Gerçek Müslümanın Sıfatları | Fatih Medreseleri
Fatih Medreseleri

Gerçek Müslümanın Sıfatları


Yaratılmışların en hayırlısı olan gerçek Mümin, gerçek Müslümanın sıfatlarını bilmeliyiz. Bilmeliyiz ki hepimiz fazilette, hayırda, ilahi sıfatlarda, Allah’ın razı olduğu vasıflarda birbirimizle müsabaka ederek her gün iyi bir insan olmanın gayreti içerisine girmiş olalım.

Dünyaya geliş gayemiz; yiyip içmek, konup göçmek, dünyevi arzulardan dem vurmak, servet toplamak değil. Dünyaya geliş gayemiz; Yüce Rabbimize en iyi kul olabilmek için mücadele etmek, Rabbimizin rızasına uygun işler yaparak uhrevi Alem’de Cennetin müjdesini almak için çalışmaktır.

Bunun içinde insan, var olana kanaatkâr ve şükür, olmayana ise hamd edip sabretmesini bilmelidir.

Rabbimizde Kelamında buyurduğu üzere; ‘‘ Onlar ki İman ettiler, Salih ameller işlediler, Onlar mahlûkatın en hayırlılarıdırlar.’’  (Beyyine 7) buyurarak asıl insaniyetin Rabbimize boyun eğmemiz olduğunu vurgulamıştır. Çünkü insan dünyaya başıboş yaşamak için gönderilmemiştir. İnsan Rabbine olan kulluk vazifesini ifa etmekle, kalite ve derecesi arttığı gibi cennetin en yüksek derecelerine de nail olacaktır. Ama insanı insan yapan, kulluk şerefinden mahrum olan bedbaht insanlar için Rabbimiz “kâinatın en şerli mahlûkatı onlardır” buyurarak en büyük şerefin kendisine boyun eğmenin olduğunu vurgulamıştır.

Hakiki Müslüman odur ki; bakarsa hayra bakar, tutarsa hayrı tutar, söylerse hayrı söyler, işlerse ebedi hayrı işler ve her hâlükârda Rabbinin rızası yolunda yürüyerek O’nu memnun eder. Asıl kurtuluşa eren kulların sıfatlarını beyan eden Hadislerinde kutlu nebimiz şöyle buyuruyor; ‘‘Yarın mahşerde amel defterinde çok istiğfar bulan Müminlere ne mutlu.’’ buyurarak her zaman için Rabbimiz karşısında acziyetimizi, zayıflığımızı ortaya koymamızı ve hep ona güvenmemizi vurgulamıştır.

Allah dostlarından biride şöyle diyor; “Müminin sağ elinde ya kılıç olmalı ya da tesbih olmalıdır. Cepheye gidiyorsa kılıçlı olmalı, değilse tesbihli olmalı.” Yani insan hiçbir zaman kulluk vazifesinden boş kalmamalı. Kişi Rabbinin kendisine her tecelli edişinde, razı olduğu amelde bulmasını sağlamalıdır.

Yarın ahirette amel defterimiz elimize verildiği vakit hayatımızın bütün dakika ve saniyelerinden suale çekileceğiz. Ne mutlu ki Ömrünü Kuran ve Sünnet çizgisinde geçirip, nefsine, heva ve arzularına kapılmadan yaşayan kimselere…

Rabbimiz hem günahkar hem de dindarların Rabbidir. “Ey kendilerine karşı aşırıya giden kullarım” diye günahkâr kullarına nazikçe hitap eden Rabbimize şükürler olsun! O ki, kulları ne kadar yanlışa dalsalarda günah batağına düşselerde, rahmet kapılarını hiçbir zaman kapatmıyor. Bu kadar rahmet şefkat ve mağfiret karşısında kul duyarsız olmamalı, kulaklarını tıkayarak nefsinin esaretinde yürümekten hayâ etmeli ve yüce Rabbine yönelmelidir.

Rabbimizin Rızasını Kazanmaya Teşvik Bizden, Yönelmek Sizden, Muvaffakiyet Allah’tandır.

Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu

 

Yorum yapın