Ön Yargı | Fatih Medreseleri
Fatih Medreseleri

Ön Yargı


Günümüz insanları herkese her şeye karşı bir önyargı anlayışı ve zıt bir bakış açısı içinde .Müslüman olmayanlar Müslümanlara ön yargı ile yaklaşıyor ve “bunlar terörist, bunlar fundamentalist, aşırı siyasal İslamcı, falanca örgütten, filanca teşkilat üyesi bunlar” diyerek İslam’ı terör dini,  Müslümanı da terörist göstermek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Bu konuda gece gündüz demeden ağızlarıyla ifadeler kullanarak, kalemleri ile yazılar yazıp çizerek, gazete, dergi, kitap, radyo, televizyon ve ne kadar kitle iletişim araçları ve haberleşme imkanları varsa bunları bu uğurda kullanıyorlar. Bu uğurda kafalar yorup, çalışma yapıyor, korkunç planlar hazırlayıp, paralar harcıyorlar. Kafalarında Müslümanlara ve İslam’a karşı oluşturdukları önyargı ve kindarlıkları sebebiyle dindarlara düşmanlık etmekten geri kalmıyorlar.

 Rabbimizin buyurduğu gibi, Yahudi ve Hristiyanlara ne yaparsak yapalım, ne dersek diyelim önyargılarından kurtulup da haklılığımızı ve masumiyetimizi anlatamıyoruz. Onların gözünde tüm Müslümanlar eğer Müslüman ise potansiyel teröristtir ve kendileriyle savaşılması gereken düşmanlarıdır.  Hadi İslam düşmanları Müslümanlara bu şekilde ön yargı ile yaklaşıyor da Müslümanın Müslümana önyargılı olmasına ne demeliyiz. Birbirimize karşı o hale gelmişiz ki; gerek şahıs gerekse cemaatler arası önyargılarımızdan kurtulup da normal olanı, olması gerekeni göremiyoruz.    İçimizden birinin maddi durumu iyiye gitse ve üç beş kuruş para eline geçse hemen;” Karun kadar zengin oldu, daha düne kadar aç karnını doyuramaz, açlıktan nefesi kokardı. Nereden buldu acaba? Çok laf yalansız çok mal haramsız olmaz” sözünü yapıştırıveriyoruz.

 Müslümanın helalinden zengin olabileceğini aklımıza dahi getirmiyor, zengin olmayı sanki kâfirlere  mahsus, sanki onların hakkı olan bir şeymiş gibi davranıyoruz. Gene içimizden birinin işleri iyi gitmeyip, durumu bozulsa ve sıkıntıda olduğunu söylese, “ne söylerse söylesin, varda ağlıyordur, insanlar kendisinden para istemesinler diye yalan söylüyordur. sen bilmezsin o ne kirli çıkıdır o .”diyerek bırakın empati kurmayı ya da yardımcı olmayı, bir de insanların mağduriyetinden o insanları suçlu çıkarır bir hale gelmişiz.

Bir dilenci görsek sanki karşımızda her biri apartmanlar diken, bizim 1 TL’mizle kendisine rezidanslar yapan ve bizi de sefalete mahkum eden fırsatçılar  genellemesi ile bakıyoruz onlara… Birisi yeni namaza başlasa;  “bakma sen onun namaz falan kıldığına, zamanında ne haltlar karıştırdı o. hâlbuki bu zamana kadar ne bardaklar kırdı, ne sütler döktü de şimdi akıllanmış gibi yapıyor” deniyor. Aynı safta omuz omuza namaz kılıp da namaz bitmeden yanı başındakine karşı yanlış düşünce ile bakmalar, bu damı camiye geldi gibi soğuk duruşlarla insanlarımıza bakıyoruz.

 Aile içinde anne baba evladına, çoluğuna önyargılı bakmalar ve “o daha küçük, o daha çocuk, bir şeyden anlamaz, bir şey beceremez o ne bilsin” türünden yaklaşım.  Çocukların ise “annem babam beni anlamıyor, benim hayatıma engel oluyor, hep bana kısıtlamalar getiriyor” diye bakılıyor. Cemaatlere gelince, cemaatler birbiri içinde ve birbirlerine karşı o şöyleydi, bu  böyleydi, haklıydı haksızdı, bizdendi, onlardandı” şeklinde ayrımcı bir ön yargı hâkim hepimizde.  Uzuna uzun diye, kısaya kısa diye, zayıfa zayıf diye, şişmana şişman diye önyargı ile yaklaşıp kızar hale gelmişiz. Herkes  hadiselere kendi penceresinden bakıyor, terbiye görmemiş emmare nefsine göre hüküm veriyor.

 Sonuç ise samimiyetten uzak, yapmacık hareketler, birbirlerine karşı sureta yaklaşan davranışlar, maskeli yüzler. Birbirine güvenemeyen, birbirinden emin olmayan, sözüne güvenilemeyen, niyetine kefil olunamayan, sevgisiz kişiler ve toplum haline gelmişiz.  Birbirimizi sevmediğimiz ve birbirimize haset etmeye devam ettiğimiz sürece bu önyargılar, gıybet ve dedikodular  neticesinde fitne ve fesatlar bitmeyecektir.

Hiçbir anne, hiçbir baba evladının ne kadar eksiği olursa olsun, gıybetini yapıyor mu? onun hakkında başkalarına yanlış ifadeler kullanıyor mu? Hayır! Niye? çünkü onu sevdiği için kendilerine yanlış yapsalar bile evlat ilerde bir gün mutlaka düzelir umuduyla açığını yanlışını etrafa duyurmuyor, “o şöyledir böyledir ve düzelmez” diye önyargıyla yaklaşmıyor. Bizlerde önyargılarımızdan sıyrılıp, birbirimizi sevdiğimiz zaman, birbirimizi severek, gerçek İslam kardeşliğini tesis ettiğimiz zaman, kendimize de başkalarına da hayatı zindan eden prangalarımızdan kurtulmuş olacağız demektir. Yeter ki rabbimizin en güzel surette, en kâmil manada yarattığı insanımızı sevelim.

 Önyargılardan uzak, sevgi ile ilgi ile dolu bir hayat tavsiyesi bizden, muvaffakiyet Allah’tandır.

  Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu

Yorum yapın