

İnsan hangi makam ve mevkide olursa olsun cehaletten sakınmalı. Çünkü cehalet ihaneti ortaya çıkartır. Niyeti kötü olmasa dahi kişiyi o yola itebilir. Veya Allah muhafaza gâvur uşaklığına insanı düşürebilir. Bu yanlışa düşmemek için kişinin “Furkan dediğimiz Hak ile batılı ayırıcı kabiliyetini” açması gerekir.
Bir insan Furkan kabiliyetini yakalamadıysa o cahildir. Her zaman yanlışa alet olabilir.
Bir insan, kurum veya kuruluş, Allah ve Resulü çizgisinden ayrılıyorsa oraya bakacaksın. Kendini kaptırmayacaksın. Din yaşantısına uymayan bir çalışmanın dine hizmet olmadığını bileceksin. Furkan sahibinin özelliği olaylara her zaman Allah ve Resulü çerçevesinde bakar. Ve bu yüzden de yanılmazlar. Bu sebeple İhaneti İslam’la bağdaştırmak mümkün değildir. Böyle düşünen insan Hakiki iman sahiplerine büyük bir iftira atılmış olur. Hakiki iman sahipleri devleti ele geçireyim demez, halkını öldürün demez, takiyye yapmaz, yeni bir din anlayışını ortaya çıkarmaz. Onlar halkıyla bir bütün içinde dine ve İslam’a hizmet ederler, halkını bilinçlendirirler. En büyük şerefi onlara hizmet olarak görürler.
Bazı çalışmaları cemaatle bağdaştırmamak gerekir. Bir cemaatin ideali, derdi, çalışması Allah ve resulü çalışmalarına uymuyorsa bu insanları samimi Müslümanlarla aynı kefeye koymak basiretsizlik olur. Ölçü ortada, Kur’an aramızda, Resulullah hayatımızın her alanında. Eğer ölçüye bakmıyorsan, anlamıyorsan, kandırılıyorsan kendinden başkasını suçlayamazsın.
Bu ölçüler dışındaki çalışmaları da, toplulukları da cemaat olarak nitelendirmek İslam’a yapılan bir yanlıştır. Böyle bir yapılanmayı cemaat çalışması olarak nitelendirmek büyük hata olur.
Bununla beraber samimiyetiyle, vatana olan bağlılığını gösterdiği halde hala cemaatleri bu yapılanmayla aynı kefeye koymakta buda ihanetin başka bir yolu demektir ki; Böyle bir haksızlıktan Allah’a sığınırız. Zira bir yanlış başka bir hata ile örtülmemeli. Kimseye zülüm edilmemeli.
Halkımızı Uyandırmak Bizden, Basiret Mevla Teâla Hazretlerindendir.
Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu