Ülkemizin huzura kavuşması için maddi ve maneviyat gelişimlerimizi artırmalıyız. Sadece maddiyata yönelerek yapmış olduğumuz projelerde daima istediğimiz verimi alamadığımız herkes tarafından bilinen ve kabul edilen bir hakikattir.
Gerek terör belasından, gerekse ekonomik sıkıntılardan kurtulmak için ne kadar ciddi çalışmalar, projeler üretip, sıkı takip ile olayın neticesine gidildiği gibi, halkımızın huzur ve ferahı için aynı bu titizlikle hükümet veya halk olarak yeni adımlar atmalıyız.
Örneğin bir toplumda namaz yoksa, haramlar çoksa, haramlar rahat bir şekilde işleniyor hatta teşvik dahi ediliyorsa o toplumda bereket, huzur olmaz. Çünkü insanların Allaha saygısı olmadığı bir ortamda ancak ağır imtihanlar, doğal afetler,ölüm ve benzeri sıkıntılar yaygınlaşır.
Mesela en büyük tehlikelerden biri de zinadır. Bir toplulukta zina varsa o topluma fakirlik miras kalır buyuruyor Efendimiz. Yani her şeyleri, ekonomileri bir şekilde Rabbim tarafından bazı sebeblere dayanarak alt üst olacak demektir.
Halk olarak belli hatalardan vazgeçmeliyiz. Başta terörden ve özellikle dış mihrakların hainliklerinden kurtulmak, ülkemizde istikrarın olmasını istiyorsak, haramlara özellikle zinaya ve faize dur dememiz lazım.
Hırs insanı fakir yapar. O yüzden varolana kanaati, hamdi, şükrü öğrenmemiz gerekiyor. Eğer Rabbimize yönelmez, haramlardan, hatalardan kendimizi korumazsak peygamberimizin ifadesiyle yeni yeni hastalıkların ortaya çıkacağını bilmemiz gerekiyor.
Toplumu özellikle gençlerimizi hoş olmayan, hatta Allah katında büyük bir vebal gerektiren yaşam tarzına yönlendirmemeliyiz. Kazancımızı helal yollarda temin etmeliyiz. Eğer kazancımızı faiz veya haramlardan kurtarmaz isek, helalleri bırakır haram yollardan huzur aramaya kalktığımızda huzur bizlere haram, dünya ve ahretimiz harap olacaktır. Eğer kazancımız helal olursa, midemize helal lokmanın girmesiyle beraber hem ibadetlerden zevk almış olacağız, hem de vazifelerimizi seve seve yapmış olacağız.