

2016 yılını geride bırakmaya sayılı günler kala insanları yine yeni bir yıla girmenin heyecanı sardı. Küffar cenahı, görsel ve işitsel sahada yaptığı kirli propagandalarla dünya kamuoyunu etkisi altına alarak yılbaşını her yıl bir bayram heyecanı ve sevinci içinde yaşatmayı başarıyor. Ve bunu Hristiyanlık inancına ait kutsalları sevdirerek yapıyorlar. Noel Baba figürü, Hindili ve içkili sofralar, süslü çam ağaçları, çekilişler, meydanlarda müzikli eğlenceler gibi daha birçok şey bunların başında gelmektedir. Müslüman ülkeler de dâhil olmak üzere maalesef pek çok ülkede yılbaşı kutlamaları bu kutsalların gölgesi altında gerçekleşiyor. Kısacası Hristiyan camiası, sapkın inancı gereği bu heyecanı ve mutluğu yaşarken diğer toplumları da peşinden sürüklemeyi ihmal etmiyor.
Yılbaşı kutlamalarının tüm dünyada evrensel bir hale dönüşmesi oldukça üzücü bir durumdur. Kâfirin bu husustaki iştiyakı, heyecanı ve sevinci kendisini bağlayabilir ancak bunun bir Müslümanı bağlaması asla düşünülemez. Müslüman, Allah’ın (c.c.) yasak ettiği ve kâfirin sevdiği hiçbir şeyi sevmez, sevemez. Müslümanın heyecanı, sevinci, sevgisi sadece ve sadece Allah (c.c.) ve Resulünün (s.a.v.) rızasında saklıdır. Nitekim bir Hadis-i Şerifte sevgili Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: “Kim kendini bir kavme benzetirse, o da onlardandır.”
Yılbaşı gecesi ve kutlamaları, kimilerinin dediği gibi basit bir olay değildir. “Ne olacak ki sadece yeni yılı kutluyoruz.” Diyerek geçiştirilecek bir şey de değildir. Nasıl ki Yahudi ve Hristiyanlar kendi inançlarında yaşıyorlar ve bunu diğer toplumlara da empoze etmeye çalışıyorlar. Biz Müslümanlar da dinimiz neyi emrediyorsa ona uyarak dik duracağız ve ona göre yaşayacağız. “Ondan ne olur? Bundan ne olur?” diyerek kendimizi salmayacağız. Müslümanın, yılbaşı gececinde içkili sofralar tertipleyip eğlenceler yapması, evinin köşesine süslü çam ağalarını yerleştirip altına hediyeler koyarak çocuklarına o günü sevdirmesi, çerezler meyveler eşliğinde televizyon karşısında sabahlaması, milli piyango bileti alıp da alın teri akıtmadan zenginlik peşine düşmesi, Müslümanın yapacağı işler değildir. O yüzden bu gece de öyle kâfirin heyecan duyduğu gibi bir heyecana kapılıp da eğlencelere dalamayız. Hele ki tüm dünyada oluk oluk Müslümanların yani kardeşlerimizin kanı akıtılırken, bırakın yılbaşı gecesini diğer gecelerde bile bu şekilde gayri İslami eğlenceler yapamayız.
Her yeni yıl, ölüme yaklaşmaya bir adım sayılırken, ahlaksızca eğlenceler ile kutlamalar yapmak bir Müslümanın düşünce dünyasında yer bulmaz. Müslümanın gönül dünyasında yer alan şey; geçen her yılda Allah’a karşı yükümlülüklerinin muhasebesini yapmaktır.
Rabbim razı olmadığı kavimlerin adetlerini adet edinip de onlara benzemekten hepimizi muhafaza eylesin! Heyecanımızı, sevgimizi ve sevincimizi rızasına uygun kılsın.
Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu