Peygamber(s.a.v.) Efendimiz bir Hadis-i Şerifte şöyle buyurmuştur: “Ramazan ayı geldiğinde Cennet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar zincire vurulur.” (Buhari)
Rabbimize şükürler olsun ki bizleri yine bir Ramazan ayına daha ulaştırdı. Hem bu mübarek aya kavuşmak hem de şeytanlarımızın bağlandığı bilmek çok güzel bir haber. Peygamber Efendimizin bu aya özel müjdelerinden biri olan şeytanların bağlanmasına müminler olarak gerçekten çok seviniyoruz, ancak zincirlerden kurtulmasını bilen şeytanların var olduğunu görünce sevincimiz, buruk bir sevince dönüşüyor. Peki, kim bu şeytanlar? Elbet eki nefislerinin esiri olmuş, işi gücü kötülük olan şeytanlaşmış insanlar!
Ramazan öncesi gözükmeyen veya istenildiği zaman piyasaya sürülen bu tür insanlar, sadece Ramazanda Müslümanların ibadetlerini bulandırmak için ortaya çıkarlar. Ellerinden ve dillerinden gelen her şeyi ortaya koyan bu insanlar, sürekli huzursuzluk olsun için mücadele verirler. Yani kısacası bağlı olan şeytanların tüm vazifelerini bu insanlar yerine getirirler.
Müslümanların, Rabbimizim emri olan, çok kıymetli oruç ibadetini yapmaları hususunda yardımcı olmamız gerekirken, onları bu şekilde fitnelerle veya buna benzer günah bataklıklarıyla oruçlarını zedelemeye çalışmak, büyük vebaldir. Buradan o kendini ve ne yaptığını bilmez insanlara hatırlatmak istiyoruz. Gelin Müslüman kardeşlerimizin oruçlarınızı zedelemeyin.
İslam’ı ve ibadetleri hafife ve alaya alan şeytanlaşmış insanlara şunu bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Oruç tutmuyorsanız bile oruç tutana saygılı olmak zorundasınız! Çünkü hiç kimsenin bir şeyi kabullenmiyorum ya da tatbik etmiyorum diyerek saygısızlık yapmaya hakkı yoktur. Bu ne insani ölçülere ne de İslami ölçülere sığmayan bir davranıştır. Yani kısacası saygısızlık yapanların hepsi, İslam’dan nasibi olmadığı gibi insanlıktan da nasibi olmayanlardır.
Şeytanlaşmış insanların salyalar akan ağızlarından, demokrasi ve özgürlük naraları attıklarını görürüz. Oysaki iş İslam’a ve ibadetlere geldiğinde ikiyüzlü olduklarını hemen anlarız. Şeytan maskesi takmış bu insanların dillerinde eşitlik ve özgürlük ifadelerini sürekli duyarız. Ancak ellerindeki sopayla sürekli İslam’a ve Müslümanlara saldırdıklarını ve bunu da kendilerine kutsal bir görev atfettiklerini görürüz.
İslam’ı ve Müslümanları hakir gören ikiyüzlü ve şeytan kılıklı bu insanların birde tuhaf beklentileri vardır. Müslümanlara karşı sürekli saygısızlık yapmalarına rağmen, kendilerine saygısızlık yapılmasına asla tahammül edemezler. Rabbimizin emir ve yasaklarına her türlü saygısızlığı yapan bu zavallı güruh, birde utanmadan Müslümanlardan saygı beklemektedirler. Bu tür bir beklenti içine girmeleri ise gerçekten de akıl sağlıklarının yerinde olmadığının apaçık emaresidir.
Şeytanlaşmış İnsanlar, Ramazanın bereketini ve feyzini kaçırmak için tüm gayretleriyle çalışmaya devam ediyorlar. Ama olsun, hiç fark etmez. Bizlerde Rabbimize sığınarak vazifelerimizi olduğunca mükemmel yapmak için gayret edeceğiz, çalışacağız. Gerekirse herkesi bu konularda uyarıp, uyandıracağız. Rabbimizin güzelliklerini daima hatırlatacağız. Hatırlatmak demişken Ramazan ayı ile alakalı birkaç hususu da önemle hatırlatalım. İlk hatırlatmamız genç kızlarımızı ilgilendirmektedir.
Oruç tutan insanlar, ağızlarını yemekten ve içmekten korudukları gibi ilişkiden de korumaktadırlar. Ancak bu insanların gözlerini de zinalardan koruyabilmeleri için genç kızlarımızın, giydikleri kıyafetlere çok dikkat etmeleri gerekir. Öyle ulu orta yerlerde olmayacak kıyafetlerle oruçlu insanların arasına geçip oruçlarını zedelemek, onlara karşı yapılmış büyük bir saygısızlıktır. O yüzden Ramazanı şerif ayında giymiş olduğunuz kıyafetlere dikkat etmeli, insanları tahrik edecek ve onları yanlış düşüncelere sevk edecek hallerden, kıyafetlerden kaçınmanız gerekir. Eğer biz birbirimize karşı anlayışla, saygıyla, sevgiyle, dikkatle, merhametle davranırsak, Rabbimizde Ramazanın bereketini merhametini güzelliğini tüm Türkiye’mize ve tüm dünya Müslümanları üzerine en güzel şekilde indirecektir.
İkinci hatırlatmamız; Ramazanın büyük bir fırsat olduğu ile alakalıdır. Gerçekten Ramazan ayı, müminler için büyük bir fırsattır! O yüzden gelin elimize geçen bu kıymetli fırsatı kaçırmayalım. Güzel değerlendirip, Rabbimizi memnun edelim. Rabbimizi dinlediğimizde hem dünyamız hem de ahiretimiz kurtulmuş olur. Nefsin ve şeytanın hoşuna gitmese de ilahi emirleri dinleyenlerin dünyası da ahiret de kurtulur.
Kıymetli halkımız! Yok, biz şeytanlaşmaya devam edeceğiz derseniz, o zaman Rabbim bizleri muhafaza eylesin. Suriye, Irak, Libya, gibi ülkelerin ne durumda olduğunu hep beraber görüyoruz. Eğer Türkiye’mizde bu hale gelirse, bundan kimlerin sorumlu olduğu da ortadadır. Rabbim ülkemizi muhafaza eylesin! Laf dinlemeyenlerin akıbetini görüyorsunuz. O nedenle gelin bu Ramazanda tüm şeytanlıklardan vazgeçelim ve istenilen kıvamda kullar olalım.
Mevla Teâlâ Kur’an’ı Kerimde; “Sizden önce(ki milletlerin başından) nice olaylar gelip geçmiştir. Yeryüzünde gezin dolaşın da yalanlayanların sonunun nasıl olduğunu bir görün.” bu ayetten de anlaşıldığı üzere etrafımızdaki olaylardan dersler çıkarmalıyız. Ateş altında zulüm gören ülkeler gibi olmak istemiyorsak, çok dikkatli yaşamalıyız. Yoksa günah bataklıklarında istediğimiz gibi yüzer, zevki sefaya dalarak gafletle Allah’ı (c.c.) unutur, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) yolundan çıkar, oruçtan uzak durur, Ramazan gelmiş mi gelmemişmiş gibi hayatımızı geçirmeye çalışırsak, o zaman bu ikazların bizi bulacağını unutmayalım. Eğer bu ikazlara duçar olmak istemiyorsak, o zaman laf dinlemeli ve Rabbimizi memnun etmeliyiz. Eğer bunu başarabilirsek, işte o zaman işin bereketinden de feyzinden de gerçek manada istifade etmiş oluruz.
Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu