Malum olduğu üzere son günlerde Rusya ile alakalı jet uçaklarının düşürülme meselesi var. Bütün dünya ülkeleri alıştığı gibi Rusya’da gelecek Türkiye’mizin sınırlarında taciz uçuşları yapacak, sınırımızın içine girecek bizde onları seyredeceğiz. Tabii ki böyle bir şey mümkün olmamalı. Gâvur hiçbir zaman Müslümanların iyiliğini istemez.
Geçtiğimiz beş aylık süreci nasıl unutabiliyoruz. Bütün ülkeler gerçek yüzünü ortaya koyduğu halde PKK’nın mühimmatlarında yazan Made in Rusia, China, ABD ve daha nice ülkelerin silah ve mühimmatları ortaya çıktığı halde, nasıl olurda bu ülkelere güvenebiliyoruz. Onların itmesiyle ateşin içine giriyoruz.
Rusya hem PKK ya silah yardımı yapacak, hem zalim Esed’e her türlü desteği verecek, hem bizim sınırımızda Müslüman soydaşlarımıza bomba yağdıracak, ondan sonrada arkamdan bıçakladılar diyecek. İşte bu Türkiye’yle alay etmek, ülkemizi bir şeylerin altına sokmaktan başka bir şey değildir. Rusya veya diğerleri her defasında Türkiye’yi arkadan bıçaklamak değil, bombardımana tutacak, ondan sonrada pişkinlik yaparak bir müddet sonra yan yana dostluk mesajları verilecek.
Burada şuna dikkat çekmek istiyoruz. Biz Türkiye olarak Rabbimize tam bir güvenle bu işin üzerine gidersek Allah’ın izniyle Rabbim bizleri o zalimlere mahcup etmez. Fakat bizler yapmış olduğumuz hareketlerde, söylemiş olduğumuz ifadelerde, müttefikimiz zannettiğimiz NATO ve ABD’ye güvenerek dik duruyorsak, o zaman eyvah bize! Netice sıkıntılı demektir. Şunu hiçbir zaman unutmamak lazım. NATO ve ABD bizim hiçbir zaman iyiliğimizi asla düşünmeyecektir. Onlardan bize dost olmayacaktır. Dostluk ifadeleri Müslümanın ağzına yakışan bir ifade değildir.
Suriye’nin durumuna baktığımız zaman savaştan önce 23.000.000 nüfusa sahipti. Bunun yüzde yetmişe yakını Sünni kesim dediğimiz Ehlisünnet insanlardır. Amerika ve İsrail, Libya, Tunus, Yemen ve civarına halkı kandırarak girdi. Suriye’ yede gireceklerdi. Bu konuda bir taşla iki kuş vurmak için topu Türkiye’nin kucağına attılar ve maalesef başarılı oldular. Aramızda sıfır sorun olan Suriye’yle bugün sırf sorun olduk. Bu arada Amerika ve İsrail oradan bazı insanları kandırarak Işid, PYD ve buna benzer örgütleri çıkarmayı başarmıştır. Sıkıntı yine Türkiye ve Müslümanlara olmuştur.
Bununla beraber Eset gitsin diyoruz. Tamam, bu adam gitsin de bunun yerine daha iyisi gelecek mi? Saddam’dan daha iyisi geldi mi? Kaddafi’den daha iyisi geldi mi? Veya diğer ülkelerde daha iyisi oldu mu acaba? Amerika ve İsrail oraya yine kendi adamını yerleştirecek. Kaybeden yine Türkiye olacak.
Müslüman kâfirle istişare yapamaz, onunla aynı masaya oturamaz. Bugün Türkiye olarak kendi gücümüze göre hareket etmeliyiz. Bizim NATO ve Amerika’ya inanmamız ve güvenmemiz büyük hata olur. Bunlar yüzümüze iyi gözüküp dostluk naraları atarlar, ancak her fırsatta ülkemizin arkasından iş çevirmekten geri durmazlar. Bununla beraber dik duruştan vazgeçelim demiyoruz. Fakat Rusya’yı karşımıza aldığımızda Çin ve İranıda karşımıza almamız gerektiğini unutmayalım. Çünkü Amerika karşısında güçlü bir Türkiye ve Rusya istemediğinden savaşa daima olumlu bakacaktır. Biz yorganımıza göre ayak uzatalım. Müslümanın tek dostu Müslümandır. Yahudi ve Hristiyanlardan asla dost olmaz.
Uyandırmak Bizden, Uyanmak Sizden, Yardım Mevla Teâlâ’dandır.
Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu