Akmasın Artık Müslüman Kanı - Fatih Medreseleri | Fatih Medreseleri
Fatih Medreseleri

Akmasın Artık Müslüman Kanı


Biz Türkiyeli Müslümanlar, yeryüzünün her bir yanında İslam bedeninin bir parçası Müslüman kardeşlerimize yönelik zulüm ve katliamları durdurma konusunda Peygamberi bir adım atmalıyız..!

Tarih boyunca olduğu gibi bugün de elem ile mutluluğu; gözyaşı ile sevinci hep bir arada yaşıyan biz Müslümanlar…

Bütün dünya’nın gözü önünde Doğu Türkistan’da Çin’li canilerin kardeşlerimizi sırf Müslüman olduğu için katletmesini ne yazık ki çaresizmişçesine izliyoruz.

Bizler, müslümanların kanının akmaması için hangi adımları atabiliriz diye hiç düşünüyormuyuz? Yoksa nefsimizin heva ve arzularını mı ön planda tutuyoruz.

Madem ki her geçen gün Müslüman kanının akması bizim için dayanılmaz bir acı oluyor, o halde bizim hangi amelimiz, akan müslüman kanını durdurma için bir değer ifade ediyor?

Biz uykudayız, Biz uyuyoruz..!

Ne diyor Akif; Birkaç Mülhid’in İmanına kandık, bir uykuya daldık ki Cehennemde uyandık.

Tüm dünya gözü önünde vahşetleri, katliamları izleyerek şimdi uyanmaya çalışıyoruz.

Alçak, Aşşağılık, Vahşi Çin halkı camide, sokakta, pazarda, evinde, iftar sofrasındaki kardeşlerimizi katletmekte. Buna herkes SESSİZ… Neden? Çünkü katledilen müslüman, yıkılan Cami, yıkılan Mabed, yıkılan Minare.

Sebebsiz yere kardeşlerimiz öldürülmekte. Biz öyle bir dine ve kitab’a İman ediyoruz ki Müslüman olarak asla Masum bir cana kastedemeyiz.

Doğu Türkistan’da Müslümanın yavrusu yarın Rasulullah’ın askeri olacak diye katledilmekte.

İslamın savunucuları nerede? Oysa ki Müslümanın Müslümandan başka dostu yoktu?

Mısırlı bir İslam Âlimi idam sehpasına götürülürken diyorlar ki, ”Özür dile affederiz seni” bunun üzerine Âlim; Bir Müslüman bir zalimden özür dileyecek kadar alçak olamaz.

Bugün aynı duruş Doğu Türkistanda kardeşlerimizce verilmekte. Bütün yasaklamalar ve zulümlere karşılık sırf Allah emrettiği için Namaz kılmaktalar, Oruç tutmaktalar.

Efendimizin en son, en darda kaldığı dönemde, Taif dönüşünde bütün yolların kapandığı, bütün imkanların tükendiği, bütün dostları onu yalnız bıraktığı bir hengamede şunu söylüyordu;

Allahım,

Güçsüz ve çaresiz kaldığımı, halk nazarında hor görüldüğümü ancak sana arz ve şikayet ederim.

Ey merhametlilerin merhametlisi, her kesin zayıf görüp de dalına bindiği, biçarelerin Rabbi Sensin. Sensin Rabbim benim. Beni kime bıraktın! Huysuz ve yüzsüz yabancıya mı, yoksa bu işimde bana hakim olacak düşmana mı?

Allahım!

Eğer bana karşı gazaplı değilsen, çektiğim mihnetlere, belalara hiç aldırmam. Fakat senin esirgeyiciliğin bunları göstermeyecek kadar geniştir.

Allahım, gazabına uğramaktan, rahmetinden uzak kalmaktan, karanlıkları aydınlatan, dünya ve ahireti salâha kavuşturan ilâhi nuruna sığınırım. Rızanı dilerim. Sana iltica ederim. Bütün kuvet, her kudret ancak Sendendir, Ya Rabbi!”

Ya Rab, Sen Mazlum kardeşlerimize yardım eyle. Biz anlıyoruz ki Bedir ve Huneyn gibi gökten melekler inmeyecek. Çünkü bizler sorumluluğumuzu yerine getirmedik. Şuurlanmamıza, uyanmamıza vesile ol ya Rab.

Hakkı Hak bilip Hakka tabi olmayı, Batılı batıl bilip batıldan uzaklaşmayı bizlere nasip eyle.

Kahhar ismi şerifin ile Tüm Zalimlerin kahrına yol aç.

Müslümanların katline azmetmiş tüm kafirler için Yaşasın Cehennem…!

Yorum yapın