Yaklaşık bir yıldır ülkemizde seçim ve iktidar değişikliği meselesinden sebep bir boşluk olduğunu, sıkıntı içinde işlerin yürüdüğünü hep beraber şahit olmaktayız. Bununla birlikte 7 haziran seçimlerinde tek parti ile iktidar olma konusu da suya düşünce ortalık hepten kasıldı ve beklenmedik imtihanlarla karşı karşıya gelindi. Hükümet boşluğunu değerlendiren başta PKK ve ülke hainleri ülkemizi küfür milletlerine teslim etmek için ellerinden geleni yapıyorlar.

Peki, bu arada Müslümanlar olarak bizler ne yapıyoruz. Yapmış olduğumuz hareketlerle doğru bir yolda mı? Gidiyoruz. Yoksa farkında olmadan işleri daha damı zorlaştırıyoruz. Eğer kurtuluş reçetesini biz kendimiz üretiyorsak nafile, bir şey yapamayacağımız kesin, yapamadık ta zaten. Yok, eğer kurtuluş reçetemizi Allah ve Resulünden alıyorsak o zaman galibiyet bizimdir. Kul ile Rabbi arasındaki en büyük bağ güvendir. Kul Rabbini bırakıp başka şeylere güvenmeye başlayınca bir takım imtihanlar hemen akabinde gelmeye başlıyor.

Mesela: İnsan hesap kitap yapmadan gücünü gözetmeden, yani devesini sağlam kazığa bağlamadan Allah Kerimdir yardım eder kılıfına bürünerek sözde Allah’a güvenle beraber, hiç kalbinde böyle bir güveni taşımadan bir takım insanlara güvenerek boyunu aşan işlere girenlerin neticesinin harap olacağı kesindir. Aynı şekilde: PKK yı şu bitirir, bu bitirir, falanca kişi başımızdayken bize bir şey olmaz diyerek Allah’a göstermemiz gereken yakini ve samimi güveni bir takım şahıslara münhasır yaparsak sıkıntıya kendimiz davetiye çıkarmış oluruz.

Çünkü bir takım kişilere olan güven ve beklentinin Alemlerin Rabbi olan Hz. Allah’ın önüne geçirmek Mevla’yı darıltacak hareketlerdendir. Yerleri ve gökleri yaradan saçımızdan tırnağımıza kadar biz insanoğluna hiçbir nimetini eksik etmeyen Rabbimiz hakiki manada güvenin yanlızca kendisine olmasını ister.

Tabi ki yeryüzündeki olaylar, yaşananlar hep bir sebebe dayanır. Elbette ki Mevla’ya giden yollarda bir takım vesileler vardır. Ancak unutmamalıdır ki en netice her şeyin arka planında planlayıcıların en hayırlısı olan Rabbimizin gücü vardır. Dolayısıyla toplum olarak fert olarak yeniden başımızı iki elimizin arasına alarak samimi bir şekilde nerelerde hata yapıyoruz diye tefekküre dalmalı ve en baştan kaybettiğimiz Allaha tevekküle sarılmalıyız. Ancak bu şekilde gerek devlet erkânı, gerekse toplum olarak bizler şuan içinde bulunduğumuz terör ve muktedirsizlik belasından kurtuluruz.

Aksi takdirde bu bela ve musibetlerin kalkması yerine sadece geçici nefes alışlarla olay böyle sürüncemede geçip gider. Şuan içerden ve dışardan üzerimiz üzerine gelindiği aşikâr bir şekilde ortadadır. Her gün bir şehit haberi acısı ailelerinin içine ve yüreklerimize düşmektedir. O yüzden kalplerimizdeki Allah’tan başka güven duyduğumuz her şeyi bir kenara atıp sabırla, metanetle ve istikrarla mücadelemize devam etmeliyiz. Ey devlet büyükleri ve halkımız! Lütfen ve keremen Allah’tan başka tutunduğumuz ne kadar dal varsa, güvendiğimiz kimler varsa artık bunları Allah’ın ve Resulünün önüne geçirmeyin. İşleri yine sahibi olan Rabbimize ısmarlayalım ki işte bu başarının anahtarıdır.

Allah dilediğine fazlından verir.

İşleri Allaha Ismarlamak Bizden Muvaffakiyet Allah’tandır

FATİH MEDRESELERİ YAZI İŞLERİ KURULU