

Hiç şüphesiz kâinatta olan her hadise bir sebep üzerine inşa edilmiştir. Mevla Teâlâ Hazretleri bütün işleri sebeplere bağlamıştır. Zira Şura suresinin 30. Ayeti Kerimesinde; “Başınıza her ne musibet gelirse, kendi yaptıklarınız sebebiyledir. O, yine de çoğunu affeder.” ifadesi bunu bizlere açık bir şekilde göstermektedir. Bu ayeti kerimede her ne kadar musibetlerden bahsedilse de hayatımızda karşılaştığımız olumlu şeylerde birer sebebe bağlıdır. Kısacası olumu ya da olumsuz cereyan eden her şey bir mutlaka bir sebebe bağlıdır.
Her şeyin bir sebebe bağlı olduğundan bahsettiğimize göre, 15 Temmuz 2016 Cuma akşamı yaşadığımız hain darbe girişiminin gerçekleşmesi de bazı sebepler neticesinde gerçekleşti. Bu elim hadisenin sebeplerinin neler olduğunu görebilmek için olayın gerçekleştiği an içinden bakmak elbette ki yanlış olur. Eğer sebeplerin neler olduğunu doğru tespit etmek istiyorsak, olayın geçmişten gelen oluşumuna dikkatli bir şekilde göz atmak gerekir.
Devlet yönetimini askeri bir darbe ile ele geçirmeyi hedefleyen paralel yapının uzun yıllar süren bir çalışmanın ürünü olduğu kesin. Bu nokta da sorulması gereken ilk soru; ülkenin eğitimden, sağlığına, polis teşkilatından askeri yapısına kadar derinlemesine nüfuz eden bu yapı neden fark edilmedi? Yok, eğer fark edildiyse neden bu yapının önüne geçilmedi ya da geçilemedi? Ülkemizi özellikle dünya kamuoyunda küçük düşüren bu hadisenin birincil sebebi hiç kuşkusuz tedbirsizliktir. Tedbirsizliğin sebebi ise hain yapının ülkeye yarar sağlayacağına inanılmasından kaynaklanmaktadır. Yani darbeye maruz kalan tarafın tedbirsizliği, yapıyı tanımamaktan değil başta desteklenmesinden ve önünün açılmasından kaynaklanmıştır. Bu olay bize yazının başında da zikrettiğimiz; “Başınıza her ne musibet gelirse, kendi yaptıklarınız sebebiyledir.” ayetinin açık bir tezahürüdür.
Darbe girişiminin başarısız olması, kuşkusuz imanlı ve samimi ülke vatandaşlarının üstün gayretiyle oldu. Hamdolsun! İmanlı halk, Allah’ımızın (c.c.) yardımıyla küfrün bir tezgâhını daha etkisiz hale getirdi. Devletimize ve milletimize yönelik bu hainliğe teşebbüs eden paralel yapının uzun yıllara dayanan bir geçmişi olduğunu söyledik. Ülkemizin kritik mercilerine yerleşmesinden, en iyi yerlere geldiğinden bahsettik. Darbenin başarısız olmasından sonra paralel yapının yerleştiği yerden koparılıp atılması için büyük bir çaba içine girildi. Şu anki istihbarat bilgileri doğrultusunda bu insanlar görevlerinden alınmaya başladı. Görevine son verilenler ve açığa alınanların rakamsal değeri ortaya çıktıkça şer yapının ne kadar büyük ve ürkütücü olduğunu hepimiz görmeye başladık. İnsan bu dehşet manzara karşısında şu soruyu sormadan edemiyor; bu insanlar devlet kademelerine sızarken hiç fark edilemedi mi? Az öncede bahsettiğimiz gibi bu darbenin en büyük sebebi; paralel yapının gelişme süreci yaşarken ülkeye menfaat sağlayacağı düşüncesiyle destek görmesidir.
Paralel yapının, 10 yılı aşkın süredir ülkemizde çok ciddi açılımlar yaptığını hepimiz yakinen gördük ve yaşadık. Siyasilerimizin, Türkçe Olimpiyatlarında paralel yapının çalışmalarını ve liderini nasıl hayranlıkla övdüğü biliyoruz. Çocuklarımızın, gençlerimizin onların açtığı okullara ve üniversitelere yönlendirerek, adeta yarışırcasına sokulmaya çalışıldığını unutmadık. Deminde bahsettiğimiz gibi paralel yapının büyüme ye yayılma süreci bu ülkede büyük destek gördü. Yapılan bu büyük hata paralel darbenin en büyük sebepleri arasındadır.
Son olarak şunu söylemek isteriz ki Paralel yapıya verilen destek büyük yanlıştı, umarız bu hatadan hakkıyla der alırız.
Rabbim hataya düşmekten yanlışı desteklemekten hepimizi muhafaza eylesin!
Halkımızı Uyarmak Bizden, Uyandırmak Mevla Tela Hazretlerindendir
Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu.