Değerli Müslümanlar! Fatih Medreseleri olarak, 5 yıldır her sene tüm Türkiye genelinde düzenlemiş olduğumuz “Emri bil Maruf, Nehyi Anil Münker” (insanlara iyiliği emredip, kötülükten nehyetme) çalışmamız, bu sene daha da büyüyerek ülke sınırlarımızın dışına ulaşmaya başladı elhamdülillah.
05-11 Mayıs 2013 tarihleri arasında Türkiye’mizin 80 ilinde ve 40 ülkede Dini Mübin-i İslam’ı anlatmak üzere malını, evladını, her şeyini feda ederek “ilayı kelimetullah” için yollara düşen, 500 kişilik dev kadroyla bu seneki çalışmamız da başarılı bir şekilde tamamlanmıştır elhamdülillah.
Emri bil Maruf çalışmasına katılan tüm hoca arkadaşlarımıza, cemaat abilerimize, bu yolda dua ve destekleriyle bizleri yalnız bırakmayan tüm halkımıza en içten dileklerimizle teşekkür eder, Mevla’m hepsinden razı olsun inşallah.
Önümüzdeki sene hedefimiz Allah’ın izniyle inşallah 80 il ve 80 ülke olacaktır. Mevla’m kolay eylesin.
SÖZ YERE DÜŞMÜYOR! HİZMET DÜNYAYA AÇILIYOR
Asrımızın müceddidi, üstadımız, sultanımız, Efendi Hazretlerimizin buyurmuş olduğu; “Siz gençsiniz, dünyaya hizmet edeceksiniz” ifadesi, Efendi Hazretlerimizin himmeti, siz kıymetli dostlarımızın duaları ve dava arkadaşlarımızın gayretli çalışmalarıyla yerine geliyor elhamdülillah.
Efendi Hazretlerimizin her sözünü, her isteğini yerine getirebilmeyi, O’nun yüzünü her daim güldürebilmeyi Mevla’m Hocamızın kontrolünde bizlere nasip ve müyesser eylesin. (Amin)
05 Mayıs 2013 Pazar günü, Sabah namazında İstanbul’umuzun mihmandarı Eyüp Sultan Hazretlerimizin huzurunda tüm hoca arkadaşlarımızla toplanıp sabah namazının ardından topluca ziyaretler ve dualar yapılıp, Feshane’de hazırlanan kahvaltıya geçildi. Kahvaltının ardından musafaha ve helalleşme ile herkes vazife bölgesine doğru yola koyuldu.
Bizlerde Bosna Hersek ekibi olarak, THY ile Saraybosna’ya doğru bir buçuk saatlik uçuşun ardından Havaalanına inişimiz ve adeta Osmanlı şehrini andıran Saraybosna’nın sıcakkanlı insanlarının bizleri bağrına basmasıyla hiç yabancılık çekmeden sanki kendi vatanımızda gibi kendimizi hissetmemiz çalışmalarımızı daha da kolaylaştırdı.
Başkent Saraybosna’da sarığı, şalvarı, cüppesiyle tüm bakışlarımızı üzerimize çekerek yürüdüğümüzde insanlarla selamlaşmak ve ilk tanıştığımız kişinin Magley şehrinin Baş imamı olması ve bizleri kıyafetimizden tanıyarak, “İstanbul, Mahmut Efendi Hazretlerinin cemaati hoşgeldiniz, Mahmut Efendi nasıl” diyerek bizleri karşılaması daha da gururlandırdı bizleri. Seneler evvel İstanbul’a gelip Mahmut Efendi Hazretlerinin elini öptüğünü, duasını aldığını ve bizlerden selam götürmemizi isteyerek bir hatırasını anlattı.
Dava güzel, önder güzel olunca dünyanın her tarafında saygıyla yâd ediliyor, Mevla’m kıymetini bilmeyi nasip eylesin.
Bosna’da geçirdiğimiz bir hafta içinde Başkent Saraybosna, Mostar, Travnik, Srebrenitsa ve Ilıca gibi bazı ilçeleri gezme fırsatı bulduk.
Mostar, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle, dünya genelinden ziyaretçi akınına uğrayan bir şehir. 10 km ileride Balagay’da bulunan “Alperenler Tekkesi” (Dervişler Tekkesi) dağın eteğinde manevi havası ve zümrüt yeşili ırmak sularıyla gerçekten görülmeye değer harikulade yerler.
Travnik, adeta yaşayan Osmanlı. Halk arasında “Vezirler Şehri” olarak biliniyor. Ecdadımız Osmanlı orada 500 sene yaşamış ve 78 tane vezir yetiştirildiği söylenmektedir. Şehri tepeden gören kalesi, minareleri, camileri, ezan sesleriyle Osmanlı ihtişamıyla duruyor.
Travnik’te Boşnak Müslümanların okuduğu İmam Hatip okulunu ziyaret edip, okul yetkilileriyle görüşmeler esnasında Türkiye’den geldiğimizi öğrenince, birlik, beraberlik ve İslam kardeşliğinin ne kadar önemli olduğunu hissettik.
Srebranitsa, Sırbistan sınırına çok yakın ve arada bir nehir var sadece. Şehre ulaşıncaya kadar bölge Sırpların hâkimiyeti altında gibi. 1992-1995 yılları arasındaki savaşta en çok katliamın yapıldığı yer burası. Şehitliği ziyaret edip, Yasin-i şerifler ve dualar okuyarak tüm şehitlerin ruhlarına hediye eyledik. Mevla’m bir daha böyle acılar yaşatmasın Müslümanlara inşallah.
Srebrenitsa Baş Çarşı Camii İmam Hatibi Damir Muhammed ile tanışıp, Türkiye’den buraya “Emri bil Maruf” için geldiğimizi anlattıktan sonra bizleri bağrına basarcasına; “Hoşgeldiniz, ne iyi ettiniz. Bizler, Sizleri çok seviyoruz, bizleri yalnız bırakmayın, Allah çalışmalarınızı kabul etsin” diyerek ne kadar duygulandığı görülmeye değerdi.
Evet, Kıymetli Müslümanlar! Bosna Hersek, Avrupa’nın kalbinde yaşayan Osmanlı. Sırplarla yapılan savaşın izlerine rastlamak hala mümkün ancak genel olarak savaşın izleri silinmiş durumda. Her yerde olduğu gibi burada da gençliğin durumu, insanların durumu günden güne bozulmaya yüz tutmuş. Bizler şunu gördük ki, “Ümmeti Muhammed olarak ne kadar, Kur’an ve Sünnetten uzaklaşırsak” dini yaşantı, İslami şuur kaybolmaya yüz tutmaktadır.
Renkler, diller ayrı olsa da ortak noktamız “din kardeşliği”. İslam’ı ve dini hassasiyetleri en güzel şekilde yaşayıp, Türkiye’nin ve dünyanın dört bir köşesine bu şuuru, hakiki din anlayışını ulaştırmamız gereklidir. Ve daha çok işimiz olduğunu, çok çalışmamız gerektiğini anlayarak ülkemize geri döndük.
Bosna Hersek ekibi olarak bizlere rehberlik edip, yalnız bırakmayan Hamza Akyıldız ve Yahya Aykut Küçükkaya kardeşlerimize çok teşekkür eder, Mevla’m kendilerinden razı olsun inşallah.