Fatih Medreselerinden 15 Temmuz Ülkemizin İşgal Girişimi Ve Din Şurası Üzerine Notlar | Fatih Medreseleri
Fatih Medreseleri

Fatih Medreselerinden 15 Temmuz Ülkemizin İşgal Girişimi Ve Din Şurası Üzerine Notlar


5 yılda bir toplanan Din Şûrası 3- 4 Ağustos tarihlerinde toplanıyor.

“15 Temmuz darbe girişimi ve Din istismarına karşı birlik, dayanışma ve gelecek perspektifi ve sonuçları” konusuyla toplanan din şurasına diyanet yetkilileri, eski diyanet işleri başkanları, ilahiyat fakültesi temsilcileri, milli eğitim bakanlığı yetkilileri katılmaktadır. Normalde beş yılda bir toplanması beklendiği halde, darbe girişimi münasebetiyle olağanüstü toplanan din şûrasının kararları alınırken, Fatih Medreseleri olarak Şûradaki hocalarımızın ve yetkililerimizin dikkat etmesini zaruri gördüğümüz birtakım hususlara değinmek istiyoruz:

1) Bu netice hepimizin eseridir:
Fetö, Apo,  PKK,  PYD, PDY  vesair yerli veya yabancı küresel ölçekli ortada bir ton terör örgütü varsa; ve bu örgütler sebebiyle bizler ülkemizin doğusu- batısı, kuzeyi ve güneyinde karışıklıklar, iç savaş ve darbe girişimleri yaşıyorsak; ve bu terör örgütleri kendilerine kul- köle olacak kurbanlarını bizim mahallemizden, bizim semtimizden, bizim evimizin içindeki evlatlarımızdan devşirebiliyorlarsa; hiç kimse kusura bakmasın; diyanet camiası olarak,  Hocalar, Alimler, eğitimciler, bürokratlar ve yöneticiler olarak bu netice  ya bizim eserimizdir, ya da bizim ihmalimizin eseridir! Çünkü eşya boşluk kabul etmez. Her düşenin  bir kapanı olur. Milletçe hep beraber karşı karşıya kaldığımız bu netice; aslında hizmet ve sorumluluk almaktan kaçan, sorumluluğu hep başkalarına yükleyen, diyanet camiası, hocalar, âlimler, eğitimciler, sivil toplum kuruluşları, cemaatler, bürokratlar ve yöneticiler olarak, nasıl da meydanları onlara bıraktığımızın apaçık bir göstergesidir. Bu yapıya karşı dini, akademik ve siyasi suskunluğumuz, bizleri bu vebalin ortak sorumluları yapmıştır.
2)  Din Şûrası, gerek ülkemizde gerekse uluslararası arenada İslam’ın ve Müslümanların meselelerini tespit edip, sorunlarının çözümüne ışık tutan ciddî bir toplantı ise, bu Şûra İslam’a bunca saldırılar yapılırken ve Müslümanların çözüm bekleyen bunca sorunları varken, neden 5 yılda bir toplanıyor?

Bu sorunlar öyle 5 yılda bir toplanmakla halledilebilecek sorunlar mıdır? Değilse din şûrası “öylesine bir şeyler yapmış olmak için bir araya gelinen  ve oturumunun sonunda ortak bir deklarasyon yayınlanan” basit bir toplantılar şeklinde mi  geçiştiriliyor?”  “Hayır, basit görmüyoruz bu konular son derece ciddi ve üzerinde uzun uzun düşünüp konuşulması ve çözümler üretilmesi gereken konulardır.” diyorsanız neden bu toplantıları ve sonuçlarını takip etmek için  üç aylık, altı aylık ya da yıllık periyotlarla değil de beş yılda bir yapıyorsunuz?
İslam’ın her zaman ve zeminde herkesi kuşattığını söylediğiniz ve  hem de olağanüstü gündemle Din Şûrasını topladığınız halde; iman ve hidayette birbiriyle yarışan, Müslümanlar arasında dayanışma ve safların birleşmesine sebep olan, hakkı batıldan ayırarak iman sancağını en yüce burçlara dikmek için gayret sarf eden, gittiği yol ve izleri övülen, ümmetin sonradan gelenlerini kurtaracak olan şeyin önceden gelenlerini kurtaran yol üzere yürümek olduğu şuuruyla hareket eden, ülkemizin ve din düşmanlarının hain planlarını bozmak ve yeni nesli İslami şuur ile bilinçlendirmekte en büyük katkı ve emekleri olan, ülkesine, milletine, vatanına ve bayrağına bağlı cemaatler,  tarikatlar ve onların manevi kanaat önderleri olan hakiki Allah dostlarına bu şûrada hiç yer vermemek, İslam’ın o kapsayıcılık ve kuşatıcılığını bu kişi ve kurumlara çok görmek; olumsuz yönde ayrımcılık yaparak onları dışlamak değil midir?

Şûrada aldığınız tüm kararlarda, yapacağınız tüm ifade ve açıklamalarda, bu ülkede İslam düşmanlığı ile özdeşleşmiş 28 Şubat cuntası yaşandığını ve bu 28 Şubat cuntacıları Fetöcular haricinde devletinin ve milletinin yanında olan, vatanına ve bayrağına sahip çıkan tüm cemaatleri ezip tırpanladığını, 28 Şubat’ın tokadını fetöculerın değil, bu vatansever cemaatlerin yediğini, 28 Şubat cuntacı kadroları ile Fetöcu  terörist kadrolarını bu milletin başına bela eden ve birine vatansever, solcu, Kemalist rolünü veren elin, diğerine de dinci, hizmet cemaati görünümünü veren el olduğunun şuuru ve idraki içinde karar, açıklama, ifade ve sonuç bildirgelerinizi beklemekteyiz.
4) Şûrada aldığınız kararların, yapacağınız tüm ifade ve açıklamaların; fetöcu teröristlerin işgal denemesi sebebiyle milletimizin yaşamış oldukları mağduriyeti, İslam’a ve Müslümanlara saldırmak ve din düşmanlığı yapmak için bulunmaz bir fırsat olarak değerlendiren ve bu konuda bulduğu bulacağı en küçük bir bahaneye dahi “mal bulmuş mağribli” gibi sarılan, özünde darbe rüyaları ile yatıp, darbe hayalleri ile kalkan, darbe sever, solcu, laikçi ve Kemalistlerin tüm İslami cemaat, vakıf, tarikat, hoca, âlim ve Allah dostlarına topyekûn saldırarak Müslümanlar adına cadı avına çıkmalarına fırsat vermeyecek açıklama ve kararlar olmasını umarız?

Şûrada alacağınız kararlarla; darbecilerin ve din düşmanlarının rengi, şekli ve metodu ne olursa olsun, bir darbeci ve haini kötüleyip lanetlerken, İslam’ı ve Müslümanları karalamak isteyen başka darbeci ve Din düşmanlarının İslam’ın mukaddesatına yönelik hakaret, tehdit,  tahkir ve nefret suçu işlemelerine ve samimi Müslümanlara yönelik linç girişimlerine de engel olacak kararlar almanızı sizden bekleriz.

Yine bu Şûrada; Müslümanların sorunlarını tespit ve tenkit edelim derken;  çözümün sadece bir durum tespiti  ve tenkiti yapmak ve kağıt üzerinde donuk bir plan ve program çizmekle olmadığını bilmenizi ve aynı zamanda  bu tespit ve tenkitlerin   din düşmanlarının  saldırılarının temel dayanağını oluşturmasına izin vermemenizi sizlerden bekleriz.

Birlik ve beraberliğe, kardeşlik ve birbirimizi kucaklamaya her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğumuz şu zamanda “sütten ağzımız yandı, o yüzden yoğurdu üfleyerek yiyoruz” demeden, ülkemizin maddi ve manevi sahadaki imarına katkı sağlayacak hiçbir paydaşı kendimizden uzak ve ayrı tutmadan, tüm kurum ve kuruluşları ile dernek,  vakıf,  cemaat ve tarikatları,  zararlı ve faydasız oluşumlar dışlayıcılığına düşmeden, diyanetin,  din şûrasının ve din hizmetlerinin şânına yakışır kapsayıcılık  ve abilikte hareket etmemiz gerekir diye düşünüyoruz..

İstanbul’un fethi, Çanakkale ve İstiklal savaşlarımız bütün umutsuzluk ve zorluklara rağmen iman ve azmin ne büyük zorlukları aşabileceğinin, neleri başarabileceğinin en büyük örnekleridir. Mazisi şan ve şereflerle dolu milletimizin tarihte layık olduğu mevkie tekrar ulaşabilmesinin sırrı kâğıtlar üzerindeki planlarda değil, bin yıldan beri içimizde yaşattığımız iman ve azim kararlılığını hayata geçirmemizdedir.

Mevla Teâlâ altıncısı düzenlenen din şûrasını hayırlara vesile kılsın. Bu Şûrada alınan kararların insanlık tarihinin en büyük devletleri olan Selçuklu ve Osmanlı devletlerini kurmuş, asırlar boyu barış ve adaletin en güzel örneklerini sergilemiş, şerefli ve parlak bir maziye sahip milletimize ülkemize ve İslam âlemine hayırlar getirmesini Rabbimizden niyaz ederiz. Bu kararlar münasebetiyle ülkemizin milletimizin ve ümmeti Muhammed’in bugününü dünden, yarınını ise bu günden daha hayırlı kılmasını temenni ederiz. Din Şûrasının Şûraya katılıp katılamayan bütün din gönüllülerinin ve hizmetkârlarının şahsı manevi sinde ve Rabbimizin razı olacağı şekilde İslam’a ve Kuran’a hizmet etmemize vesile kılmasını temenni ederiz.

 

 

Yorum yapın