Kıymetli FM haber takipçileri, Türkiye Hatibini Seçiyor yarışmaları, Emri Bil Maruf çalışmaları derken bir süre yazılarımıza ara verdik, lakin bu bahsettiğimiz süreçlerden başarıyla çıkmanın, zorlu maratonu başarıyla tamamlamanın gururu ve mutluluğu ile yeniden sizlerle buluşuyoruz, Elhamdülillah.
Evet, bu yıl boyu Türkiye genelinde organize etmiş olduğumuz Türkiye hatibini seçiyor yarışmalarının bütün etapları tamamlanarak tüm heyecanımızla final için gün saymaya başladık,
Büyük finalimiz 06 Temmuz 2013 tarihinde İstanbul Sinan Erdem spor salonunda gerçekleşecek inşallah. Bu vesile ile tüm halkımızı büyük heyecana davet ediyoruz.
İkinci husus ise yazımızın başlığında da gördüğünüz gibi kutsal yolculuk,
Kutsal bir yolculuğa çıktık ve başarıyla döndük hamdolsun.
Kutsal yolculuk deyince hemen aklımıza ilk olarak hac yahut umre için gidilen kutsal topraklar yani Mekke-i mükerreme ve Medine-i münevvere şehirleri gelir biliyorum.
Lakin bizim bu kutsal yolculuğumuz biraz farklı bir kutsal yolculuktu, sadece hicaza değil tüm türkiyede ve dünyanın dört bir yanına, evet evet tam 40 ülkesine gidilen bir kutsal yolculuktu…
Allah’ımızın Kur’an-ı Kerimde âli İmran suresinde, tevbe suresinde hud suresinde emretmiş olduğu Emri Bil Maruf Nehy Anil Münker çalışması için çıkılmış kutsal bir yolculuktu.
Allah’ımızın (c.c.) emri idi, Peygamber (s.a.v.) vazifesiydi, bu yüzden son derece kutsal ve kutlu bir yolculuktu. 120 grup, 500 kusur kişi ile çıkılan peygamberi vazifede elbette çok hassas olunmalıydı.
Büyüklerimiz hocalarımız bunun inceliğini, davet edelim derken nefret ettirmemeyi, hassas davranmayı, kılı kırk yararak insanları İslam’a ve İslam’ın emirlerine davet etmeyi, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in metodunu bize çok iyi öğretmişlerdi. (Allah onlardan razı olsun)
Bu hassasiyetle düştük yollara, evimizi ailemizi çocuklarımızı malımızı mülkümüzü geride bırakıp düştük yollara, sadece Allah rızasıydı niyetimiz, başka bir amacımız gayemiz menfaatimiz yoktu.
Diyar diyar dolaştık, Türkiye’mizin tam 81 ilinde Edirne’den Kars’a, İzmir’den Van’a doğusuyla batısıyla dolaştık insanımızı dinleyip insanımızla kucaklaştık.
Ve dünyanın 40 ülkesi, Kosova’daydık, Ürdün’de, Malezya’da, Fas’ta, Almanya’da, Kırgızistan, Gürcistan, Dubai, Suudi Arabistan, Bosna Hersek, Tunus, Makedonya, Arnavutluk ve daha ismini sayamadığım onlarca ülke.
Adeta mekik dokuduk dünya ülkelerine, Müslim gayri Müslim ayırt etmeden tanıştık insanlarla, dertleştik, kucaklaştık, Müslüman kardeşlerimizi birliğe beraberliğe davet ettik, Allah’ın emir ve yasakları noktasında, ibadetler noktasında ümmetin durumunu istişare ettik,
Gayri Müslimlerle tanıştık, onlara İslam’ı tavsiye ettik, tanımalarını araştırmalarını, kardeşliği güzelliği temizliği islamda bulacaklarını izah etmeye gayret ettik, şüphesiz ki tesir Allah’tan…
Elhamdülillah çok güzel neticeler aldık, Dubai’den gelen haber bizi sevince boğmuştu, bir Brezilyalı birde Rus Müslüman olmuştu, kardeşlerimiz olmuştu artık şükürler olsun.
Gittiğimiz her ülkede Türkiye’deki medrese çalışmalarımızı ve eğitim metodumuzu anlattık, halka indik esnaf esnaf tanışma ziyaretleri ile onlara anlattık, hocalar, âlimler, profesörler, hükümet yetkilileri ile görüşmeler oldu davetler oldu. Herkes Türklerin bu ziyaretinden ziyade memnundu. Memnundu çünkü Osmanlı devletinin hâkimiyeti dönemindeki huzur ve güven ortamını özlemiş dünya insanları.
Osmanlı varken her yer güllük gülistanlıktı, şimdi her yer kan revan içerisinde, bunu ifade edip Türkiye’den çok şeyler beklediklerini anlatıyorlar bir bir…
Öyle ki Dubai hükümetinden bir yetkili heyet kurulumuzu ve genel başkanımızı davet etti ülkelerine, çünkü onlarda biliyorlar ki devir ilim devri, devir gayret ve mücadele devri,
Silahla topla tüfekle değil kelamla, kalemle hizmet devri,
Bunu anlattık dünya insanlarına…
Gene gideceğiz, Mevla bize güç kuvvet verdiği sürece bu yolda tüm dünyaya hizmet edeceğiz inşallah,
Hem de zevk duyarak…
Bize bu hizmeti öğreten üstadımız Mahmut Ustaosmanoğlu Efendi hazretlerimize (k.s.) teşekkürü borç bilerek,
Bizi sürekli teşvik eden Hocamız ve genel başkanımız Masum Bayraktar Hocaefendi’ye teşekkürü borç bilerek,
Gerek maddi gerek manevi destek veren, yanımızda olan, sevenlerimizi unutmadan,
Allah’ımıza Hamd etmeyi ve şükretmeyi borç bilerek…