Kurulu dünya düzeninde taşları yerinden oynatmak, yerlerine yeni taşlar koymak mutlaka sıkıntılı olacaktır. Bugün dünya üzerinde herkesin görebildiği ancak kimsenin anlayamadığı yaşanılan olaylar var. Nedir bunlar diye sorarsak, görülen üzere tüm dünyadaki Müslüman âlemine baskılar yapılmakta, savaşlar çıkarılmakta, insanlar katledilmekte ve sürekli olarak Müslümanlar üzerinden oyunlar oynanmakta. Bunları görüyoruz.

Bugün Mısır, Tunus, Libya ne hallere getirildi. Dün Irak, Afganistan, Pakistan, Sudan, sürekli kanayan yara. Filistin, Çeçenistan, Bosna hala sancıları bitmiş değil hatta baskılarla sindirilmiş, şiddetini artırarak devam etmekte ama kanlı ama kansız. Bunları da görüyoruz.

Tabi bizler bu olayların neticesinde ve süreçte, her ne kadar Müslümanların aleyhinde

gözükse de hayrına ve lehine olduğuna inanıyoruz.

Bitmiş bir Avrupa, bitmiş bir Amerika, bir avuç İsrail’in Büyük Ortadoğu Projesini hayata geçirebilmek için seferberlik ilan etmişler, İsrailli Yahudi’nin dünyadaki en büyük düşmanı şüphesiz Müslümanlardır.

Bunlar, dünya sermayelerini ellerine geçirip piyasalara yön vermeye çalışarak, bu sermaye içerisinde tüm ülkelerin gerek silah, gerek ulaşım, gerekse teknolojik açıdan en çok ihtiyaç duyulan malzemesini tedarik etmeye çalışmaktadır. Birçoğunun ham maddesi petroldür. Bu petrol Ortadoğu ve Arap ülkelerinde bulunmaktadır. Dolayısıyla bu bölgelerin aç kalmış, gözü dönmüş timsahların av bölgesi olması kaçınılmaz olmaktadır.

Birde büyük ölçüde yer altı madenlerine sahip Ortadoğu ülkelerinin topraklarında bulunan Uranyum, Civa vs. gibi madenler füze başlıklarında, nükleer silah yapımında kullanıldığı için Müslümanların peşini bırakmayacaklardır.

 

Dediğimiz gibi dünya sermayesinin büyük bir çoğunluğunu elinde tutmaya çalışan İsrail, kendilerine vaat edilmiş topraklar olarak gördüğü bölgeyi, ele geçirip, büyük İsrail’i kurmayı planlamakta. O yüzden o bölgede canlı veya kuvvetli bir Müslümanın olmasını istemezler.

Madenler kendilerini ayakta tutabilmek için gördükleri sermayedir. Bu sermayeleri yani Müslümanlardan aldıkları zenginlikleri silah zoru ile yok edebildiklerini yok ediyor veya stratejik oyunlar kurmak üzere kullanıyorlar. Sürekli olarak müminler içerisine tefrika sokup, fitne üretip, olmayan bahisleri varmış gibi gösterip, birlik beraberliği bozmak için türlü senaryolar hazırlıyorlar.

Hatta bir güruh “insan sadece La ilahe illallah” desede yeterlidir, diyerek tek tip insan yani kendilerince ehli kitap fetvası çıkarıp, Müslümanı, Yahudi’yi, Hıristiyan’ı bir yapma çalışmaları yapmışlardı. Aslında sihirli, tılsımlı bir ifade kullanıyorlar. “Ilımlı İslam”. Bu ifede de İslam ibaresi var ama o ılımlı kısmında Müslümanları yeryüzünden silmek yatıyor. Bunun yanında, gerçekten Allah için çalışan, dine hizmet eden, Kur’an âşıklısı insanlara iftira kampanyaları yapıyorlar, Kur’an-ı yeryüzüne yaymak için vesile olmak isteyen Efendisine âşık insanlara iftira atıyorlar.

İnsan biraz uyanık olup, perde arkasını görebilmeli, yarın perde arkasından çıkan yüzleri gördüğünde pişman olmak belki de fayda vermeye bilir. Gerçekten hakiki pişmanlık zor bir duygudur. Allah Müslümanlara uyanıklık versin. Bu oyunlar uzun. Kimilerine ölüye dua okunmaz, şirktir derler böldürürler, kimilerine peygamber şefaat edemez, kimilerine şeyh nedir şirktir dedirtirler. O yüzden çok uyanık olmak lazımdır. Hem dünya hem ahiretimizi korumak için Allah bu konuları iyi anlamayı ikram etsin.

Bizleri kendi yolundan ayırmasın. Yüreğimizdeki ateşini, volkanlara, yanardağlara çevirsin, çevirsin de iman ateşimiz lavları ile beraber yeryüzüne yayılsın. Bizlere birlik beraberlik ikram etsin.

 

Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu