Dünyanın var olması ve insanların yeryüzünde hayatlarının başlaması ile birlikte bir maişet derdi zuhur etti. Allah (c.c) biz kullarına rızkımızın temini için, bunu sebeplere bağladı. Kısacası emeksiz yemek yoktu.
Rabbimiz insanlara anne karnında ruh üfürmesiyle beraber kullarının rızıklarını da yazdı. Rızık hiç değişmez, azalmaz ve çoğalmaz. Kimse kimsenin rızkını yiyemez. Hiç kimse kendi rızkını yiyip bitirmeden ölmez. Bir kimse, Allah-u Teâlâ emrettiği için çalışır, rızkını helal yoldan ararsa, ezelde belli olan rızkına kavuşur. Bu rızık, ona bereketli olur. Eğer, rızkını Allah-u Teâlâ’nın yasak ettiği yerlerde ararsa, yine ezelde ayrılmış olan o belli rızka kavuşur. Fakat bu rızık ona hayırsız, bereketsiz olur. Rızkına kavuşmak için kazandığı günahlar da, onu felaketlere sürükler.
Eskiden tek çeşit nimetler ile beraber bereketi bulan, huzuru bulan insanoğlu, şu anda evlerinde olan onlarca nimet ile beraber bereketi ve huzuru arar oldu. Şimdi bunları tek tek gözden geçirelim ve bu bereketsizliğin sebeplerini bulup kendimizi toparlayalım.
İlk önce şunu bilmemiz gerekmektedir ki, Rabbimiz maneviyatsız bir maddiyat ikram etmez. Aza kanaat eden çoğu elde eder ve kimseye muhtaç kalmaz. İnsan bir tas çorbaya kanaat etti mi ondan daha zengin ve bereketli kimse olmayacaktır. Buradan şu sonuç çıkar ki, dünya genelinde bir açgözlülük, hırs, tamahkârlık söz konusu. İlk önce kul Rabbinin verdiğine rıza gösterecek ve bunun için teşekkür edecektir. Teşekkür etmesini bilmeyen bir kul içtiği çorbanın da, yediği yemeğinde ne lezzetini, ne de bereketini bulamayacaktır.
Bereketsizliğin başını çeken en önemli hususların başında namazsızlık, kanaatsızlık, şükürsüzlük, faiz sistemi, harama düşmek, müzik dinlemek gibi muameleler gelmektedir. Kişi Rabbinin bahşetmiş olduğu zaman kavramını, Rabbinin yolunda kullanmadığı zaman, o kimseye kazancı bereketsiz olur. Faiz ile bir esnaf gücüne güç katamayacağı gibi Ayet-i Kerime’de belirtildiği gibi faiz alan kişi Allah ve Resulüne harp ilan etmiş oluyor. Müzikle müşteri çekiyorum diyen insan ne kadar bu zahirde böyle gözükse de paranın bereketini göremeyecektir.
Bizleri, yeri, göğü, kâinatı, tüm nimetleri yaratan Rabbimiz; bereketsizliğin sırrını Taha Suresinin 124. Ayet-i Kerime’sinde bizlere ilan etmiştir. Şöyle ki “Ve her kim benim zikrimden yüz çevirirse (haramlara dalarsa, Rabbini unutursa), o takdirde mutlaka onun için sıkıntılı bir geçim (hayat) vardır” buyrulmuştur.
Rabbimizin Sözünü Dinleyip, Haramlardan Kaçmak Bizden, Bereket, Muvaffakiyet Allah’tandır.
Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu