Banka ve Kredi Bataklığı | Fatih Medreseleri
Fatih Medreseleri

Banka ve Kredi Bataklığı


Bankalar, kredi kartı ve faizler bugün artık toplumumuzun neredeyse tamamını ilgilendiren kaçınılmaz bir buhran haline gelmiştir.  Bankalar yaptıkları kampanyalarla ev ve araba alacaklara, yeni iş kuracaklara, evleneceklere, çocuğunu okula göndereceklere,  tatile gideceklere, yatırım yapmak isteyenlere ve talep eden herkese kredi olanaklarını sınırsızca açmaları sebebiyle artık isteyen herkes yapmak istedikleri işi bankalar ve kredilerle yapar hale gelmiştir.

Öyle ki 77 milyon nüfuslu Türkiye’mizin 43,5 milyonu bankalara borçlanmış vaziyettedir. Bunların 2,5 milyona yakını yasal haciz takibi altındadır.  Sadece kredi kartları faiz borçları sebebiyle 600 bine yakın vatandaşımız bankalar tarafından nerdeyse rehin alınmıştır.  Bu borçlar toplumumuzda sosyal bir felakete dönüşmüştür. Resmi kayıtlara göre 7 yılda  200 kişi sadece banka borcu sebebiyle intihar etmiştir. Ödeyemediği banka borcu yüzünden binlerce aile yuvası yıkılmış, sebep olduğu aşırı geçimsizlik yüzünden boşanmalar artmıştır.  Altından kalkamadığımız borçlar sebebiyle insanımız ruhsal bunalımlar, psikolojik çöküntülere yaşamakta. Buda toplumumuza şiddet, hırsızlık, gasp, cinayet, cinnet ve vahşet olarak tekrar geri dönmektedir.

Bankaların ve finansal kurumların halkımızı borçlandırıp onları kendine borçlu bir köle haline getiren, tüketim çılgınlığını teşvik edici reklamlar, bütçesi ve geliri sınırlı olan halkımızı sınırsızca harcamalara sevkedip sonuçta da bankaların esiri haline getirmiştir.

Yine yapılan reklamlardan dolayı bankalardan alınan krediler ile elde edilen bu paralar halkımız tarafından sanki karşılığı olmayan havadan gelmiş hiç ödenmeyecek bir ikram gibi algılanması sonucu, ödeme zamanı gelince altından kalkılamayacak toplumsal felaketlere, kâbuslara dönüşmektedir.

Faiz sistemi fakir halkın cebinden alınarak fakiri ezip, daha fazla fakirleştiren, zengini daha zengin yapan bir sistemdir. Tüm bu toplumsal felaketlerin sebebi Allah’ımızın yasak ettiği faizcilik sistemidir.  Rabbimiz bu konuda bakara suresi 276. ayet-i kerimesinde “Allah faizi batırır sadakaları verilen mallar ise artırır. Ve Allah haramı helal etmekle ısrar  eden ziyade kafir, ve haram yemeye devam eden çok günahkar kimseyi sevmez” buyuruyor. Yine aynı surenin 279. ayeti kerimesinde ise eğer faizden vazgeçmezseniz Allah ve Resulüne karşı büyük bir harbe girmiş olduğunuzu biliniz. Eğer tevbe eder faizden yüz çevirirseniz mallarınızın anaparası sizindir. Zulmetmez ve zulme uğramazsınız ” buyurarak faizin kendi katında ne kadar çirkin bir iş olduğunu bize beyan etmiştir.

Yine bu konuyla alakalı Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem : “Bir toplumda zina ve faiz aşikar olarak işlenirse, mutlaka onlar kendilerine Allah’ın azabını helal kılmışlardır” buyurması da bugün toplumumuzun içinde bulunduğu buhranı açıklamaktadır.

Allah’ın emri ve Peygamberin buyruğuna uymayan Allah ve Resulünün harp tehdidine maruz kalan bir toplumun elbette cinnet geçirmesi ve böyle felaketler başına gelmesi muhakkaktır. Öyleyse Allah’ın ve Resulünün yasakladığı faizli muamelelerle dünya ve ahiretimizi batırmayalım. Gelecek nesillerimizi felaketlere sürüklemeyelim.

Faizin kazanç ve kar olmayıp kurtuluşu olmayan bir borç batağı olduğunu bildirerek insanımızı uyarıyor, halkımızın iliğini ve kemiğini sömüren bankaların borç kıskacından uzak durmalarını tavsiye ediyoruz. Fakiri daha fakir, zengini daha zengin eden hatta fakirden alıp zengine veren bu sistemden devlet ve millet olarak hepimiz vazgeçelim. Faiz ve kredi borcundan uzak duran bir toplum olmak bizden muvaffakiyet Allah’tandır.

 

Yorum yapın