Aylar önce gelmesini beklediğimiz bayram edasıyla karşıladığımız ümmetin rahmet ayı Ramazan-ı Şerif başta Rabbimizin, Efendimizin ve hatta tüm müminlerin değer verip saygı gösterdiği bir aydır.
Günahların af edildiği, sevapların sınırsız verildiği, Allah katındaki makam ve derecelerin dağıtıldığı Ramazan-ı Şerif’imiz acaba ne durumda?
Birçok insanın dediği gibi “tüh ya ben bu sene Ramazan’dan bir şey anlamadım” diyerek büyük bir kayıp içinde mi geçiriyoruz yoksa her anı dolu dolu, feyzinden bereketinden istifade ederek, fakir fukarayı gözeterek, bol dualar alarak, mukabelelerine koşarak, teravihlerini doldurarak, iftar vakti tüm müminleri anarak, oruçlarımızı zedelemeden mi geçiriyoruz.
Dünyevi azıcık bir fırsatı değerlendiren bizler, içinde bulunduğumuz rahmet ayı ile bağlantımız nedir? Şeytanların bağlandığı, nefislerin dizginlendiği şu mübarek ayda kendimize bir yenilik, güzellik katabiliyor muyuz? Bu hususta bir mücadele veriyor muyuz? Veya hoş olmayan bir huyumuzu, alışkanlığımızı bırakmak için ne derece mücadele veriyoruz.
İnsan kendine bir bakmalı. Ramazan-ı Şerif’in üzerindeki tesiri sadece açlık ve susuzluktan ibaret olmamalıdır. Şeytanlar bağlı olduğu halde hala hayatında yaşantısında kalbinde bir değişiklik görmüyorsa insan, fırsat elden kaçmadan Mevla’ya müracaat etmeliyiz. Manevi hastalıklarımızın tedavisi için gereken çalışmayı başlatmalıyız. Ramazan-ı Şerif aynı zamanda kişiye kendi karakterini ortaya çıkaran bir ay olduğu için insan bu aydaki yaşantısıyla daha önceki yaşantısı arasında fark görmüyorsa kimseyi değil kendini suçlamaları. Eksiklerini tespit edip kendini tamamlamalı. Bir müminin Ramazan-ı Şerif’i gafilane bir şekilde geçirmesine müsaade edilmemektedir.
Ayeti Kerimede de ifade edildiği gibi bu aydan maksat kişinin takvasının, Mevla’ya olan yakınlığının artması içindir. Bu maksada ulaşamayan her Mümin kendini sorumlu tutmalı, eksiği kendinde aramalıdır. Bir Hadisi Şerifte ise Cebrail Aleyhisselâm “Ramazan-ı Şerif üzerinden geçipte cenneti kazanamayan kişi Allah’ın rahmetinden uzak olsun” diye dua ettiğinde Efendimizde “amin” buyuruyorsa, demek ki bu ay gelişigüzel geçirilmez!
İnsan bu nazlı aylarda kendini toparlamalı. En az bir yıllık yaşantısını gözden geçirmeli. Mevlana’nın rızasına uygun yaşantı kararları almalı. Yoksa bu Ramazan’dan bir şey anlamadım demenin vebali büyük olur ağır olur.
Ramazan-ı Şerif’i güzel geçirmek bizden, mükâfatı Rabbimizdendir.
Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu