Kurtuluş Allah’a Tabi Olmaktadır - Fatih Medreseleri | Fatih Medreseleri
Fatih Medreseleri

Kurtuluş Allah’a Tabi Olmaktadır


Mevla Teâlâ, Kâinatın Efendisi ile bizlere sunduğu güzel dinimizde, yaptığımız ve yapacağımız tüm halleri ve fiiliyatları, tamamı ile insanlık, güzel ahlak, yüksek şahsiyet ve kaliteli bir varlık olmamız için bizlere bahşetmiştir.

İnsanın yaradılış amacı olan maksada ulaşabilmek için en güzel örnek olan Resulullah’ın sünnet-i seniyyesi bizlere kılavuzluk etmektedir. Kibirden, riyadan, fitneden uzak yaşamanın ve ibadetle meşgul olmanın en güzel yolu budur. Şayet en güzel yol bu olmasa idi Allah-u Teâlâ mukaddes kitabımız olan Kur’an-ı Kerim’de; “Eğer Allah’ı seviyor iddiasında iseniz, Resulüne uyun ki, Allah ta sizi sevsin” buyurmazdı.

Yine bu ayete destek olarak, kâinatın sevgilisi olan Peygamberimiz, yaşama gayemiz, var oluş sebebimiz olan, Allah’ın sevgilisi için; “O ne konuşursa bizden konuşur” ifadesi, bizlere O’na uyulması gerektiğini ifade eden en güzel örnektir. Biz Resulullah’a uyarsak ne olur? Ona uyduğumuz zaman şunu bilelim ki, yeryüzünde vakar, izzet ve şeref sahibi oluruz. Çünkü Allah-u Teâlâ bir ayetinde; “İzzet ve şeref Allah’a, Resulüne ve O’na uyanlara aittir” ifadesinde bunu bizlere duyurmuştur. Osmanlı dedelerimiz, atalarımız, O’na uydular ve neticesinde tüm dünyada söz sahibi oldular.

Allah, onları maddi ve manevi yüceltti. Yavuz Sultan Selim Han’ın iki yıl süren ve müthiş savaşlara sahne olan, müthiş zafer ve kazançlar elde edilen, Suriye ve Mısır seferinden dönüşü ikindi vakti bugünkü Üsküdar’a gelmişti. Bütün komutanlara, beylere, gece oluncaya kadar Üsküdar’da kalınacağını, gece olunca karşıya geçileceğini söyler. Komutanlar geceyi beklemenin gereğini sorarlar. Yavuz Han cevaben; “Bütün dünyada yankı uyandıran bir zafer şan ve şerefle dönüyoruz. Gündüz İstanbul’dan geçtiğimiz takdirde, halk büyük bir karşılama yapacak, tezahüratta bulunacak, buda nefsime gurur getirebilir, bundan Allah’a sığınırım. Buna meydan vermemek için, payitahta gece geçeceğiz” buyurmuştur.

Bunu başartan, kalplerindeki iman ve beyinlerindeki islamdır. Osmanlı’nın son dönemindeki Çanakkale Zaferi de unutulmaz bir kahramanlık ve inanç sembolü olarak tarihlere kazılmıştır.

Evet, bizler ne kadar dine uyarsak, o kadar zafer ve zaferlere ulaşacağız. Bizim için zafer önce Allah’a ulaşmaktır. Maalesef henüz ulaşamadık. Aramızda bir ifadede “70 bin perde var” deniyor. Söze söz katmak için değil, sadece acizliğimizi anlamak için diyorum ki, “var olan ne kadar canlı ve eşya varsa, hepsi bize perde oluyor.” Çünkü dünyayı seviyoruz, dünyanın içindekilerini seviyoruz, dünyanın içindekilerini sevelim ama yalnız Allah için olsun. Allah’tan gafil olmasın. İşte biz bu zafere sevdalıyız. Her ne kadar sevdamızın gereklerini yerine getiremeyip, vazifelerden uzak kalsak ta ümidimizi Hakka tutmaktayız, Hak verirse olur. “Kul bela görmez Hak yazmadıkça, Hak bela yazmaz, kul azmadıkça.” Hak verirse olur ama bizde gerekenlerini yerine getirip, son derece azim ve gayret içinde olup, yakarıp niyaz edeceğiz.

Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu

Yorum yapın