Aile huzurlu, sekinetli olursa o zaman devlet ve bütün topluluk kaliteli olacaktır. İşin kökü ailedir. Kök çürük olursa devlette çürük olur. Kök sağlam olursa devlette, toplumda sağlam olur.
Tabii burada yine her zerresiyle aile konusunu eğitime bağlayacağız. Nasıl ki devletimizin iş kuru var ise, aile ve toplum konusunda aile kuru gibi güzel ve özel bir çalışma ile bu işe sahip çıkarsa, internetlere, TV’lere bu iş kalmaz. Bazı insanların çevresi yoktur, utangaçtır. Ama devlet kanalıyla bu iş kurulup, güzel takip edilirse o zaman birçok insan sağlam temeller üzerine evlilik müessesesini kuracaktır.
Bununla beraber evlilik üzerine hiçbir bilgiye sahip olmadan gençlerimiz evleniyor. Babalığın vazifesini bilmeden, anneliğin sorumluluğunu hiç bilmeden evliliğe adım atılmamalı. Bununla alakalı 3-4 ay eğitim verilmeli. Bu eğitim verildiği takdirde uzun ömürlü bir aile mefhumu ortaya çıkacaktır. Flört mantığıyla temelleri atılan evliliklerin ne kadar devam ettiğini maalesef hep beraber görmekteyiz.
Rabbimiz evlendirin buyurarak, tüm Müslümanların seferber olması lazım olduğunu dile getiriyor. İşte bu ayeti kerimin muhatabı olarak, Devletimizde bu işten sorumludur.
Kişi evliliğe hazırsa, kendini hazır hissediyorsa, Sorumluluk sahibi olacağına inanıyorsa, bu kişi ancak o zaman evlendirilir. Bir ailenin sıkıntısı bütün toplumun maneviyatını bozuyor, tüm toplumu üzebiliyor, topluma negatif hava verebiliyor.
Şu anda Türkiye’mizde boşanma davaları had safhada. Devlet bu işin temeline el atmalı. Ecdadımız göçmen kuşların bile konaklamaları için konaklama yuvaları yapmıştır. Bir kuş için seferber olan ecdadımız varken, biz de bu hassas konularda nemelazımcılık yapmamalıyız.
Ehliyet alacak bir insan en az üç dört ay eğitimden ve sınavlardan geçiyor. Peki ya toplumun Can damarı olan aile için bir eğitim sistemi neden yapmıyoruz. Bu işi görmezden gelemeyiz. Devletinin sahip çıktığı bir nesil, gençlik, aynı şekilde Devleti’ne karşı da, o gençlerin sevgisini artıracaktır. Gençlerin devletine karşı vefa duygusu kabaracaktır.
Aile güzel olursa, toplumda güzel olacaktır. Türkiye’mizdeki en rahatsız olduğumuz olay aile içi şiddettir. Nedir peki bunun çözümü? Şiddetin önüne geçmek için çareler arandı mı? Bu konu ile alakalı neler yapıldı? Bu sebeple mutlaka devlet kontrolünde ve eğitimini vererek şiddetin önüne eğitim ile geçmemiz lazım.
Evin reisliğini, idareciliğini Hz. Allah erkeklere vermiştir. Evin nafakasını erkeğe bağlamıştır. Allah kadını erkeğine, erkeği kadınına ihtiyaç sahibi yapmıştır. İç idarede ütü, yemek gibi erkeği kadına ihtiyaç sahibi yaptığı gibi, dış idarede de kadını erkeğe ihtiyaç sahibi yapmıştır. Ama evin babası çocuklarını yetiştirirken kızımın bir işi olsun eşine ihtiyaç duymasın, tek başına ayakta kalabilsin demesi ve bu mantıkta yetiştirmesi, aile kurumunun yıkılmasına zemin hazırlıyor demektir.
Beraber düşünelim! Erkek te çalışıyor, Kadın da çalışıyor. Peki ya erkek evine erken gelse nasıl olacak? Peki ya yorgun olan kadın evine, reisine, çocuğuna nasıl hizmet edecek? İşte aile bozulmalarının, ayrılmalarının başlangıcı burada yatıyor. Şu anda devlet bunu kendi kendine yapıyor. Devlet Kamu yönetiminde erkek çalışanı %62 iken, kadınlar %38 oranında çalışıyorlar ve zaman geçtikçe de kadın sayısı çoğalıyor. Şu anda evlilik ortalama yaşı da 27’ye kadar çıkmış durumdadır.
Böylece kadınların çok çalışması ile beraber, beşeri ve ruhi ihtiyaçlarını tam karşılayamadığından ailelerimizde boşanmalar çoğalıyor.
Devlet aile eğitimini zedeleyici dizilere de engel koyması lazım. Bu konu çok ciddi şekilde yavrularımızı, gençlerimizi etkiliyor. Devlet eliyle aile kur sistemi açılırsa, ciddi bir şekilde eğitim verilirse, bu işlerin önüne ancak bu şekilde geçilebilecektir.
Bu işin önünü açmak bizden, Aile Kur sistemini kurup eğitimi vermek Devletten, muvaffakiyet Allah’tandır…
Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu