Enfal Suresinin 46. Ve 73. Ayet-i Kerimesinde Yüce Mevla’mız iman sahiplerine şöyle hitap ediyor:
“Allah’a ve Resûl’üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.”
“İnkâr edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur.”
En doğru ve en mükemmel haberlerin verildiği Kur’an’ı Kerimde daha pek çok yerde Müslümanların birlikte olmaları gerektiğini vurgulayan ayetler yer almaktadır. Ahir zamanda İslam toplumlarının dışarda ve kendi içlerinde düştükleri ayrılıklara baktığımızda, Rabbimizin iman sahiplerine yönelik birlikte olma uyarısının ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlıyoruz. Bugün ehli küffarın yeryüzünde söz sahibi oluşu, Müslümanların birlikte olamayışından kaynaklanmaktadır. O nedenle İslami toplumları, bir an evvel akıllarını başlarına almalı, hakiki kardeşliği ve birlikteliği sağlamalıdırlar. İstenilen kardeşlik ve beraberlik sağlanmadığı müddetçe kâfirin ne zulmü nede Ümmeti Muhammed üzerindeki baskısı bitmez.
İftira yöntemi, hem çok kolay hem de çok etkili bir yöntemdir. Günümüzde dünya üzerinde istediği gibi at koşturan küffar, iftira yöntemi ile Müslümanların ayrılığından fırsat elde edip, palazlanıp güçlenirken ayrıca bu kaynağın kurumaması için de elinden gelen çabayı sarf etmektedir. İslam toplumları arasına sızıp, çeşitli entrika ve iftiralarla Müslümanları bölüp parçalayan bu şer odakları, müminlerin kardeşlik duygularıyla adeta oynamaktadırlar.
İftira, kâfirin elini güçlü kılan tehlikeli bir silahtır. Eğer bu silahın mermisini etkisiz hale getirmek istiyorsak nefsimize göre değil, Allah (c.c.) ve Resulünün ( s.a.v.) buyruklarıyla hareket etmeliyiz. Nefsimizle hareket ettiğimiz her adım, iftira silahının şarjörüne konulmuş etkili bir mermidir. O yüzden Müminler olarak adımlarımızı çok dikkatli atmalı ve ortaya çıkan her iftirayı gerçek sanıp kanmamalıyız. Ayrıca şunu da unutmamalıyız ki iftira ne kadar tehlikeli ise onu araştırıp incelemeden önyargılarla kabullenmekte bir o kadar tehlikelidir. Rabbim bu hususta tüm Müslümanlara basiret ikram eylesin. Hataya düşüp, yanlış şeylerin peşinden sürüklenmekten muhafaza eylesin!
Rabbimiz, inkâr edenlerin birbirinin dostu olduğunu açıkça beyan ediyor. Gerçekten de bu güruha baktığımızda küfürde birleşmiş yapay dostluklarına ne kadar sadık olduklarını görüyoruz. Oysa hakiki dostluk Müminler arasındadır. Ama maalesef bizler, kâfirin asılsız iftira tuzaklarına kanarak bu hakikati örtüyoruz. Bugün İslam halkları, her zamankinden daha çok kardeşliğe ve birliğe muhtaç durumdadır.
Hakiki kardeşliğe, beraberliğe en az ekmek kadar su kadar buna ihtiyacımız var. Eğer aramızdaki hakiki kardeşliğin yeniden tesis edilmesini samimi olarak istiyorsak işte o zaman ortaya atılan her iftiraya araştırmadan kanmayacağız. İftira atanların ve iftira atılanların Kur’an ve sünnete olan bağlılıklarına ve buna mukabil yaşam tarzlarına hakkaniyet ölçüsünde bakabilirsek eğer, kimin yalancı olduğu da zaten ortaya çıkacaktır. İşte tamda bu noktadaki en önemli sorun, atılan iftiraya İslam nazarıyla bakamamaktan kaynaklanıyor. O nedenle Yüce Rabbimiz, rızasına uygun bu bakış açısını tüm iman eden kardeşlerimize nasip eylesin.
Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu