Vazife Ciddiyeti - Fatih Medreseleri | Fatih Medreseleri
Fatih Medreseleri

Vazife Ciddiyeti


Bir mümin olarak hiç birimiz başıboş değiliz. Rabbim her birimize vazifeler yüklemiştir. Peygamber Efendimiz s.a.v. : “Hepiniz çobansınız ve hepiniz elinizin altındakilerden sorumlusunuz” hadisi şerifi gereğince anne evlatlarından, baba ailesinden, hoca talebelerinden, işveren işçilerinden, Devlet Başkanı milletinden sorumludur.

Bu sorumluluklar ardında sıkıntılarla, engellerle yüzleşebiliriz. İnsanoğlu bunun bir sınav olduğunu bilip hiçbir zaman kendini salmayacak, vazifesinin gerekliliğini en güzel şekilde yerine getirecek, işine ciddiyetle sımsıkı sarılacak. Çünkü Rabbimiz kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez. Allah kuluna zulmetmez, ancak kul kendine zulmeder.

Rabbimiz bizlere her daim vazife şuurunu aşılamıştır, insanın yatacağı saati, kalkacağı saati belirlemiştir. Günde beş kere namaz ile yılda bir ay oruç, zekat, hac, kurban ile bizleri programlamıştır. Bu vazifelerle birlikte bizlerin kendimize ait olmadığımızı belirtmiştir.

İnsanoğlu her zaman ve mekânda vazifesine dört elle sımsıkı bir şekilde sarılacak, ciddiyeti hiçbir zaman elden bırakmayacak. Namaz, oruç, zekât, hac kulluk vazifesidir. Ahlaki davranış bir insanlık vazifesidir. İşine sahip çıkmak, davasına sımsıkı sarılmak ise gerçek iman vazifesidir.

Kişi vazifesinin başında iken her hangi engeller karşısında bıkmayacak, yılmayacak, düşmeyecek, pes etmeyecek, benden bu kadar demeyecek. Darlandığı, sıkıldığı, sıkıştığı yerlerde etrafındaki (manevi) büyüklerden yardım isteyecek, yol göstermesini isteyecek, Onların duasını alacak, Rabbine yalvaracak ve sonuçta muvaffak olacaktır inşallah.

Bizden ne olur demeyelim, Rabbim bizlerden peygamberi iman ve şuur istiyor. Bakara Suresinin 285. Ayeti kerimesinde ilk önce peygamber iman etti, sonra müminler iman etti. İlk önce bizler davamıza iman edeceğiz. Ölürsekte bu yolda öleceğiz. Unutmayalım ki; bazı peygamberler bir ümmeti olarak, bazıları da ümmetsiz olarak Rabbinin huzuruna gitti, ancak o yine davası için mücadele etti.

Rabbimiz bizden sonuç istemiyor, Rabbimiz bizden iş istiyor, amel istiyor, dava istiyor, ciddiyet istiyor. Siz vazifenizi yapın, ben noktayı koyacam diyor.

Bizden ne olur demeyeceğiz, bir mıh (çivi) bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu bir devleti koruyor. Eğer o çivi olmasaydı, şu anda bir devlet olmayacaktı. Bu sebeple herkes kendi vazifesine sahip çıkarsa, bakmışız Rabbimiz dünyayı biz Müslümanlara hakim kılacaktır.

Mahmut Efendi Hazretlerimiz (k.s); “ 10 kişi olsak, iş tamam” buyurdu. Bir Efendi milyonlara, milyarlara yeter de artar bile. İş Efendi olabilmekte, iş O’nun gibi vazifesine sımsıkı sarılabilmekte.

Unutmayalım ki; Bizler amir değil, memuruz. Herkes işini dört dörtlük, kalite ile yaparsa iş tamamdır Allah’ın izni ile…

Vazife Ciddiyeti Bizden, Muvaffakiyet Allah’tandır…

Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu… 

Yorum yapın