Rabbimizin İkazlarını Unutmamak | Fatih Medreseleri
Fatih Medreseleri

Rabbimizin İkazlarını Unutmamak


Biz ki Allah (cc)’ın uçsuz bucaksız arzında yaşıyoruz. Rabbimiz bizlere her şeyin en mükemmelini ikram eti. Orada; binalar, meskenler yapıyoruz, tarlalar bahçeler ekiyoruz. Oradan petrol, doğalgaz ve envaiçeşit madenler çıkarıyoruz. Soluduğumuz hava, içtiğimiz su, yediğimiz tüm gıdalar âlemlerin Rabbi olan Allah (cc)’tandır. Onun bunca nimet ve ihsanına rağmen bunca isyan ve nankörlüklerimiz karşılıksız mı kalır? Bir baba, asi olan çocuğuyla, bir dediğini iki etmeyen itaatkâr çocuğunu aynı tutar mı?

Depremler, seller, kasırgalar, yangınlar, veba hastalıkları gibi büyük musibetler insanların işledikleri hataların sonucu gelen ilâhî ikazlardır. Buna işaret eden ayet ve hadisler pek çoktur.

Kur’an’da: “İnsanların ellerinin kazandığı (günahlar) yüzünden, karada ve denizde fesat çıktı ki (Allah), yaptıklarının bir kısmını(n cezasını), kendilerine (dünyada) tattırsın; ta ki (kötülüklerden) dönsünler.” (Rum Suresi, 41. ayet) buyrularak insanların elleriyle işledikleri günahlar sebebiyle dünyada kendilerine karadan ve denizden bazı azaplar tattırılacağına işaret etmiştir. Allah’ın mahlûku olan yeryüzü elbette emr-i ilahi altındadır ve insanlığı ikaz eden yönleri de vardır.

Aşağıdaki hadisler de deprem ve benzeri umumi musibetlerin işlenen bazı günahların ceza ve kefareti olduğuna işaret etmektedir.

“Şu ümmetim rahmete mazhar olmuş bir ümmettir. Ahirette azaba maruz kalmayacaktır. Onun azabı dünyadadır: Fitneler, depremler ve öldürme (ile bu dünyada azap olunurlar).” (Ebu Davud)

Başka bir Hadisi Şerifte “Zina yayılınca depremler çoğalır.” (Deylemî)

Kur’an-ı Kerim ve Hadisi Şerif nazarı ile bakınca şu anlaşılıyor ki Allah sevdiği kullarına musibet ve sıkıntı veriyor. Dünya üzerinde meydana gelen afet ve musibetlerin, İslami yaşantıdaki eksikliklerden dolayı, Allah’ın (cc) bizlere bir uyarı olarak gönderdiğini belirtir. Tüm musibet ve belalar ilahi ikazdır.

Umumi afet ve belaların manevi sebebi; insanlığı gaflet uykusundan uyandırmak, dehşetli tuğyan ve inkârlarından vazgeçirmek ve insanı kendine getirtmek içindir.”

Dünya’nın bin bir türlü hali var. Bir dakika sonra ne ile karşılaşacağımızı bilemeyiz. Akla hayale gelmeyen musibetler, felaketler, kazalar, belalar her an kapımızı çalabilir. Mümin olarak kendimize gelmeliyiz. Kulluğumuzu unutmamalıyız. Her an hazırlıklı olmalıyız. Rabbimizi darıltmamalıyız.

Allah Tealâ merhamet edenlerin en merhametlisidir. Kullarına zulmetmez. Peygamberimiz (s.a.v.)’in haber verdiği gibi; “Cenab-ı Hakk’ın kullarına merhameti, şefkatli bir annenin yavrusuna gösterdiği merhametten daha fazladır.” Lakin kul kendine zulmeder. Rabbimde uyanmaları için Celal ismi şerifinin gereğince ufaktan başlayarak ikazlar gönderir. Bu imtihanları biz hak ettiğimiz için Mevla’mız bizlere gönderiyor. Kendimize gelmemizi istiyor. Eğer kendimize gelmezsek adalet tecellisi zuhur edip imtihanlarla bizi baş başa bırakıyor. Önemli olan bu imtihanlarda sabredebilmek ve imanımızı muhafaza edebilmektir. Unutmayalım ki, Rabbimin Tokadının sedası yoktur ama çaktı mı çaresi yoktur.

Uyandırmak Bizden, Uyanmak Sizden, Muvaffakiyet Allah’tandır.       

Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu

Yorum yapın