Yavrularımızı emanet ettiğimiz okullarımızda, geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızı, her türlü bilgiyle donattığımız gibi, okullarımızda ahlaki eğitime de azami dikkat edilmelidir. Değişen ve gelişen dünyamızda çocuklarımızın gelecekte sağlam bir yeri olsun istiyorsak, eğitimde maddi ve manevi boyuta aynı ölçüde önem vermeliyiz.
Eğitimde en büyük etkenler ise anneler, babalar, öğretmenler ve arkadaş çevresidir. Bununla birlikte kötü arkadaşlığa teşvik eden en büyük unsurlardan biri de ahlakız dizilerin ve filmlerin yayınlandığı görsel medyadır. Zira çocuklar, bir zaman büyüklerini ve eğitimcilerini örnek alsalar da bir zaman sonra bu örnek almada model arkadaşlarına kaymaktadır. Yaşı yaşına huyu huyuna uyan çocuklarımız, birbirlerini daha iyi anladıkları için kendi içlerinde bir dünya kurarak birbirlerinden son derece etkilenirler. Bu etki, giyiminden kuşamına, tarzından fikrine her şeyini kapsayan bir etkidir. Hatta bu etki o kadar kuvvetlenir ki anne, baba ve eğitimcilerinin bile etkisinin önüne geçer. Zira Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Kişi arkadaşının dini üzeredir. Öyleyse her biriniz kiminle arkadaşlık ettiğine dikkat etsin” buyurmuştur.
Efendimizin bu ifadesinden anlaşılan odur ki, tesiri yüksek olan arkadaş seçimini, anne ve babalar olarak, henüz iyiyi ve kötüyü ayırt etme kabiliyetine sahip olmayan çocuklarımıza bırakamayız. Ben ona iyiyi ve doğruyu öğrettim, ona güveniyorum diyerek başıboş bırakamayız. O nedenle çocuklarımızın gerek sokak ortamında gerekse okul ortamında kimlerle arkadaşlık yaptığını takip etmemiz gerekmektedir. İnsan kendisine sormalı; “Evladım iyi insanlarla mı arkadaşlık yapıyor yoksa kötü insanlarla mı oturup kalkıyor?” veya hangimiz evladımızın arkadaşlarını yakinen tanıyoruz?
Yapılan araştırmalarda sigara, uyuşturucu, alkol, kumar, hırsızlık ve zina gibi pek çok kötü alışkanlıklara yakalananların yüzde doksanının arkadaş kurbanı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca büyüklere karşı itaatsizlik, saygısızlık ve toplumuna karşı duyarsızlık gibi davranışlar, kötü arkadaşlık neticesinde giderek artmıştır. Bu tür kötü arkadaşlıklar, daha sonra gruplaşmalara sebep olarak, gençlerin birbirinden güç almasına neden olmuş, ve devamında topluma zarar verecek boyutlara ulaşmıştır.
Kötü arkadaşların tesrinde kalan gençliğimiz, otobüslerde, metrolarda, sokaklarda ve parklar gibi topluma açık olan yerlerde her türlü çirkinliği rahatlıkla yapmaktadırlar. Büyüklere karşı bağırmaları ve hakaret etmeleri, ailesine ve çevresine karşı yalan söylemeler, sözlü ve fiili tacizler, okul bahçelerinde bonzai içmeler, derslerden kaçıp kahvehanelerde kumar oynamalar, parklarda alkol ve uyuşturucu kullanmalar, gruplaşarak okul içerisinde kavgalar hatta eğitimcilerini dövmeler günümüzde gördüğümüz kötü olaylardandır.
Tüm bu kötü hadiseler bize gösteriyor ki, kişi arkadaşının ama huyundan ama suyundan muhakkak etkilenmektedir. Öyleyse bizlere düşen yavrularımıza sahip çıkarak, İslami edep ve ahlakı benimsemiş güzel kişilerle arkadaşlık etmelerini sağlamaktır. Her velinin çocuklarının arkadaşlık yaptığı kişileri, tanıması ve onlarla yakınlaşması şarttır. Bu tanıma sürecini gerçekleştirirken, onların arkadaşıymış gibi bir tavır takınıp, onlarla vakit geçirmelidir. Ayrıca arkadaş olunacakların ailesiyle de diyalog içinde olup, ondan sonra arkadaşlık yapıp yapılmayacağına karar verilmelidir.
Çocuklarımızın arkadaş seçiminin kontrollü yapıldığı takdirde, kötü kişilerle arkadaşlık kurulmasının da önüme geçilmiş olacaktır. Bu bilinçle hareket edildiğinde hem çocuklarımızı kazanmış olacağız hem de toplumumuzda kaliteli arkadaşlıklar artacaktır.
İyilerle arkadaş olmak bizden, evlatlarımızı muhafaza etmek Allah (c.c.)’tandır.