İsmailağa Vakfının değişmez! Değiştirilemez yöneticisi İDDEF dostu Seyfettin İnancının annesinin cemaatimizi ve hocalarımızı mağdur edip dolandırması ile alakalı yazdığımız yazılar ses getirmeye devam ediyor.
Yaptığımız yayınlar neticesinde bu olayın duyulmasından ve yayılmasından çekinen bu kişiler, mağdur ettiği kişilerin haklarına sahip çıkmamızdan ve tehlikeyi haber vermemizden son derece rahatsız oldular.
Bu olayın duyulmaması ve yayılmaması için çareler aramaya kalkan bu kişiler, son olarak mağdur ettikleri Fatih Medreseleri hocalarımızı teke tekte arayarak kendilerine senet yapabileceklerini ve paralarını bir sene sonra ödeyebileceklerini beyan etmişlerdir. Fatih Medreseleri Genel Başkanı Masum Bayraktar Hoca Efendi’nin yakınlarını da devreye sokarak olayın duyulmasını ve yayılmasını engellemek için girişimlerde bulunmuşlardır.
Olayın vahametini hala anlayamamış olmalılar ki; o kadar büyük rakamların konuşulduğu bir hadisenin üzerinin, birilerini araya koyarak ya da birkaç münferit kişinin ihtiyacını gidererek kapanabileceğini zannediyorlar. Ancak bilmiyorlar ki, bu olay ferdi, pansuman çarelerle değil! Toptan ve köklü bir kararla çözüme kavuşabilir. Çünkü ortada onlarca mağdur ve trilyonlarca paradan bahsediliyor.
Bize güvenip, haklarını almamız konusunda vekaletlerini getiren ve hala da getirmeye devam eden kardeşlerimizin hukukunu unutup ta, sadece yakınlarımızın ve kendi hocalarımızın hakkının verilmesine razı gelmemiz, kendimizle çelişmemiz ve bize güvenen bu kimselere de haksızlık olurdu.
Esasen şimdilik imkan varken; hakkını arayan ve bu konuda sesleri diğerlerine göre fazla çıkan kimseleri tek tek arayıp, onları susturmaya ve olayı zamana yayarak unutturup gündemden düşürmeye yönelik bu tavırlar, bize çokta samimi gelmemekte ve hiçbir mağduru veya bizi tatmin etmemektedir. Hele olayın üzerinden bir yıl geçip, sonrasında ise üzerlerinden düşürülen malların bir yılın dolmasıyla geriye dönük olarak yasal işlem yapılamadığını bilince, bu iş bize daha bir çirkin gelmektedir.
Bu sorunun çözümü “hele bir fırtına geçsin” şeklindeki pansuman tedbirlerle değil, köklü ve radikal kararlarla çözülebilecek bir sorundur.
Bir yandan avukatlarımızla görüşmelerimiz devam ederken, olayın hukuki ve yasal yönleri incelenmekte, diğer yandan ise vekaletler gelmeye devam edip bu kişilere tanınan Ramazan-ı Şerif’in başına kadarki sürenin dolmasını beklemekteyiz.
Ramazan ayı; rahmet, mağfiret, ve bereket ayıdır ancak, kul hakkı yiyen ve tövbe etmeyenler için değil.
Elde fırsat varken, her şey geri dönülemez bir hale gelmeden, mağdurların haklarının ödenmesi konusunu tekrar hatırlatır; “bugün hiçbir şey olmamışçasına farketmeze oynamanın, bu insanları oyalamaya ve kandırmaya devam etmenin, yarın Allah katında da, yasalar önünde de kayda değer bir fark oluşturacağını tekrar hatırlatırız.”
Hatırlatmak bizden, Uyanmak sizden, Muvaffakiyet Allah’tandır.
İsmailağa Derneği Yazı İşleri Kurulu