Peygamber Efendimiz (s.a.v) ve tüm peygamberlerin dua ve zikirlerinin hep beraberce zikredilmesine hatme denir. Peygamberimiz (sav)’in ümmetine faydası en çok olan zikir usulüdür. Hatme yapılırken Peygamber Efendimiz (s.a.v) ve peygamberler ve dahi Silsilemizdeki meşayihi kiram ve Efendi Hazretlerimiz zikir meclisine teşrif ederler. Hatmeye katılan müritlerin bütün arzu ve isteklerin kayıt altına alınır. Hatme duasının okunması bittikten sonra ise Peygamber Efendimiz ’in (s.a.v) ruhaniyeti ile birlikte meşayihi kirâm da zikir meclisinden ayrılır. Daha sonra hatmeye katılanların istekleri Rabbü’l-âlemin’e arz edilir. Peygamber Efendimiz ‘in (s.a.v) ve peygamberlerin dahi tüm meşayihi kiramın, Allah Teâlâ’ya götürdüğü istekler ise hiç reddedilmez.
Kıymetli Hocamızın bizlere aktardıkları ile Efendi Hazretlerimiz Hatme-i Şerifi hiçbir zaman bırakmadı. Emri bil maruf vazifelerinde, Mekke’de, Medine’de her daim istikameti ile bize mükemmel bir örnek ve önder oldu. Üç kişi dahi kalsa en önemli vazifemiz olan hatmeyi devam ettirdi. 1998’in sıkıntılı zamanlarında, hocalarımızın ciddi izlendiği zamanlarda dahi, bu güzide vazifeyi 10 tane Hoca Efendiye vererek, kendi meclislerinde yapılmasını emir buyurdu. Bu 10 Hoca Efendiden biri de bizim canımız, her şeyimiz olan, daha çok genç yaşta olmasına rağmen sevgili Masum Bayraktar Hoca’mızdı şükürler olsun. Şu zamanda Efendi Hazretlerimiz ile birlikte Hatme yapmamız çok zor gözüküyor olabilir. Fakat bu güzide vazifeyi aynı kendi dili ve kalbi ile aktarabilecek Sevgili Hocamız var iken, gelin bu sofradan hep beraber istifade edelim.
Yine bir gün Hatmeye bir kardeşimiz gelememişti. Bizleri her daim bizden daha iyi takip eden Sevgili Hocamız gelemeyen kardeşimizi bizlere sorduğunda, “Hasta olduğunu söylemiştik ve şifası için dua istemiştik”. Kıymetli Hocamız Hatme meclisinde çok anlam dolu şu ifadeleri aktarmıştı: “Şifa yeri burası, bu meclise gelen her derdine deva bulur”. Ve hatme meclisine gelenlerde şunu gözlemliyoruz ki; Hatme ile beraber çalışmalarında ve yaşantısında bolluk, bereketlik, bir zevk anlayışı var. Tarikat derslerinde güzel açılımlar var. Manevi sofradan istifade eden bir kimse de istikamet var. Edep var. Gelemeyenler de ise pişmanlık duygusu ve ilerleyememe, yerinde seyrine devam var.
Hatme ile beraber o güne daha mutlu ve enerji ile başlama var. Günahlarından arınma ve derecelerinin artması var. Rabbinin nazarı var, yardımı var. Rusları zayıf ve mekanik silahları çok az olmasına rağmen yenemediği Kafkas Kartalı Şeyh Şamil, bir zaman geldi ki yenildi ve esir düştü. Buna anlam veremeyen Kafkas kartalı zuhuratta şu anlam dolu ikaz kendisine gösterilir. Yenilmenize sebep hatmeyi bırakmanızdır.
Hatme meclisi zikir meclisidir. Hz. Peygamber S.A.V zikir meclislerini cennet bahçelerine benzetiyor: “Cennet bahçelerine girip meyvelerinden yiyiniz. Cennet bahçeleri nerelerdedir ey Allah’ın Resulü diye sordular. Buyurdu ki: “Oralar zikir halkalarıdır. Demek ki zikir meclisi olan yer aynı zamanda cennet bahçesidir. Cennet bahçelerinde neler var düşününüz.
Unutmayalım ki bizlere Sultanımız tarafından bahşedilen, müjdelenen olgunluk sırrı hatmelerimizden sonra olmuştur. Rabbim Efendi Hazretlerimizden ve O’nun en mükemmel sırdaşı ve manevi evladı olan Sevgili Masum Hocamızdan Dünya ve Ahirette ayırmasın.
Söz Dinlemek, Vazifelerimize Sahip Çıkmak Bizden, Muvaffakiyet Allah’tandır.
Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu