Peygamber Şuurundan Bir Demet | Fatih Medreseleri
Fatih Medreseleri

Peygamber Şuurundan Bir Demet


Peygamberimizin varlığı ile bizlere sonsuz ikramda bulunan Rabbimize sonsuz hamdü senalar olsun. Rahmetiyle bizleri kuşatan Habibine selam olsun.

Peygamberimiz (s.a.v) Peygamberliğe başlamadan önce Mekke’nin durumuna bir bakalım. Mekke belki de yeryüzünde haksızlığın, zulmün, küfrün, rezaletin her türlüsünün yaşandığı yerlerin başında geliyordu. Etrafta bir tane bile Müslüman yoktu. Güçlü zayıfı, zengin fakiri eziyordu. Peygamberimiz (s.a.v)’e peygamberlik vazifesi verildiğinde, Efendimiz eve geliyor, Hatice validemize “Beni örtün, beni örtün” buyuruyor. Rabbimizden insanları tebliğe başlaması için emir gelen Peygamberimiz demiyor “Herkes gâvur bu işi nasıl başaracağım, tek başıma kime gücüm yeter, bu iş olmaz” deyip umutsuzluğa kapılmıyor, hiç tereddüt etmeden, yılmadan, düşmeden, azimle, metanetle, sabırla Rabbimizin dininin galip geleceğinden hiç şüphesi olmadan müşriklerin her türlü işkencelerine rağmen, insanları Kur’an’a davet ediyor.

İslamiyet’in yayılmasını işkenceyle, zulümle engelleyemeyeceğini anlayan müşrikler Peygamberimiz (s.a.v)’e şu teklifi yapıyorlar; “Ya Muhammed! Seni Arap Yarımadasının Reisi yapalım, Kâbe’nin anahtarlarını sana verelim, Seni en zenginimiz yapalım, kızlarımızın en güzelini sana verelim, Sen yine Peygamberliğini yap ama bizim ilahlarımıza, putlarımıza laf deme, sadece biraz taviz ver.” dediler. Peygamberimiz (s.a.v)  başkanlığı, gücü, zenginliği, akraba bağlarını elimde bulundurursam birazcık taviz versek te İslamiyet’i daha çabuk yayarız, işlerimizi daha rahat hallederiz demedi. “Bir elime güneşi, bir elime ayı verseniz dahi, asla davamdan vazgeçmem, taviz vermem” buyurdu.

Efendimiz ne yaptı;  Erkam (r.a)’ın evinde on üç yıl her türlü sıkıntılara göğüs gererek Kur’an mücadelesi verdi. Sahabeyi Efendimiz, Kur’an adamı olarak yetiştirdi. Dinden hiç taviz vermedi.

Küffarı bir şeylere ısındırmak için dinden taviz verilmez. Dinimizin tavize ihtiyacı yok. Dinimiz her zerresiyle mükemmel ve kusursuz bir dindir. Çünkü o din bütün zevklerin sahibi her zerrenin sahibi, noksan sıfatlardan münezzeh olan Rabbimize aittir. İnsanlar için tek kurtuluş kaynağı, huzur membaı Kur’an-ı Azimüşşandır. Peygamberimizin yaşantısıdır.

Dinden taviz vermezsek dinimizdeki dik duruşumuzdan, Kur’an’ın mükemmelliğinden küffar her zaman etkilenmeye, merak etmeye, araştırmaya mecburdur. Böyle yaptıkları zaman İslamiyet’i seçme durumları biiznillah kesindir. Ama biz dinimizden taviz verirsek kâfirin küfrüne rıza gösterirsek, zaten bedbaht bir hale düşmüş oluruz ki kâfirler bize son derece basit, uşak muamelesi ile bakarlar. Allah muhafaza bu durumda İslamiyet’i seçmelerine engel oluruz. Rabbimizin kıymet verdiği Kur’an’ı, dinimizi, Peygamberimizi küçük göstermekten Rabbim hepimizi muhafaza eylesin.

Bütün Peygamberler vazife yaptı, Rablerine karşı edepli davrandı Rabbimizde neticeyi hep onların lehine tamamladı.

Hiç kimse Peygamberimizin hayatında taviz gösteremez, Peygamberimiz Rabbimizin ifadelerini asla yere düşürmedi. En netice ne oldu Peygamberimizin 23 yıllık Peygamberlik hayatında Arap Yarımadası fethedildi. Dünyanın her tarafına İslamiyet ulaştırıldı.

Ölçümüz belli, kurtuluş kaynağımız belli, Rabbimiz bizden ne istiyor diye bir bakalım. Rabbimizi memnun edelim ki bütün Peygamberlerine yardım eden Hz. Allah, bizlere de yardım etsin. Yoksa Rabbimizin ifadesi ile ondan başka bize kimse yardım edemez. Allah’ımız buyuruyor ki; “Benden başka kime güveniyorsanız, kimden korkuyorsanız o kendisine ev yapan örümceğin misali gibidir. Evlerin en zayıfı da örümceğin evidir keşke bilselerdi.”

Ya Rab! Ne olur bizlere Peygamberimizin (s.a.v) ahlakını, şuurunu, ciddiyetini, gayretini, her zerresini her zerremize ikram eyle. Âmin.

Peygamber Yolunu Takip Etmek Bizden, Muvaffakiyet Allah’tandır

Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu

Yorum yapın