Hoş Geldin Rahmet, Mağfiret Ve Bereket Günleri - Fatih Medreseleri | Fatih Medreseleri
Fatih Medreseleri

Hoş Geldin Rahmet, Mağfiret Ve Bereket Günleri


Zamanı, mekanı ve her şeyi yoktan var eden Allah’u Teâlâ’dır.

Rabbimiz bunların her birine çeşitli özellikler, güzellikler ve üstünlükler vasfetmiştir. Bu münasebetle Recep, Şaban ve Ramazan aylarını diğer aylardan kıymetli kılmış ve bütün insanlık için bu ayları fırsat ve yenilenme sebebi yapmıştır.

Peygamberimiz (s.a.v.)’de bu ayların başlaması ile birlikte “Allah’ım Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi ramazana ulaştır” şeklinde dua ederdi.

Biz bu yazımızda, bu ayların sadece kıymet ve faziletini anlatmayı değil, bu ayların fırsat ayları olduğunu, gece ve gündüzünün güzel bir şekilde değerlendirilmesi konusuna değinmek istiyoruz. Hatırlı bir misafir geleceği zaman, aylar öncesinden hazırlık yapılmaz mı? Biz de üç ayları fırsat bilip Ramazan’ı Şerife hazırlanalım istiyoruz.

Günümüz insanının bir takım dünya meşgalelerinin çokluğundan, borç bataklığından, geçim kaygısı ve düşmüş olduğu günahlar sebebiyle Mevla’mızın kendisine verdiği nimetleri takdir edip, şükretme konusunda son derece zayıf ve gayretsiz olduğunu görmekteyiz. İnsanımızın dünya telaşesi ve meşguliyetleri o kadar fazla ki; üç aylar gibi, kandiller gibi, bir gecesi bin geceden hayırlı kadir geceleri gibi, mübarek gün ve gecelerden istifade konusunda niceleri gafil davranabilmektedir. Böyle kimselerin sayısının ise azımsanmayacak derecede çok olduğunu görmekteyiz.

20 Nisan 2015 pazartesi bugün itibariyle, yeni bir üç aylara kavuşma fırsatını, bereket ve huzurlu günleri yaşama imkanını elde etmiş olduk. Bu bereketli ve huzur dolu günlerden istifade edebilmemiz için kendimizi bir hesaba çekmeliyiz. Maddi ve manevi sıkıntılarımızın çaresini tek tek ele alarak, çare ve çözümün Rabbimizde olduğunu bilmeli ve O’nun sunmuş olduğu fırsatları kaçırmadan, geç kalmayarak bu bereketten istifade etmeliyiz. Bereket ve huzur dolu günler gelip geçiyor ve bizim hayatımızda karşılaştığımız sıkıntılarımız devam ediyorsa, sorunun çözümü için, asıl sorunu tespit edip adım atmalıyız. Örnek vermek gerekirse; “sıkıntım var, derdim var” diyorsun ancak Allah’a secdeden sorulduğu zaman “secde yapmam” diyorsun. Sana huzur ve mutluluğu verecek, hayatına bereket katacak Zatın emirlerine dikkat etmez, sana çare olarak sunduğu reçetenin ilaçlarını, kullanmazsan, tedavi gerçekleşip şifa bulamayacağın gibi ibadetsiz gerçek huzuru ve mutluluğu elde edemeyeceğin açıktır.

Rahmet, mağfiret ve bereketin yağmur gibi yağdığı günlere kavuştuğumuz halde, sen hala bugünlerde günah bataklığına batarak, içkileri içersen, kumar oynar, faiz alır verir, zina eder, yalan ve aldatmalar peşinde koşarsan bu bereketten istifade edemeyeceğin kesindir.

Çünkü senin durumun, güneş olduğu halde, evinin perdelerini kapatmış ve karanlığa kendini mahkum etmiş kişinin durumuna benzer. Ciğerin susuzluktan kavrulduğu halde, gürül gürül akan rahmet pınarlarından içmeyip susuz ölüme kendini teslim eden adamın haline benzer.

Recep ayı, tohumu ekme ayıdır. Şaban ayı, o tohumu sulama ayıdır. Ramazan ayı ise ürünün hasadının yapıldığı aydır. Şunu çok iyi bilelim ki, Rabbimiz bu aylarda tövbe ve dualarımızı daha çok kabul ediyor. Arınma ve af bahanelerini daha çok artırıyor. İbadet ve iyiliklerimize daha çok sevap veriyor.

Akıllı kimse fırsatları değerlendiren kimsedir. Üç aylar ise, bizim affedilmemiz, ıslah olmamız ve rahmete kavuşmamız için rabbimizin bizlere lütfettiği fırsatlardır. Bu fırsatı ganimet kabul edip, kadri kıymetini bilerek Recep ve Şaban’ı değerlendirmeli ve Ramazan’a hazırlanmalıyız.

Tövbe ve istiğfarla, ibadet ve tâatla, bu üç ayları değerlendirelim ki, dünyada hasret kaldığımız huzur ve mutluluğa, ahirette ise ilahi af ve rahmete nail olabilelim.

Üç ayların hakkımızda hayırlara vesile olmasını ve en güzel şekilde değerlendire bilmeyi Rabbimizden niyaz ederiz.

Üç aylar fırsatını hatırlatmak bizden, Muvaffakiyet Allah’tandır.

Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu

 

Yorum yapın