Adalet her ne koşulda olursa olsun, hangi şartlarda olursa olsun ayrım yapmadan eş, dost, akraba yakın, gözetmeden hak ve hakikate göre hareket etmektir.

Adalet toplumun, toplumların ve milletlerin refah ve huzur içerisinde yaşamasına sebep olan bir nimettir. Adaletsiz bir toplumda güven olmadığı gibi herkes birbirinin kuyusunu kazar birbirinin düşmesini bekler ve daima kuvvetliler, zayıfları ezerler. Adaletin hâkim olmadığı ülkelerde, memleketlerde huzur ve istikrar mümkün değildir. Er ya da geç helak olmaya, yok olmaya mahkûm olacaklardır.

Adil bir yönetim de güçlü, zayıf, zengin, fakir, köle, efendi herkes eşit durumdadır. Haksız olan her zaman zayıf, haklı olan her zaman kuvvetlidir. Adalet mazlumların kurtuluş kalesi olduğu gibi zalimlerin de korkulu rüyasıdır. Adaleti sadece devlet yönetiminde veya dış hayatımızda düşünmek doğru değildir. Adaleti ailemize karşı, çoluk çocuğumuza karşı da uygulamamız gerekir. Evlatlarımız arasında ayrım yapmadan ailemizin hakkını yemeden onların da gönüllerini almalıyız. Çünkü adalet olan yerde huzur kaçınılmazdır.

Adalet sadece yazılarda veya anlatımlarda kaldığı müddetçe hiçbir zaman taşlar yerine oturmayacaktır. İnsanlara Hz. Ömer’in adaleti anlatılırken diğer taraftan bizler sevdiklerimize karşı veya kalbimizin ısındığı insanlara karşı layık olmadıkları vazifeleri verdiğimiz müddetçe her zaman yanılmaya ve yanlış yapmaya mahkûm olacağızdır.

Peygamberimiz (s.a.v) “yarın ahirette hiçbir gölgenin olmadığı günde yedi sınıf insanın Allah’ın gölgesinde muhafaza olunacağını” buyurduktan sonra ilk olarak “adil önder, idareci” buyurarak adaletin ne kadar da önemli olduğunu bizlere vurgulamıştır

Tabii bu Hadis-i Şerif’i sadece siyasilere almamak lazım. Elinin altında, etkisinde, tesirinde olan herkes imam mesabesindedir. O yüzden bu Hadis herkese şamildir

Ülkemizin kurtuluşu ahiretimizi Mamur için adalet yolunda yürümekten başka bir yolumuz yoktur.

Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu