Konya Mevlana Turunun Tüm Detayları - Fatih Medreseleri | Fatih Medreseleri
Fatih Medreseleri

Konya Mevlana Turunun Tüm Detayları


Fatih Medreseleri 16.03.2013 tarihinde 500 kişilik geniş bir katılım ile Konya’ya kültür gezisi düzenledi.

 

15 Mart 2013 Cuma gecesi 23.30 sularında yola çıkan kafilemizin yolculuğu dualar, salavatlar ve Kur’an-ı Kerim kıraatları ile başladı.

 

 

16 Mart 2013 Cumartesi sabahı 09.00 saatlerinde Konya’ya intikalini gerçekleştirdi.

 

Konya’da kafilemizi karşılayan Konya bölge sorumlumuz Sadullah Vural hoca, Ankara bölge sorumlumuz Mehmet Akdemir hoca ve Kocaeli bölge sorumlumuz Arif Akyıl hocaların eşliğinde Karatay müftülüğü tarafından tahsis edilen Uluırmak Nuraniye Kur’an kursuna geçildi.

 

Burada misafirlerimize ikram edilen kahvaltı akabinde kısa bir süre istirahat eden kafilemiz, Genel Başkanımız Masum Bayraktar Hoca Efendi’nin eşliğinde ve rehber Erdoğan Acar refakatinde gezilerine tarihi Alaaddin Camii ile başladı.

Kafilemize Alaaddin camii tarihiyle alakalı bilgiler aktaran rehberimiz şu şekilde konuştu;

 

-1220 yılında Selçuklu sultanı 1. Alaaddin Keykubat tarafından aynı adı taşıyan tepe üzerine inşa edilen cami avlusunda 8 selçuklu sultanı meftun bulunmaktadır.

 

  • I. Alaeddin Keykubad
  • I. Rükneddin Mesud
  • I. Kılıç Arslan
  • IV. Kılıç Arslan
  • II. Süleyman Şah
  • I. Gıyaseddin Keyhüsrev
  • II. Gıyaseddin Keyhüsrev
  • III. Gıyaseddin Keyhüsrev

 

Buradan Karatay Medresesine geçen kafilemiz, medrese hakkında bilgiler edindiler.

 

Karatay Medresesi, II. İzzeddin Keykavus devrinde, Emir Celaleddin Karatay tarafından, 1251 yılında yaptırılmıştır. Mimarı bilinmemektedir. Osmanlı devrinde de kullanılan medrese 19. yüzyılın sonlarında terk edilmiştir.

 

Anadolu Selçuklu devri çini işçiliğinde önemli yeri bulunan Karatay Medresesi 1955 yılında “Çini Eserler Müzesi” olarak ziyarete açılmıştır.

 

Karatay medresesinden sonra Şemsi Tebrizi Camii ve Türbesi ve Mevlana Türbesine geçen kafileye Mevlana Celaddini Rumi ve Şemsi Tebrizi hakkında şu bilgiler aktardı.

 

Şems-i Tebrizi künyesinden de anlaşılacağı üzere, günümüzde İran’ın Doğu Azerbaycan Eyaleti’nin yönetim merkezi olan Tebriz şehrinde m. 1185 yılında Melik Dad oğlu Ali adında bir zatın oğludur ve Şemseddin yani dinin güneşi lâkabıyla anılmıştır.

 

Daha küçük yaşlarda, mânevî ilimleri tahsilde gösterdiği kabiliyetle dikkat çeken Şems, din ilimleri tahsilden sonra, genç yaşlarında Tebrizli Ebubekir Sellaf’a mürid olmuş, ününü duyduğu bütün meşhur şeyhlerden feyz almaya çalışmış ve bu sebeple diyar diyar dolaşmıştır. Bu gezginliğinden dolayı kendisine “Şemseddin Perende” (uçan Şemseddin) denilmiş, ayrıca Tebriz’de tarikat pîrleri ve hakikat arifleri ona “Kâmil-i Tebrizî” adını vermişlerdir.

 

Şemseddin-i Tebrizî, devamlı bir arayış içerisinde olmuş, manevî bir işaret üzerine de Mevlânâ Celâleddîn Rûmî’yi arayıp bulmuştur. Dünyaya, kılık ve kıyafete önem vermeyen Şems, Mevlânâ ile üç-üçbuçuk yıl süren beraberliği neticesinde onun hayatında yeni ufukların açılmasına vesile olmuş, onu ilahî aşkın potasında eriterek, kâmil bir Hak aşığı yapmaya muvaffak olmuştur.

 

Şems-i Tebrizî Şam’a döndüğünde, Mevlânâ Celâleddîn Rûmî için onun yokluğu dayanılmazdır. Şems’in varlığını kabullenememiş kimseler, Mevlânâ’ya ileri geri laflar etmişlerdir. Celâleddîn Rûmî’nin bu kimselerden birine verdiği cevap şöyledir:

 

Onun ışığı vurmazdan önce ölü bir nakıştım sadece taş duvarlarınızda. O, elindeki yay ile vurmazdan önce tellerime; hep aynı nameyi çalıp söyleyen, kendi sesine yabancı bir kuru rebaptım. Ben onun avucunda bağlar, bahçeler ağaçlar görür; deryalar gibi geniş, deryalar kadar berrak sular görürüm. Onun avucunda çıkan ağaçların gölgesinde dinlenirim. Lâkin siz bunların hiçbirini göremezsiniz.

 

Bir süre sonra Şems, Mevlânâ Celâleddîn Rûmî’in oğlu Sultan Veled’in çağrısı üzere Konya’ya geri gelir. Mevlânâ bir daha şehirden ayrılmasın diye, onu bir kızla evlenmeye iknâ eder; bu kız Celâleddîn Rûmî’nin evinde evlâtlık olan Kimyâ Hâtun’dur.

 

Kafile rehberi Erdoğan Acar’ın aktardığı bu hususi bilgiler ve Masum Bayraktar Hoca Efendi’nin duaları ve kıymetli sohbetleri ile geçen Konya turumuz;

 

Mevlana Kültür Merkezinde organize edilen Türkiye Hatibini Seçiyor Konya etabı ve Fatih Medreseleri Konya şubesinin açılış Merasimi ile devam etti.

 

Programların sonucunda tekrar Nuraniye Kur’an kursu tesislerine geçilerek akşam yemeği ile son buldu.

 

Türkiye’nin çeşitli yerlerinden gelen kafileleri yolcu eden Masum Bayraktar Hoca Efendi burada yaptığı açıklamada, Fatih Medreselerinin kültür gezilerinin devam edeceğini ve kendisinin Trabzon’daki Türkiye Hatibini Seçiyor yarışması katılacağından kafile ile beraber gelemeyeceğini ifade etti.

 

 

 

 

 

 

1757sad

Yorum yapın
    1. harun aydın diyorki;

      selamun aleykum bu muhtesem calısmayı yapan herkeze cok tesekkur ederım cok güzel bir geziydi allah hepinzden razı olsun yolunuz açık olsun

    2. misafir diyorki;

      gittik gezdik gördük çok memnun olduk. fatih medreselerinin tüm ekibinden allah razı olsun. allah onları efendi hazretlerine kavuştursun inşallah. amin

    3. özgür aydın diyorki;

      esselamun aleykum ve rahmetullah ben gelemedım ama askerlıgımı orda yaptım ve o mubagrek turbelerı zıyaret ettım hocamız dan ALLAH razı olsun cemaatı zıyaret etmelerı ıcın elınden gelenı yaptı ALLAH kabul eylesın fatıh medreselerı cok guzeldır dogru yol arayanlar fatih medreselerıne gıtsınler esselamun aleykum