Efendi Hazretlerimize Ve Davasına Kim Sahip Çıkacak (4) | Fatih Medreseleri
Fatih Medreseleri

Efendi Hazretlerimize Ve Davasına Kim Sahip Çıkacak (4)


Besmele, Hamdele, Salat Ve Selamdan Sonra

Pek muhterem Recep Eryiğit, Mehmet İslamoğlu, Ömer Keleş hocalarımız. Meşhur Çınaraltı Medresesinin parmakla gösterilen hocaları… Sizleri, hepinizi canı gönülden selamlıyoruz. Hepinize en kalbi sevgi ve muhabbetlerimizi arz ediyoruz. Mevla Teâlâ sizi Efendi Hazretlerimizin manevi mirası ile şereflendirsin. Efendi Hazretlerimizin sizi koyduğu makama Allah sizi layık eylesin. Efendi Hazretlerimizin bu camiada sizinle beraber yapmak istediği hayırlı çalışmalara, varmak istediği büyük hedeflere, sizleri bizleri hepimizi vasıta eylesin.

Rabbim bileğinize güç, yüreğinize cesaret, bedeninize sıhhat ve afiyetler ihsan eylesin. Hizmetlerinizi daim, ibadet ve dualarınızı makbul eylesin. (âmin)

Kıymetli hocalarım

Recep hocam, Ömer hocam, Mehmet hocam…

Rabbimiz kemali inayetiyle sûri ve manevi ikramının neticesi olarak sizleri Efendi Hazretlerimizin makamının hemen yanında, Onun has müridi, has evladı, Onun gaye ve davasını savunabilme makamını sizlere ihsan eyledi.

Sevgili hocalarım

Mevla Teâlâ Hazretleri sizleri kibrit-i ahmer misali bu kapıda pek kimseye nasip olmayacak bir makama koydu. Bu zamanda kâinatın en büyük mürşidinin İrşat faaliyetlerinin takibi ve hizmetine sizleri koydu. Sizleri Efendi Hazretlerinin talebelerinin, ihvanının, hocalarının, sevenlerinin, muhibbânının maddi ve manevi hayatını yine Efendi Hazretlerimiz adına takip ve yönlendirme gibi büyük bir hizmetin sahipleri kıldı. Mevla Teâlâ bu kapıda nerdeyse kimselere nasip olmayacak bu güzellikleri Efendi hazretlerimizin bereketiyle sizlere nasip etti.

Allah size, kendileriyle öyle büyük hizmetlere imza atacağınız, öyle güzel kabiliyetli talebeler nasip etti ki; hangi birini ele alırsanız alın, hiç düşünmeden Efendi Hazretlerimizin davasını yaymak uğruna istediğiniz yere görevlendireceğiniz, gözünü budaktan sakınmayan pırıl pırıl talebeler emanet etti. Efendi hazretlerimiz sizleri, hocaların hocası, vekillerin hocası olmakla şereflendirdi. Her hafta kız ve erkek medreselerinizi ziyaret etmekle sizi onurlandırdı. Talebe sıkıntısı çekmemeniz için, bu tertemiz talebeleri akın akın sizin medresenize doldurdu. Çınaraltı Medresesini, o medresenin maddi giderlerini düşünmeyeceğiniz finansörleri size nasip etti. Sizin hakkınızda “benim elimi öpmeyin, hocalarınızın elini öpün, onlara hizmet, bana hizmettir” ifadeleriyle size değer vererek sizlerin bu kapıda çok büyük şekilde önünüzü açtı. Bu kapıda Efendi’ye Sevdalı Dava Adamlarının yetiştiriciliği ve hizmet edebilmenin, ettirebilmenin her türlü zeminini ve şartlarını sizler için hazır etti.

Kartopunun çığa dönüşmesi misali, bu kapıda hizmet çığırını açacak hakka ve hayra delalet edecek, çok büyük imkân ve fırsatları sizlere sunarak, Türkiye’de ve dünyada milyonlara, milyarlara Efendi Hazretlerimizin ve camiamızın tanıtımını nasip edecek fırsatları verdi.

Çünkü Efendi hazretlerimiz İslam davası adına, bu kapının insanına ve Ümmeti Muhammed’e hizmet adına sizden çok şeyler umut ediyordu. Sizinle birlikte çok büyük çalışmalara ve başarılara imza atmak istiyordu.

Allah’ın izniyle Efendi Hazretleri sizlere bunca ikramlarda bulunmuş ve sizden çok şeyler beklemişken, sizler kendinize yapılan izzet ve ikrama karşılık “Bizler Efendi Hazretlerinin davasına hakkıyla sahip çıktık, Efendi Hazretleri bizden ne beklemişse, nasıl bir çalışma istemişse onu yerine getirdik, Efendi hazretlerinin açtığı çığır da Onunla beraber adım attık, bunca izzet ve ikramın kıymetini bildik, Efendi Hazretlerinin gözünü ve gönlünü ferahlandıracak nice başarılı hizmetlere imza attık ve bu cemaati Efendi Hazretlerinin istediği ölçülere uyarak büyüttük, camia içinde bize emanet edilen talebelere, hocalara, vekillere, cemaatimizin tamamına hakkıyla sahip çıktık, bu camianın birlik ve beraberliği yolunda ne yapılması gerekiyorsa onu yaptık” diyebiliyor musunuz hocalarım?

Sevgili hocalarım

Efendi Hazretlerimiz bu camiada siz ve sizin gibi nice kıymetli hocalarımızla beraber ( buna en yakın akrabaları da dâhil) çok büyük çalışmalar yapmak istedi. Bu camianın tamamını kuşatıcı, Türkiye’mizin ve bütün insanlığın ihtiyaç duyduğu İlim ve İrşat faaliyetlerini onlarla beraber yürütmek istedi. Ancak herkes, Efendi Hazretlerine, hizmet etmek için kendince bir metot ve sistemle, kendilerine göre bir öncelikli çalışma anlayışı getirdiler. Kimse Efendi Hazretlerimizin kendisinden ne beklediğini ve ne istediğini anlamaya yanaşmadı.

Kimi “benim öncelikli çalışmam resmi Kur’an kursu ve devâsa cami yapımı üzeredir” diyerek,

Kimi “benim öncelikli çalışmam vaaz ve sohbet metodu üzeredir” diyerek,

Kimi “benim öncelikli çalışmam külliye yapımıdır” diyerek,

Kimi de “benim öncelikli çalışmam büyük büyük medrese binaları yapma şekli üzeredir” diyerek bu kapıya en iyi hizmetin kendi çizgi ve metotları üzere olabileceğini, Efendi Hazretlerimize ve camiamıza kabul ettirmeye çalıştılar.

Ancak kimse, “Efendi Hazretleri, sizin benden istediğiniz çalışma ve hizmet neyse ben ona talibim. Sizin gönlünüzdekilerin tamamına talibim, başım gözüm üzerine emrinize âmadeyim” demedi.

Sevgili R.Eryiğit, Ö. Keleş, M. İslamoğlu hocalarım

Bu camianın zahiri ve batıni ilim yönünü, eğitim yönünü, tarikat yönünü, sosyal ve kültürel cephesini, maddi ve manevi hizmet hayatını, Efendi Hazretlerinin sizden beklediği şekilde şekillendirmeye ve takip etmeye çekinip cesaret edemediniz.

Maalesef birileri konumlarını, Efendi Hazretlerinin kendilerinden beklediği sorumluluk ve vazife ciddiyetini anlayıp hareket edemedikleri gibi; sizler de bu vazifenizin ciddiyet ve sorumluluğunu anlayıp hakkıyla yerine getiremediniz hocalarım.

Biz şuna canı gönülden inanıyoruz ki, eğer ki hocalarım sizler Efendi Hazretlerimizin bu davasında “Ben her şeye rağmen Onun yanında olurum” diyebilseydiniz; “evlenecekler falancaya gitsin, vazife yapacaklar filancaya gitsin” demeden, kendinizi Celal Beyin memuru mantığından çıkarıp, “biz sadece önümüze diz çöken talebeyi okutmayı biliriz, o talebenin ve bu camianın başka bir şeyine karışmayız” mantığından sıyırabilseydiniz ve “Bu camianın her şeyi bizi ilgilendirir, okumaya gelen- gelemeyen talebesi, diğer insanları, onların evlenmesi, vazife alması, hizmet etmesi, hizmet ettirmesi, camiamızla alakalı her şey bizi ilgilendirir” diyebilseydiniz; “Ben Efendi Hazretleri’nin has adamıyım, beni bu vazifeye Efendi Hazretleri koydu. Efendi Hazretleri benden bunu bekler.” diyebilseydiniz; bu yolun öncüleri, Efendi Hazretlerimizin davasının önderleri ve bu yolun Kolbaşları olacaktınız. Ancak hocalarım, hocaları haykırmayan bir camianın cemaati nasıl konuşabilsin? Hocaları kış uykusuna yatmış bir camianın Bahar’ı nasıl gelebilsin?

Üzülerek ifade edelim ki hocalarım, sizlerde bu çalışmada Celal Bey’in memuru ya da elindeki elemanı gibi davranmaktan kendinizi sıyırarak; Celal Bey’in yanında olduğunuz kadar, Efendi Hazretlerinin yanında olabilme teslimiyetini sergileyemediniz hocalarım.

Bu ifadelerimizden sizi eleştirdiğimiz sakın anlaşılmasın hocalarım. Bunu ancak bir dertlenme, dertleşme olarak değerlendiriniz. Çünkü bu mesele bütün cemaatimizin hepimizin meselesi ve ortak ıstırabımızdır.

Bizler sizi çok seviyoruz hocam.

Sizler bizim için çok kıymetlisiniz. Sizler bizim kederimizi sevince dönüştüren kardeşlerimizsiniz.

Bu kardeşlik, anne baba bir kardeşlikten daha önemli ve önceliklidir bizim için.

Bu kardeşlik dünya hayatı ile sınırlı olan, ölümle sona eren geçici bir kardeşlik değildir bizim için. Bu kardeşlik ölümden sonra da devam edecek olan ve bizi ebedi Saadet Yurdu olan cennete kavuşturacak iman kardeşliğidir, İhvan Kardeşliğidir. Bizler akraba olmasak bile birbirini Allah için seven kişileriz. Çünkü Bizler Efendi Hazretlerimizin ihvanıyız.

Kalbimizde iman, aramızda kardeşlik, başımızda Efendi hazretlerimiz, içimizde birlik ve beraberlik bulunduğu sürece; Mevla Teâlâ bizleri koruyacak, düşmanlarımızın ve bizim birbirimize düşürüp görmek isteyenlerin fitne ve fesat planları boşa çıkmaya mahkûm olacaktır.

Allah’ım Efendi hazretlerini koruyup gözetsin Onun nefesini üzerimizde daim etsin. Onu başımızdan eksik eylemesin. Onun ahlakını, Onun samimiyetini, her zerresini her zerremize İkram eylesin.

Allah’a emanet olunuz.

Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu

Yorum yapın