Medya Türkiye’de kuvvetli bir sektördür. Adem (a.s) dan kıyamet gününe kadar olacak olan bilgi akımıdır. Ciddi bir olay, ciddi bir güçtür. Tebliğin daima var olan durumudur. Eğer medya doğruyu anlatırsa hak olur. Ama bugünkü medya algısı fitneyi körükleyen, hakkı gizleyen, hatta vatanını dahi kötüleyen bir sistem haline gelmiştir.
İnsanların medyaya bakış açısı nasıldır? İnsanlarımız üzerinde Medyanın İnsanları daima tehlikeye sürükler korkusu var. Ama burada aletlerin suçu yok, yönlendirenlerin suçu var. İnşallah yönlendiren kişiler hakkı tavsiye eden insanlar olursa, bu işin başına geçmesi ile medya düzelecektir. Çünkü gençler her türlü medyadan etkileniyor. Doğruyu anlatırsa yüzde yüz başarı, fayda sağlayacaktır. Türkiye’mizde medya tamamı ile batıl yöne yönlendirilmesi ile devam ediyor. Hâlbuki hakkı tavsiye edenler bu işin başında olmalı, gençleri güzel yönlendirmeli. Ayeti kerimede “Düşmanın Silahı İle Silahlanın” buyurularak bu konu üzerinde Müslümanların birbirine sahip çıkması lazım. Hakkın söylenmesine karşı olanlar direk küfürle bağlantılıdır. Müslümanların orada olmasını istemeyeceklerdir. Bizler olmazsak onlar olacak ve bizi batıla yönlendirecekler. Bir gencin dünyanın öbür ucundaki bir kâfire özenmesini isterler. Hak batıla galip gelecektir. Bunu bilen kâfir hakkın ortaya çıkmasını hiç istemeyecektir. Ama bugün Müslümanın uyanık olması lazım. Bu işe sahip çıkana sahip çıkması lazım. Dinine sahip çıkması lazım. Özellikle medya batılın elinde.
Bu konuyu üç maddede ele alabiliriz. Bir tamamen batıla destek olan medya var. İkinci hakkı tavsiye eden medya var. Üçüncü ise hakkı söyleyeceğim diye ortaya çıkan medya, daha sonra insanları memnun edeceğim diye Rabbimizi darıltıyorlar, ipin ucunu kaçırıyorlar. Mesela hakkı anlatacağım diye bir dizi başlatıyorlar. Ama kadınları uygunsuz giydirerek haktan sapıtıyorlar. Kötü mü? Tam kötü değil ama İyi de diyemeyiz. Eskiden medya zaten berbattı, o zaman sen daha güzelini yap, doğrusunu yap. Bu sistemle sen halkı şu sisteme sürüklüyorsun. Hem hakkı, hem de batılı beraber yaşamaya itiyorsun.
Bu dizilerde işin ehli ile yürümek lazım. Doğruyu yanlışı tespit edip uyarması lazım. Mesela ecdadımızın hayatını anlatan dizilerde kadınların olduğu çadırlara izinsiz girilince hemen bilirkişi onları uyarıp yanlış yapıyorsunuz İslam’da izinsiz kadınların yanına girmek yok deyip film yönetmenini uyarmalı. Bu sebeple işin ehline illa sorulmalı.
Müslüman medyadaydı, ama Müslümanları medyadan uzak tuttular. Sen medya özgürlüğü dersin, sonra benim Rabbime, Peygamberime, Ecdadıma olmadık şeyler söyleyeceksin, sonra bana basın özgürlüğü diyeceksin. Ağıza alınmayacak ifadeler kullanacaksın, her türlü devletine saldıracaksın, milletine saldıracaksın. Buna medya özgürlüğü denmez, medya düşmanlığı denir. Bunlar tamamen kendi nefsani arzularını yaşıyorlar, mahalle baskısı yapıyorlar, böylece istediklerini yaptırmaya çalışıyorlar. Bunlar medyayı karalıyorlar, kötü kullanıyorlar. Bizler Müslümanlar olarak artık bu gidişata dur dememiz lazım, kendine gelmeli, nemelazımcılık yapmamalı, hep başkalarından beklememeli, bu işe sahip çıkmalısın. Yeri gelecek dilinle, yeri gelecek elinle, yeri gelecek güzel ahlakınla bu işe sahip çıkmalısın.
Hakkı Tavsiye Etmek Bizden, Muvaffakıyet Allah’tandır.
Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu