“Seni yaradan Rabbinin adıyla oku.” (Alak,1)
Seni, yaradan Rabbinin yoluna götüren, Rabbini bildiren, O’nun Vahdaniyetini bildiren ilimleri oku. Besmele ile başlayan kitaplardan oku. Kâinatı baştan sona süzdüğünde bunları bir gaye için yaradan Allah’ın, senide kulluk gayesiyle yarattığını öğrenmek için oku.
Bir cerrah, ameliyat masasında senin kardeşinin iç organlarını boşaltıp organ mafyasına sattığını bilsen, o doktorun yazmış olduğu tıp kitabını yavruna okutur musun?
Bir şoför, yolda kardeşine veya kızına araba ile vurup kaçsa (Allah muhafaza) sen o şoförden direksiyon dersleri alır mısın?
Bir berber, saçını keseyim diye kaşını kesse o berbere bir daha gider misin? Her halde tümüne vereceğin cevap olumsuz olacaktır.
Peki, öyle ise Senin Rabbini ve Resulünü tanımayan, her fırsatta Müslümanların içini boşaltan, bilgisiyle yeni neslin imanına balyoz indiren, kültür ve değerlerimizi değiştirme gayretinde olan, Müslüman kanı emen kenelerin kitaplarını niçin okursun?
Dinini unutmak, gençliğini kaybetmek, ahiretini harap etmek için okuyorsan; durma oku! Ama şunu bil ki, bir gün gençliğimiz elimizden kaçıp karşımıza gelerek; “baba, anne, hala, teyze siz anlamazsınız” dediklerinde belki o zaman anlamış olacağız ama iş işten çoktan geçmiş olacak.
O yüzden yavrularımıza Kur’an-ı Kerim eğitimini çok görmeyelim. Bizim yavrularımızın üzerinde haklarımız olduğu gibi onlarında bizim üzerimizde birtakım hakları vardır. “Güzel isim koymamız, eğitim yaşı geldiğinde ona Kur’an-ı Kerim ve dini ilimleri öğretmemiz, evlilik yaşı geldiğinde onu saliha bir hanım ile evlendirmek” gibi.
Demek ki birinci vazife, güzel bir isim koymak. Peygamber ismi veya Salihlerin ismi gibi olması çok güzel olur. Hiç kullanılmayan isim olsun diye garip garip isimler koymak uygun görülmemiştir. İkinci vazife dinini öğretmek. Bugün en büyük eksiklerimizden biride bu vazife. Babanın söyleyeceği hazır zaten;
–“Efendim ben sabah çıkıyorum, akşama eve kendimi zor atıyorum. Neredeyse çocuğu haftada bir ancak görebiliyorum.” Derler.
Sorsak kendisine;
-“Niçin bu kadar çalışıyorsun.” Efendim;
-“Çocuklarım için çalışıyorum. Zaten anneleri bir şeyler öğretiyor” der.
Peki, “Din bir şeyler mi? Yoksa dünya ve ahiret yaşam kriteri mi? Peki ya o birkaç şeyle dünyasını geçirip ahirete ne götürecek? Dünyaya gelişinin asıl maksadı olan dinini öğrenmek ve yaşamaksa, bu yavru hangi kullukla, hangi ibadetle Rabbinin huzuruna çıkıp hesap verecek, cennet ve cemalullah’la müşerref olacaktır?”
O yüzden lütfen yavrularımızın dini eğitimlerini ihmal etmeyelim. Dini eğitiminde bir Fatiha, üç ihlastan veya sadece namaz kılmaktan ibaret de görmeyelim. Muhakkak ki şu an günümüzde kanayan yaralarımızdan biri de çok acı bir durum olan eş adaylarının yeterli derecede dini ve ahlaki birikime sahip olmadıklarından dolayı evlilikten kısa bir süre sonra soluğu mahkemede almalarıdır.
Hani meşhur bir ifade var ya; “Hocam bu çocuğun istikbali ne olacak?” Evet, ne güzel söylüyorsun, bu çocuğun dini eğitim ve ahlak bilgisi olmadan, ev hayatı, iş hayatı, arkadaş ortamı, çevresi, kabri, mahşeri, akıbeti ne olacak? Tarihe asrısaadet diye damgasını vuran Efendimiz ve ashabı hayatları boyunca bu anlatılanları hem kavli, hem fiili olarak uygulamışlardır.
Bugün de toplumun üzerine titremesi gerektiği gençlerimiz, özellikle lise ve üniversitedeki dini eğitimden yoksun. Gençlerimizin akıbeti hepimizce malumdur. Eğer onların yarın ahirette bizlerden davacı olmalarını istemiyorsak, o zaman onları İslami bilgi ve eğitimden mahrum bırakmamalıyız. Zira bir ayeti kerimede dini eğitimden mahrum bırakılan yavruların yarın ahirette bizden şikâyetleri oldukça etkileyicidir. (özellikle gençler);“O gün yüzleri ateşe çevrildiği zaman ne olaydı Allah ve Resulüne itaat etseydik. Ya Rabbi! Biz büyüklerimize (babamıza, dedemize, amcamıza, halamıza, teyzelerimize) itaat ettik, onlar bizi din yolundan saptırdı. Ya Rabbi! Bize vereceğin azabın iki katını onlara ver” diyeceklerdir. (Ahzab, 66-68)
Rabbim Nesillerimizi Muhafaza Eylesin. Kâfir Babası, Kâfir Dedesi Eylemesin. Huzuruna Ak Yüzle Çıkan, Hayırlı Nesiller İkram Eylesin.
Eğitime Önem Bizden, Yetişmek Hepimizden, İlim Mevla Tealadandır
Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu