

Ülkemize baktığımızda bütün camiaların, halkımıza büyük hizmetler ettiğini görmekteyiz. Her camia ve cemaat gençleri kazanmak, onların manevi boşluklarını doldurmak için farklı farklı çalışma metotları uygulamışlardır. Fakat bu uygulama ve çalışmalarda Türkiye geneline baktığımızda yeterli olmadığını görmekteyiz.
Eğer bu hizmetlerin daha iyi yerlere gelmesini ve daha fazla insanlara ulaşmasını istiyorsak, evvela cemaatler olarak kendi aramızda birlik ve bütünlüğü sağlamamız kaçınılmazdır. Tesirimizin artmasını, hizmetlerimizin çoğalmasını ve en ücra köşelerdeki insanlara ulaşmak istiyorsak birlik şarttır. Bununla beraber dinimize daha fazla hizmet ve Rabbimizin gerçek rızasını kazanmak istiyorsak, evvela örnek olma adına kendi aramızda birlik ve beraberliği yakalayıp sahabe misali kenetlenmeliyiz.
Cemaatlerin birleşmesiyle yeryüzünde kuvvet olur. Evs ve Hazrec kabileleri, Muhacir ve Ensar toplulukları, İslam sancağı altında birleşip nasıl ki Mekke-i Mükerreme’yi kılıçsız fethettiler ise aynı şekilde Ehl-i Sünnet Vel Cemaat çizgisinde cemaatlerinde birleşmesiyle ümitle beklediğimiz şeriat ahkâmının hâkim olması kolaylaşacaktır.
Rabbimiz Ayeti Kerimesinde; “Allah’(c.c.) ın ipine sımsıkı sarılın, ayrılığa düşmeyin” buyuruyor. Başka bir ayeti kerimede “Ayrılırsanız gücünüz gider ve bozguna uğrarsınız” buyurmaktadır.
Ehl-i Sünnet ulemasının görüşlerine göre; “İfrat ve tefrikadan bütün Müslümanların uzak durması gerektiği” vurgulanmaktadır. Bunlara delalet ederek cemiyetlerin ve cemaatlerin aynı çizgi altında, aynı doğrultuda birleşmesi gerekmektedir. Buradan da tüm cemiyet ve cemaatlerin birleşmesinin elzem olduğunu görmekteyiz. Bu birlik ve beraberlik karşısında halkımızın bize karşı güven ve teveccühü artacak, nice insanlar bizlerin çalışmalarıyla işinde, aşında, evinde huzur ve sükûnet bulacaklardır. Onlar bizleri her şeylerine çare görecekler, biz de onlara gerçekten çare olacağız inşallah. Bu gençlik bizim gençliğimiz, bu halk bizim halkımız. Gelin hep beraber hizmette toplanalım, bu insanları yalnız, sahipsiz bırakmayalım.
Bizler cemaatler olarak kendi aramızda birlik beraberliği oluşturamazsak, o zaman kendi içimizde ayrılıklar baş göstermeye başlayacaktır. Toplumumuzda ciddi bir şekilde batıl inançlara sahip fitne ve fesat grupları, tek vücut olup seslerini her tarafa ulaştırırken, Hak yolunda yürüyen bizlerin ferdi gayretlerle yaptığımız mücadeleler, yetersiz kalıyor ve batıla karşı pek tesirimiz olmuyor.
Lakin bizler Peygamberimizin (s.a.v.) istediği üzere; “Müslüman tek bir vücut gibidir.” Dünyanın öbür ucundaki bir Müslüman’ın ayağına diken batsa “Ah” demelidir. İşte bu şuur ve iman ile Hak, batıla karşı topyekûn birlik dairesinde mücadele verirse, batılın hükmü kalmayacaktır. Batıl gruplar, karşısında yıkılmaz, parçalanmaz, bölünmez büyük bir İslam birliğini gördüğünde, kendiliğinden yok olup bitecektir. Ve fesat dolu senaryolara bir daha cesaret edemeyeceklerdir.
Camialar olarak bizlerin pek çok ortak noktası bulunmaktadır. Bununla birlikte illaki bir camianın daha fazla takdir edilecek bir çalışması olabilir. Ancak bu ayrışma sebebi değildir. Bilakis bu durum, cemaatlerin farklı çalışmalar ortaya koyarak, birbirlerini tamamlamasını ve birbirlerine güç vermesini sağlar. Ve böylece varsa eksiklikler tamamlanmış olur. Cemaatlerin bu birlikteliği ile tesiri daha da artar ve böylelikle ülkemize ve milletimize daha fazla yarar sağlanmış olur. Kısacası Rabbimizin ve Peygamberimiz (s.a.v.)’in razı olduğu düsturlar içerisinde birleşirsek, hizmetlerimiz daha verimli olur. Özlem duyduğumuz İslam yaşantısı ülkemizde ve dünyamızda daha hızlı gerçekleşir.
Birliğe davet bizden, muvaffakiyet Allah’(c.c.)tandır.
Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu