her nefes ve kararı Efendi Hazretlerinin işidir, onun kararıdır.” şeklinde tribünlere oynayarak kendinizi millete pazarlama anlayışında olduğunuz sürece bırakın Efendi Hazretleri adına İsmailağa Vakfının heyeti olmayı, O’na layık bir mürit olmayı bile beceremeyeceksiniz demektir. Sizler, resmi olarak ismailağa vakfının kâğıt üzerindeki mütevelli heyeti olabilirsiniz ancak, ihvanımızın ve cemaatimizin nazarında Efendi Hazretlerimizi temsil etmediğinizi bilin.
Ey İDDEF ve İsmailağa Vakfı yöneticileri!
Ey kendilerini Efendi Hazretlerimizin yerine koyarak şeyhliğe soyunanlar!
Sizlere Efendi Hazretlerimize mürit olma şerefi yetmedi de mi başka makamlar arıyorsunuz? Sizi bilemeyiz ama bizim için Efendi Hazretlerimize mürit olmak şerefi, dünya ve ahiret makamlarının en yücesi olarak bize yeter. Sizler; bir de kalkıp Masum Bayraktar Hocamıza: “Yok şeyhlik ilan etti, yok kendisine rabıta yaptırdı vs.” diyerek aslında kendi şeyhlik iddialarınızı örtbas etmek istiyorsunuz.
Eğer zerre kadar insafınız, zerre kadar Efendi Hazretlerine bir sevginiz kalmışsa; Efendi Hazretlerinin yerine kendinizi koyma sevdanızdan vazgeçersiniz.
Son olarak; mürşidi kâmilinden başka mürşit arayanlara ve O’nun makamına göz dikenlere yazıklar olsun!
Efendi Hazretlerimizin kıymetini takdir etmek bizden, taklitlerinden sakınmak sizden teslimiyet Allah’tandır.
İsmailağa Derneği Yazı İşleri Kurulu