Halkımıza Tavsiyeler | Fatih Medreseleri
Fatih Medreseleri

Halkımıza Tavsiyeler


1 Kasım 2015 Pazar günü Türkiye’miz için önemli bir gündü. Her zaman olduğu gibi bu seçimde halkımız idarecisini seçti. Fakat halk olarak görevimiz bu kadar kısa sürmemeli. Yani bundan sonraki aşamalarda da devletimizin yanında olmalıyız. Dini örf ve adetlerimize, gelenek ve göreneklerimize uygun, idarenin devamını sağlatmalıyız. Doğruya doğru demeli ve desteklemeli, yanlışa yanlış demeli ve peşinden gitmemeliyiz.
Hz. Ömer Efendimiz hutbede yanlışa düşmekten korktuğunu ifade ettiğinde sahabeden biri “Korkma Ya Ömer, seni kılıcımla düzeltirim” buyurarak halk olarak tavrını ortaya koymuştur. Neticede idarecilerimizde insan olması hasebiyle eksik veya yanlışlarını halk olarak bizler tamamlamalıyız. Fakat bu tavırlar, beklentiler hep dünyevileşmek üzerine kurulu olursa, ne halkın istekleri bitecektir, nede idareciler o isteklere cevap verebilecekler, nede iki tarafın kalbi sükûnet bulacaktır. Çünkü dünyalık arzularda “bana bu kadar yeter” gibi bir sınır yoktur. Halkın isteği sadece dünyevileşme olduğunda Rabbimizde oradan rahmetini esirgeyecektir.
Gerçek refahı, huzur ve sükûneti istiyorsak evvela hükümetimizden isteğimiz gençliğimizin şuurlu ve muhafazalı bir eğitimden geçmesini sağlamasını istemeliyiz. Dinimizi daha hassas yaşayabilmemiz için çalışma ortamlarında bayan ve erkeklerin çalışmalarına, özellikle bayanların kıyafetlerine bir ölçü getirilmeli. Sokaklarımızdaki gayri ahlaki davranış ve hareketler veya beraberlikleri engelleyen ahlak polislerinin olmasını istemeliyiz. 1400 yıldır devam eden medreselerimize, kaliteli hocalarımıza sahip çıkılmasını istemeliyiz. Laiklik adı altında bir yerlere şirin görünmeye çalışırken, gerçek vatan sevdalılarına sahip çıkılmasını istemeliyiz.
Bugün Avrupa’nın büyük bir ahlak çöküntüsünde olduğunu hepimiz biliyoruz. Maddiyatta, teknolojide, sanayide belki birçok şeyde sıkıntıları yok ama huzur, ahlak sükûnet gibi başlıca şeylerde yok. O yüzden özentilerimiz, beklentilerimiz sadece dünyevileşme üzerine olmamalı. Biz dünyaya sadece yaşamaya gelmedik belki ama bu tarlayı iyi ekip ahirette biçmek için geldik. Peşinden gitmeye çalıştığımız Avrupa’nın kıvrandığını, can çekiştiğini görmezden gelip o girdabın içine sokmaya çalışanlara fırsat vermemeliyiz. Eğer dünya yaşanacak yer olsaydı Rabbimiz Efendimize ölümü tattırmazdı. Ve Efendimiz hala yaşıyor olacaktı.
İdarecilerimizin Müslüman ve sağduyulu olduğunu değerlendirerek bütün yükü onlara bırakmamalı ve kendi hallerine terk etmemeliyiz. Artık Müminlerin yüzü gülmeli. Tüm dünya Müslümanlarının yüzü gülmeli. Bütün ümmetin Türkiye’mizi beklediğini bilmeli, o şuur ve hassasiyetle yürümeliyiz.

Hakkı İstemek Bizden, Muvaffakıyet Allah’tandır.

Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu

Yorum yapın