MÜSLÜMAN TEDBİRSİZ OLAMAZ - Fatih Medreseleri | Fatih Medreseleri
Fatih Medreseleri

MÜSLÜMAN TEDBİRSİZ OLAMAZ


Müslüman yaşadığı müddetçe her konuda en iyi ölçü olan İslam’a göre yaşamalıdır. Oturması kalkması, yürümesi durması, konuşması susması, yemesi içmesi gibi daha pek çok şey hep Allah ve Resul’ünün ortaya koyduğu şekilde olmalıdır. Kısacası bir mümin hayatını başıboş veya pervasızca geçirmemeli hep bir nizam ve intizam içinde sürdürmelidir. Rabbim bu hususta tüm Müslümanlara başarılar ikram eylesin!

Müminler her konuda kendisine rehber olarak Kur’an ve sünneti ölçü almalıdır. Nefsine uyup da onun bunun akıl sokmalarıyla hareket etmemelidir. Eğer Allah ve Resulüne kulak vermeyip de öyle bir yanlışa düşerse yaptığı her işin sonunda illaki bir pişmanlık olacaktır. Mevla’m hepimizi nefislerimize uyup da yanlışa düşmekten muhafaza eylesin!

Dünya hayatı, acısıyla tatlısıyla farklı farklı yönleri olan çok boyutlu bir hayattır. Ancak her ne kadar farklı olursa olsun ölçümüz hep aynı kalmalıdır. Yani neşe ve mutluluk karşısında takınacağımız tavırla tehlike anında takınacağımız tavır hep İslam üzere olmalıdır.

Bu yazımızda asıl değinmek istediğimiz mesele ölçümüzün ne olması gerektiği vurgusundan ziyade, bir Müslümanın hayatta karşılaştığı tehlikelere karşı nasıl davranması gerektiğidir. Tehlike anında her insan doğal olarak o tehlikeyi bertaraf etmek için uğraşır. Ancak ondan evvel gelecek muhtemel bir tehlikenin kendisine zarar vermesini engellemek içinde önceden tedbir alır. Tedbir almak, insanın yaradılışında olan doğal bir süreçtir. İman sahibi olmak bir yana aklı olan her insan mutlaka tedbir alma yoluna gider. En azından aklı başında olan herkes tehlikelere karşı tedbirli olmaya çalışır.

Yüce Rabbimiz Nisa suresinin 71. Ayeti kerimesinde: “Ey iman edenler, tedbirinizi alın!” buyurarak iman sahiplerini açıkça uyarmaktadır. Ayrıca Sevgili Peygamber Efendimiz de bir hadis-i şerifte: “Tedbir almakta acizlik gösterme!” buyurarak ümmetini ikaz etmektedir. Demek ki hem akıl hem de iman gereği tedbiri elden bırakmamalıyız.

Her insan tehlikeye karşı tedbir alır ancak Müslümanlar, dinin emrine uyarak tedbir alırken aldığı tedbire körü körüne güvenmez, takdir neyse onun olacağına inanır. Çünkü tedbire güvenmek, tevekkülü bozar. Tevekkül, kalbin her işte Allahü teâlâya güvenmesi demektir. O nedenle de mümin tedbirini alır fakat koruyacak olanın sadece Allah olduğunu bilir.

Hayatın gerçekliğini kabullenmeyerek, anlamsız düşüncelere kapılıp da tedbirsiz davranmak bir Müslümana asla yakışmaz! Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’in, Medine’ye hicret sırasında, şimâl istikametine gitmesi gerekirken aksi yöne gitme taktiğini uygulaması, Sevr dağındaki mağarada gizlenmesi, gece yolculuğunu ve işlek olmayan yolları tercih etmesi, biz ümmetine örnek teşkil edecek tedbirlerdir. Mevla’mızın sonsuz himayesinde olan Sevgili Peygamberimiz bile tedbir alırken bizim saçma sapan fikirlere kapılıp tedbirsiz davranışlar sergilememiz doğru olamaz. Yapılan bir hata geri dönülmez pişmanlıklara neden olabilir. O halde, üzerimize düşen tedbiri almalı, bundan sonra takdiri ilâhînin neticesini gözetmeliyiz. Akla ve hikmete uygun olan yol budur.

Rabbim karşılaştığımız tüm tehlikeleri hakkıyla anlamayı ve istenilen ölçüde tedbir almayı nasip etsin! Eyvah diyeceğimiz tedbirsizlikten de hepimizi muhafaza eylesin!

 

Yorum yapın