

Futbol, bir afyon gibi toplumları özellikle de gençliği esir almış durumdadır. Ve bu esaret, maalesef giderek artmaktadır. Koca koca statları dolduran ve ekran başına kilitlenen insanlar, adeta uyuşturulmuş gibiler. Futbol, salgın bir hastalık gibi yayılarak, insanları, şuursuz yığınlar haline getirdi. Pek çok kişi futboldan büyük keyif aldığını ve futbolun hayatında çok önemli bir yere sahip olduğunu söylüyor. Futbol, kuvvetli bir afyon etkisine sahip, o nedenle de büyük bir tehlike. Tehlikenin boyutlarını, maç sonrasında yaşanan şiddet içerikli olaylardan ve tabi ki futbolun arkasında aydınlanmayı bekleyen kirli oyunlardan anlıyoruz. Özellikle son zamanlarda şahit olduğumuz pek çok garip ve acı hadise, bizlere, futbolun masum bir spor dalı olmadığını haber vermektedir.
Futbolu kısaca tanımlarsak: Genişçe bir saha ve iki kale, ortada bir top ve iki rakip takım. Cereyan eden hadise ise şöyle (yani amaç); saha içinde bir oyana bir bu yana koşturup, topu, rakip tarafın kalesine atmak. Tüm mesele bundan ibaret! Yani yapılacak olan şey çok basit, topu alacaksın ve kaleye atacaksın. Şimdi sormak istiyoruz. Bu kadar basit bir oyun olan futbol, sizce bu kadar büyük bir değeri ve ilgiyi hak ediyor mu? Ya da maçta koşmaktan başka bir şey yapmayan futbolcuların bu kadar büyütülmesi sizce de anlamsız değil mi? Aklıselim olan herkesin başını iki elinin arasına alıp bu konuyu biraz düşünmesini istiyoruz. Eminiz ki, önyargısız bir değerlendirme yapıldığında, aslında futbolun ve futbolcunun o kadarda büyütülecek bir yanının olmadığını görmüş olacağız.
Futbolun ve futbolcuların, toplumda gereksiz yere büyütülmesi ve ayrıca değerli gibi gösterilerek ön plana çıkarılması oldukça yanlış bir durumdur. Futbola ve futbolcuya yönelik bu yanlış kanaat, maalesef ülkemizde de oldukça yaygındır. Aslında bu kadar öneme haiz olmayan futbolun ve futbolcunun, çok önemli ve değerli bir şeymiş gibi gösterilmesi, düşünce dünyamızda oluşturulan aldatmacadan başka bir şey değildir. Bizler futbolu isteyerek sevmedik. Futbol, bizlere sevdirildi. Tıpkı modern dünya safsatasının pek çok argümanı gibi.
Günümüzde futbola ve futbolcuya verilen bu itibar, oldukça yersiz ve anlamsızdır. Ancak belli ki bazı çevreler, bir çeşit rant devşirebilmek için futbolu ve futbolcuları önemli kılmak için çabalıyor. Bunda büyük oranda başarılı olanlar, şimdilik emellerine ulaşmış gözüküyor. Futbolcular, tüm dünyada ön planda tutuluyor. Ön planda tutulunca da insanlar doğal olarak her yaptıklarını örnek alıyorlar. Bizim buradan hareketle üzerinde önemle durduğumuz konu ise yaşantımızda futbolcuları örnek almanın yanlışlığı ve tehlikeli olduğudur. Yanlış ve tehlikelidir, çünkü futbolcuların yaşantılarına, özellikle de yabancı futbolcuların yaşantılarına baktığımızda oldukça gayri ahlaki bir yaşam biçimi sürdürdüklerini görmekteyiz.
İslam dışı ve ahlaksızca yaşam süren pek çok futbolcunun, halkımıza örnek teşkil etmesi, oldukça acı ve düşündürücüdür. Top koşturmaktan başka hiçbir meziyeti olmayan futbolcular, özelliklede gayri Müslim pek çok futbolcu, İslam dışı yaşantılarıyla, gençliğimizi adeta zehirlemektedirler. Burada futbolcuları tahkir etmek gibi bir niyetimiz yok. Ancak dinimizle uzaktan yakından bağdaşmayan futbolcuların, saç tıraşından dövmesine, içkisinden kumarına, gece hayatından flört yaşantısına pek çok olumsuz şey maalesef örnek alınmaktadır. Buda gençliğimiz için oldukça tehlikedir.
Türkiye’miz, İslami bir toplumdur. O nedenle örnek alacağımız referanslarımız bellidir. Örnek alacaksak evvela Peygamber Efendimizi (s.a.v.) örnek almalıyız. Çünkü kâinattaki en güzel yaşantı, O’nun (s.a.v.) yaşantısıdır. Bu hususta her kesimi, özellikle de anne ve babaları uyarmak istiyoruz. Önümüzde mükemmel bir din ve mükemmel bir önderimiz varken başka bir örneğe asla ihtiyacımız yoktur. Olur olmaz kişileri, örnek aldığımız müddetçe ne toplumsal infiallerin nede bataklığa itilen gençliğin sonu gelmeyecektir. Herkesi örnek alamayız! O nedenle evlatlarımızın, gençliğimizin, toplumumuzun sıhhat ve selameti için örnek ve önderimizi iyi seçmek durumundayız.
Uyarmak bizden, örnek almak sizden, muvaffakiyet Allah (c.c.)’tandır.
Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu