Toplumların helak olmasına sebep olan uyuşturucu ve zina her geçen gün artarak devam etmektedir. İslam dışı yaşam süren ülkelerde yaygın bir hal alan uyuşturucu ve zina, o toplumları adeta hastalıklı hale getirmiştir. Aile kavramının tamamen yok olduğu, başta Amerika ve Avrupa ülkelerinde ahlaksızlık her geçen gün artmış, zina artık normal bir şey haline gelmiştir. Demokrasi ve modern dünya aldatmacası içine sokulan bu insanlar, uyuşturucu ve zina gibi pek çok kötü alışkanlıkların içine itilmiş durumdadır. Şimdi Avrupa toplumları, kendi ürettiği ahlaksızlık bataklığında boğulmaktadır. Aile kurumunun yok olmaya yüz tuttuğu bu ülkelerde; uyuşturucu kullanımı ve zina olayları her geçen gün artmaktadır. Uyuşturucudan ölenler, tecavüze uğrayanlar, sokaklara terk edilen bebekler bunun en açık delili. Kısacası yıllarca önümüze örnek model olarak sunulan bu toplumlarda hayat her geçen gün kötüleşmektedir.
Zina ve uyuşturucu müptelası bir neslin ortaya çıkması tesadüfi değil, bilakis eğitim neticesinde oluşmuş bir şeydir. Evet, zina ve uyuşturucuya meyleden insanların ortaya çıkması ve ayrıca bunun her geçen gün sayıca artması tesadüf eseri oluşmuş bir şey değildir. Bugün İslam toplumlarında bile böylesi çirkinliklerin yaşanması, dünya ölçeğinde planlanan ve uygulanan kara bir eğitimden kaynaklanmaktadır. Küfürle ve şeytani nefisle beslenen bu kara eğitim modeli, tüm dünyayı esir etmiş durumdadır. Bu gün yeryüzündeki ahlaksızlığın ve çirkinliklerin ağır bilançosu, hep bu eğitim sisteminin bir eseridir. Küfür toplumlarını, kemirip bitiren bu sistem, şimdi gözünü genç ve dinamik bireylere sahip olan İslam toplumlarına dikmiş durumdadır. Maalesef ülkemizde bu tehdit altındadır! Ve bizi bu hale getirmek için uğraşanlar, ellerinden geleni ardına koymayarak çalışmaktadırlar.
Aile kavramını, nikâh akdini ve çocuk sevgisini hiçe sayan görsel ve işitsel yayınlar, hep ülkemiz insanını özellikle de gençliğimizi ahlaksız bir yaşamın içine çekmek için tasarlanmış birer senaryodur. Aydınlanma adı altında bize dayatılan kara eğitim sistemi, körpe beyinlere sahip yavrularımızı kendi karanlığına çekip yok etmek için tasarlanmıştır. Her geçen gün tecavüz olaylarının ve uyuşturucu vakalarının artış göstermesi, bunun en açık göstergesidir.
İslam dışı yani gayri ahlaki yaşam modelinin ülkemizde yayılmasını isteyenler, kötü emellerine ulaşmak için her yolu denemekten kaçınmıyorlar. Zina ve uyuşturucu kendine kurban seçerken artık daha küçük yaş gruplarına yöneliyor. Zinanın ve uyuşturucunun ilkokullarımıza kadar inmiş olması, bu tehlikenin ne kadar büyük olduğunu göstermektedir.
Uyuşturucu ve tecavüz olayları, güzide toplumumuzu her geçen gün tehdit ediyor. Tehlikenin korkunç boyutlara ulaşması; uyuşturucu ve tecavüzlerin durdurulması için Türkiye’mizin alarm verdiğini işaret etmektedir. Nice aileler, bu uğurda yavrularını kaybetmektedir. Tecavüze uğrayıp öldürülen genç kızlarımıza ve bonzai içip intihar eden gencecik yavrularımıza kim ya da kimler yardım eli uzatacak? Bu gençliğimize kimler sahip çıkacak. Bunlar bizim yavrularımız, eğer sahip çıkmazsak geleceğimizi nasıl inşa edeceğiz?
Hepimiz yaşanan acı hadiselere üzülüyor ve şikâyetçi oluyoruz. Ancak iş çözüme geldiğinde elimizi taşın altına koymak istemiyor ve nemelazımcılık yapıyoruz. Oysaki nemelazımcıların akıbeti hep hüsran olmuştur. Eğer hüsran olmak istemiyorsak, bu sorunlara karşı ülke olarak hepimiz mücadele vermeliyiz. Öncelikle zinayı ve uyuşturucuyu insanlara hoş gösteren bütün faktörleri bertaraf edip, yerine ahlaki değerlerin ön plana çıktığı unsurları ikame etmeliyiz. Halkımızı, kötü ve çirkin işlerden uzak tutacak projeler geliştirmeli ve böylece gençlerimizi ve yavrularımızı muhafaza altına almalıyız. Bu çalışma, tabandan tavana herkesi ilgilendirdiği için hepimizin sahip çıkması gereken bir çalışma olmalıdır. O nedenle genel seçimlerin yaklaştığı şu günlerde iktidarından, muhalefetine tüm siyasilerimizin de bu hususta samimi ve ciddi adımlar atmasını temenni ediyoruz. Ayrıca tecavüzlerin ve uyuşturucunun önüne geçmek için kararlı adımlar atılarak çeşitli projeler geliştirilmesini talep ediyoruz.
Neslimizi uyuşturucu ve tecavüze kurban etmek, büyük bir vebaldir! Bu vebalin altında kalmak istemiyorsak; kim olursak olalım ya da hangi makamı işgal ediyorsak edelim bu işe samimi bir gönülle el atalım ve çözüme ulaştıralım. Bu ülke bizim ülkemiz ve bu evlatlar da bizim evlatlarımızdır. Vatanımıza sahip çıkmak istiyorsak, bu kötülüklere karşı samimiyetle mücadele verelim. Çünkü gerçek vatanseverlik, geleceğimiz olan neslimize sahip çıkmaktır.
Sağlıklı bir gelecek için çalışmak bizden Muvaffakiyet Allah’tandır.
Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu