Son zamanlarda buldukları her fırsatta vatanımızı ve sağduyulu halkımızı karalamak ve aşağılamak için hiç çekinmeden iftiralar atan, yalan söyleyen ve kendilerini akademisyen olarak nitelendiren bir güruh, devletimizi işkence ve katliam yapmakla suçlamaktadır.
Buna karşın aynı güruh, hak ve özgürlük bahanesiyle terör örgütü tarafından katledilen masum bebeklerden, öksüz ve yetim kalmış çocuklardan, şehit edilen ya da yaralanan polis ve askerlerden; yakılan, yok edilen millî, dinî ve tarihî servetten hiç bahsetmemektedir. Ağızlarından demokrasi ve barış sözlerini hiç düşürmeyenler, bu cinayetlerin asıl müsebbibi olan terör örgütünün adını nedense hiç anmamaktadırlar. Onlara en küçük bir ifade dahi kullanmamaktadırlar.
Kırk yıla yakın bir süredir kalleş ve alçak PKK terörünü yaşayan ülkemiz, maalesef sadece bu menfur örgütün kurşunlarına maruz kalmamış, bu ülkenin bilimsel ve teknolojik gelişmesine katkıda bulunması amacıyla tüm imkanlar kendilerine sunulduğu halde bu imkanları hainliğe, nankörlüğe kullanan sözde akademisyenler tarafından da saldırıya uğramıştır.
Onların şu anki tavır ve ifadeleri, dağdaki eşkıyanın kurşunlarından daha tehlikeli ve daha alçakçadır. Bu güruhun vatanımızda, sözde barışın arkasında yatan ancak icraat ve tavırlarıyla Hendekçilerle beraber yürüdüklerini hep beraber görmekteyiz. Bunların bir tek amacı var o’da terörü meşrulaştırmak, güvenlik güçlerimizin moralini bozmak.
Sonuç olarak, şu anda vatanımızın birlik ve beraberliği için, bölünüp yok olmaması için Sur’ da, Silvan’da, Nusaybin’de, Cizre’de, Silopi’de ve daha pek çok yerde yapılan operasyonlara katılarak canlarını ortaya koyan şanlı asker ve polisimize her daim başarılı ve muvaffak olmalarını Cenabı Haktan niyaz ederiz.
Çanakkale’de düşmana karşı savaşmak için öğrencileriyle birlikte cepheye giden Âlim, Hoca ve talebeleri gibi, ülkemize karşı yapılan bu menfur saldırıları halkımızla beraber durduracağımızı, tüm şer odaklarının bilmesi gerekir.
Çok merak ediyorum! Kendilerine göre adalet arayan, operasyonlara karşı çıkan güruhun kendi evlatlarını alıp dağa kaçırsalardı, kazanç gelirlerini yaksalardı, yol emniyetleri, can emniyetleri olmasaydı, ailesinin çocuklarının yanında vurulup kaçırılsalardı o zaman ne derlerdi acaba. Bu ülkenin asker ve polisi haksız yere kimseye zarar vermez. Kendinizce gerçekten bir takım kimselere haksızlık yapıldığını düşünüyorsanız, sadece bir haftalığına doğuya seyahat yapıp, kendinize çok güveniyorsanız gece vakti dışarı çıkmanızı, tenha bölgelerde takılmanızı, yakın ilçelerden diğerine geçmeyi bir deneyin derim. O zaman sizin sadakatiniz doğrudur diye biliriz.
Tabi uzaktan davulun sesi hoş gelir. Birde dibinde dinle de o zaman görelim, el mi yaman bey mi yaman.
Vatanımıza Sahip Çıkmak Bizden, Korumak Mevla Teâlâ’dandır.