Siyaset genel manada devleti yöneltmek, idare etmek, insanları eğitmek ve terbiye etmek anlamlarına gelir. Siyaset, insanların eğitimine ve gelişmesine hizmet ettiği için hayırlı bir hizmettir.
Kısmen insanların beyinlerinde şu düşünce yatar “Dini siyasete alet etmeyin” ya da “Dinde siyaset yoktur” gibi ifadeler hep eksik kalmaktadır. Peygamber Efendimizin hayatına baktığımız zaman Mescid-i Nebevi hem cami, hem ibadet yeri, hem komuta yeri ve yönetim merkezi, savaş kararları, ekonomik, siyasi, sosyal ve iktisadi kararlar ilim meclislerinde alınırdı. Yani peygamberimiz tarafından istişareye sunulur ve sahabeler tarafından görüş ve önerileri ile beraber sonuca varılırdı.
Siyaset Peygamber sanatıdır. Tüm Peygamberler, 124 bin Peygamber siyaset ile birlikte ümmetlerini eğitmişler ve yetiştirmişlerdir.
Buradan şu gerçekler bize şunları haykırıyor. Rabbimiz dinini tamamlamıştır. Siyasette ilmin bir kısmı olduğu için siyaseti Dinini en iyi bilen, yani rabbini en iyi tanıyan, Peygamberinin yolunda en iyi giden yapacaktır. Bizler siyaset ile politikayı karıştırmayacağız. Siyaset insan ve devleti eğitmek demektir ama politika yunan terimlerinden olup insanlara karşı ikiyüzlülük yaparak, onları aldatmaya denir. Yani gerçek siyaseti bu zamanda Allah’ın veli kulları yapar, çünkü onlar konuştuklarında insanlara göre mana vermezler. Onlar rablerine göre mana verirler. Onlar insanları razı etmek için uğraşmazlar, onlar Rablerini razı etmek için uğraşırlar. Allah’ta insanların kalbini, o veli kulun kalbine kaydırır. Otomatikmen devlet daha güzel şekilde kendine gelir.
Peygamberimiz (sav) Yahudileri mükemmel bir siyaset yaparak Medine den çıkartmıştır. Yahudilerin mala ve maddeye karşı zaafını bilen Peygamberimizin kalelerine sığınan Yahudilerin, kale dışındaki ağaçlarını ateşlere vererek, Yahudilerin aman dilemesine sebep olmuş ve Yahudiler Medine’den göçmüştür.
Yine Peygamberimiz dâhi dediği sahabelerinden Amr bin Abbas (ra) mısırı hiç savaşmadan, savaş siyaseti ile feth etmiştir. Aynı şekilde Seyfullah (Allah’ın kılıcı) manasına gelen Halid bin Velid (ra) nice az sahabeler (Allah’ın Nusret ve inayeti ile) kendisinden 20 kat, 30 kat büyük ordulara galip gelmiştir. Yine Eminü’l-ümme lakabıyla ün salmış Ebu Ubeyde b. Cerrah (ra) siyasi yeni eğitim- terbiye yöntemleri ile Şam’ı komple İslam’la tanıştırmıştır.
İşte gerçek siyaseti, doğruyu, terbiyeyi, eğitimi Allah Resulü, ashabı ve onların yolundan gidenler yapar. İnsanların siyaset ile ilgilenmiyorum demesi mekruhtur. Çünkü siyaset hayatın ta kendisidir. İnsan kendini ne kadar bilirse, siyasetide o denli bilir. Siyasetin İslam hukuku çerçevesinde düzenlenmesi de farzı kifayedir. Müslüman olan kişilerden ehil olanlar bu işi yaparlarsa diğer Müslümanlar için rahmet olur.
Siyaseti Güzel Kullanmak Bizden, Muvaffakıyet Allah’tandır.
Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu