Dünkü yazımızda şehadetten ve şehitliğin Allah katındaki güzelliklerinden ve ikramından bahsetmiştik. Bugünkü yazımızda da bir tarafta ülkemizin dört bir yanından şehit haberleri gelirken, diğer taraftan şehitlerimizin kemiklerini sızlatacak ifade kullananlardan, olmadık harekette bulunanlardan bahsedeceğiz. Örneğin canını, evladını vatan için feda etmiş bir kimseye pisi pisine gitti diye insanların midesini bulandıranlara, şehit ölür vatan bölünür diyerek dini inanç ve hassasiyetleri hafife alanlara ne diyebiliriz? O insanların şehadetiyle bizler sokaklarda rahat rahat gezmiyor muyuz? İşimize gidiyor, alış verişlerimizi yapıyor ve ibadetlerimizi yerine getirmiyor muyuz?
Yine aynı şekilde ortada bir şehit var iken onun üzerinden siyaset yapmak, şehitlerimizi olmadık şeylerin kurbanı görmek Mevla’mızı darıltmaz mı?
Memleketimizde evlatlarımız vatan için, din için birebir toprağa düşerken, bizler tefekkür edip bu işin çaresi için ama söylemlerimizle, ama çalışmalarımızla ortaya somut bir şeyler koymamız gerekirken, hiç bir şey olmamış gibi Mevla’dan gafil bir şekilde hayatımıza devam etmek hiç vicdanlarımızı sızlatmıyor mu?
Elbette ki memleketimizdeki bu terör belasının kalkması için devletimiz ordusuyla, polisiyle elinden gelenin en iyisini yapıyor, yapacaktır. Ancak toplum olarak bizler üzerimize düşen şuur ve ciddiyetimizi yerine getirmezsek, özellikle Rabbimize karşı sorumluklarımızdan kaçmaya devam edersek, devleti ayakta tutan halkı olarak bizler perde arkasındaki gerçekleri görüp ibret almadığımız müddetçe, kısacası Mevla’mıza dönmediğimiz müddetçe memleketimizden, şehirlerimizden, mahallemizden, hatta evlerimizden bu belalar eksilmeyecektir.
Bizim derdimiz Din olmalıdır. Allah ve Resulünün önüne geçirdiğimiz her şeyi arkamıza atıp, ona, buna, şuna değil sadece Rabbimize güvenip sığınırsak, işte o zaman her türlü imtihanın altından başarıyla çıkabiliriz.
ŞEHİTLERİMİZE SAHİP ÇIKMAK BİZDEN, MUVAFFAKİYET ALLAH’TANDIR.
FATİH MEDRESELERİ YAZI İŞLERİ KURULU