Efendi Hazretlerimizin (k.s.) ideali olan medreselerin dünyanın dört bir yanında açılmış olması ve buralarda Kur’an eğitiminin verilmesi, farklı ülkelerdeki Müslüman kardeşlerimizin medreselerden

Kur’an nidalarının yükselmesi oldukça heyecan verici bir gelişmeydi. Bu güzel çalışmanın ülkemizde duyurulmasını amaçlayan “Ümmetin Renkleri” programının Ankara etabına izleyici olarak katılmak, bu sebepten beni fazlasıyla heyecanlandırmıştı.

Ortada güzel bir çalışma vardı ve bu çalışma elbette ki duyurulmalıydı. Bizlerde yapılan bu programa gelerek destek vermeliydik. Bu düşüncelerle programa katıldık. Ancak program, yapılan çalışmayı, duyurmak anlamında yetersiz kalmıştı. Ortada güzel bir çalışma vardı ve bu güzel çalışmayı duyurmak için çok güzel de bir isim seçilmişti. Ancak program, ne yapılan güzel çalışmaya nede iddialı duran program ismine yakışır nitelikte değildi.

Program uzun ve sıkıcı konuşmalar yerine çok daha aktif ve dolu dolu olabilirdi. Pek çok merasim ve programa iştirak eden bir izleyici olarak gözlemlediğim buydu.

Program çok daha güzel olabilirdi. Mehmet Hoca kardeşimde bundan etkilenmiş olmalı ki program hakkında yapıcı bir eleştiri yapma gereği duymuştu. Gerçi yapıcıda olsa bu eleştirinin yanlış anlaşılacağı konusunda kendisini ikaz etmiştim ama Mehmet Hoca Kardeşim yine de yazmak istedi. İyide yaptı. Çünkü Mehmet Hoca bu güzel ve önemli çalışmanın çok daha iyi duyurulması gerektiğini savunuyordu. O nedenle bu eleştiriyi yaptı. Söyleyelim ki hiç değilse bundan sonraki programlar çok daha iyi olsun düşüncesindeydi. Yani yaptığı eleştiri tamamen samimi ve yapıcı bir eleştiriydi.

Kıskançlık ve haset kaynaklı yıkıcı eleştiriler elbette ki zararlıdır. Ancak samimiyetle yapılan ve yapıcı olan eleştiriler her zaman yararlı olmuştur. Aklıselim sahibi her insan aslında eleştiriye açık insandır.

Çünkü aklıselim olan kişi yapılan eleştirinin niteliğine bakar ve ona göre tavır takınır. Olgunlukta bunu gerektirir. Ancak Mehmet Hoca kardeşim tüm içtenliği ile yaptığı eleştiri neticesinde fitne yapmakla itham edildi. Hatta hakarete varan cümlelere maruz kaldı. Bu yapılanlar ne İslam ahlakına nede Efendi Hazretlerimizin (k.s.) müridanına yakışır bir üslup değildir. Eleştiriye açık olmayabilirsiniz, bunu anlarız.

Ancak eleştiri yapanları fitneci ve çukurda yaşayan tipler şeklinde tahkir etme hakkınızın olmadığını hatırlatırız. Olgun ve seviyeli insanlar, eleştiriye her zaman açıktır ve eleştirenleri hiçbir zaman aşağılamazlar. Önder edindiğimiz Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve Efendi Hazretlerimizin (k.s.) ahlakında bu yöndedir. Bize yakışan ise nefsani davranmak değil önderimize tabi olmaktır.Gözümüzün nuru Efendi Hazretlerimizin (k.s.) idealleri uğrunda çalışan tüm ihvanlarımıza Yüce Mevla’m kuvvet versin. Hadiselere ferasetle bakabilmeyi ve olgunlukla karşılayabilmeyi nasip etsin.

Bizleri O’na her daim hizmetkâr eylesin.

İLGİLİ HABERLER;