İDDEF Dostu, İsmailağa Vakfı Değişmez Yöneticisi Seyfettin İnanca Cevap Bekleyen Sorular – 6 | Fatih Medreseleri
Fatih Medreseleri

İDDEF Dostu, İsmailağa Vakfı Değişmez Yöneticisi Seyfettin İnanca Cevap Bekleyen Sorular – 6


Ey İDDEF Dostu İsmailağa Vakfı Yöneticisi Seyfettin İnanç!

Annenin dolandırıp mağdur ettiği cemaatimizden onlarca kişinin haklarının ödenmesi, mağduriyetlerinin giderilmesi ve benzeri konularda anlayışlı bir adamın anlayabileceği dilde ve ölçülerde sana sorular sormuş, açıklama beklediğimizi beyan etmiştik.

Buna karşılık; ilgilenip çözüme kavuşturman gereken bu soru ve sorunlara duyarsız kalmaya devam ediyorsun.

Sorumluluk sahibi bir Müslüman olarak, kul hakkının ne kadar önemli olduğunu bilip hak sahiplerinin mağduriyetlerini gidermen gerekirken, üstelik İsmailağa Vakfı gibi önemli bir kurumda kilit noktada görevde olduğun halde bu duyarsızlığın, herkesin hayret ve şaşkınlığına sebep olmaktadır.

Bir Müslüman, annesinin varisi bir evlat, İsmailağa Vakfında bu camianın ve cemaatin sorumlulukları ile alakalı kilit bir görevde bulunan biri olduğun halde nasıl olur da senden mağduriyetlerinin giderilmesi, haklarının ve paralarının ödenmesini isteyen bu kişilere karşı bu kadar duyarsız kalabilmektesin? Senin kul hakkı ve sosyal sorumluluk anlayışın bu mu?

Herkes senden bir adım atmanı, tüm bu yaşananlara karşın insanların haklarının ödenmesi ve çözüme kavuşturulması adına harekete geçmeni beklerlerken sen ne yaptın?

Meşhur Hoca’ya güvendin ve sana şefaatçi olması konusunda kendi kredisini kullanarak “tanırım iyi çocuktur” demesi için onu televizyonlara çıkardın.

O da çıktı olaylarla alakalı hiçbir bilgisi olmadığı halde, mağdurları dinlemeden tek taraflı olarak kurduğu mahkemeden seni tezkiye ederek haklı çıkardı. Meşhur Hocanın da mağdurlardan yana olmaktansa güçlüden yana olduğunu gören bu kimseler, bir güven krizi yaşayarak: “Meşhur Hoca da bunu yaparsa biz daha kime güveneceğiz? Fatih Medreselerinden başka kimse bize; “ne oldu bir de sizi dinleyelim” demedi. Meşhur Hoca da dahil herkes bizi mağdur edenlerin tarafında yer alarak onları aklamaya çalışıyor. Bu işin çözümü mahkemeyi Kübra’ya kalacak herhalde..” diyerek hüsran ve hayretlerini dile getiriyorlar.

Ey Seyfettin İnanç!

Meşhur Hoca ya güvendiğin kadar Allah’a güvenseydin ve annenin mağdur edip, haklarını yediği mazlumların hakkını ödemek konusunda samimiyetle bir adım atsaydın, sendeki bu samimiyeti gören insanlar olayın sulh ve uzlaşması için harekete geçerlerdi. Allah’ta bu konuda sana yardımcı olurdu. Ancak sen böyle yapmak yerine meşhur Hocayı kameralar karşısına çıkararak seni aklamasıyla işin kapanacağını zannettin. Kendince ucuz bir çareye başvurdun. Ancak bu açıklamaları duyan mağdurların karnı kuru laflara tok ve lafla peynir gemisi yürümüyor artık.

Ve Siz Ey İsmailağa Vakfı ve İDDEF Yöneticileri!

Sizler her gün bu haberleri okuyup, dinleyip kapınızda sizden bir rahmetle olayın takibini yapmanızı ve çözüme kavuşturmanızı bekleyen mağdurlara karşı nasıl böyle kör, sağır ve sessiz kalabiliyorsunuz?

Kimse sizden hakkı olmayan bir lütfu zaten beklemediği halde neden bu mazlum ve mağdur kimselerin haklarının ödenmesi için bir çaba sarf etmiyorsunuz?

“Bu kişilerin haklarının ödenip de kimse ahirete kul hakkıyla çıkmasın” diye niye kılınızı kıpırdatmıyorsunuz?

Rahmet mevsimi üç aylarda, Berat Kandilinde ve Ramazan-ı Şerif arefesinde bu millete yaşattığınız hüsran ve perişanlık sizi hiç ilgilendirmiyor mu?

Peygamber (s.a.v.)’in veda hutbesinde ve vefatının son anında dahi tüm insanlığa vasiyet ettiği haklara karşı kendiniz için olduğu kadar, başkaları içinde duyarlı davranmanızı bekler, bu konunun sizi de ilgilendirdiğini hatırlatırız.

Bununla beraber bize ulaşan haberlere göre mağdure ablalardan birisi annenize 150.000 TL veriyor. Kandırıldığını anlayan ablamız sizin yanınıza geliyor ve parasını istiyor, sizde annenizin hastanede yattığını ifade ediyorsunuz. Parayı da annemle sizi buluştururum ondan alırsınız diyorsunuz. 15- 20 gün sonra bu mağdure ablamızla pazarda karşılaşıyorsunuz. Parasını isteyen mağdure ablamıza; “peşimi bırak şeytan yüzlü kadın, burada damı karşıma çıktın, beni niçin rahatsız ediyorsun diye azarlayıp o mağdure ablayı insanların arasında rezil rüsvay edip azarladığın doğru mudur?

Duyarlılık Göstermek Bizden, Kulak Vermek Sizden, Muvaffakiyet Allah’tandır.

İsmailağa Derneği Yazı İşleri Kurulu

Yorum yapın