Şehit Bayram Hocamızı Şahadetinin Dokuzuncu Senesinde Rahmetle Yad Ediyoruz | Fatih Medreseleri
Fatih Medreseleri

Şehit Bayram Hocamızı Şahadetinin Dokuzuncu Senesinde Rahmetle Yad Ediyoruz


Allah yoluna adanan 54 yıl. Şehit Ali Bayram hocamız dünya hayatını başarıyla tamamlayıp ahirete şehit olarak giden nadide insanlardan biridir. Daha küçük yaşlardayken Sultanımız kendisini gördüğünde “bu çocuk büyüyünce İsmailağa da mektubat okuyacak” buyurarak bu yolda yürüyeceğinin müjdesini alan değerli bir şahsiyet.
Daha iki aylık iken babasını kaybeden Bayram Hocamız yetim olarak hayata başlamıştır. Küçük yaşlarda dahi almış olduğu harçlıkları ihtiyacı olduğu halde simit poğaça almaz, biriktirip kitap alırdı. Bir defasında bütün harçlıklarına kitap aldığından dolayı bir şey yiyememiş açlıktan bayılmış halde bulunmuştur. Evlendiği zaman bütün takı paralarını doğuya giderek oralardan Arapça Osmanlıca Farsça kitaplar alarak dönmüştür.
Erzurum ilahiyat üniversitesine bitirdiğinde Sultanımızın düsturuyla İstanbul’a yerleşen, ilim okutmayla beraber aynı zamanda sohbetlerle irşada başlayan kıymetli bir dava adamıdır. Başta Arapça olmak üzere Osmanlıca, Farsça, İngilizce, Fransızca ve kısmen de Almanca dillerini iyi bilen değerli bir bilge insandır. İstanbul’da İmamlığa başlayan Bayram Hocamız sabah namazında evden çıkar, yatsıdan sonra ancak gelebilirdi. Ve derdi ki “Dava adamı gece yarısından evvel evine gidemeyen adamdır, giderken de davasını düşünür” derdi. Gündüzleri eve gitme âdeti pek olmayan Bayram Hocamız öğle yemeğinde camide eğitim verdiği yavrularına ekmek peynir verir, kendisi ise marul ve ekmekle günlerini geçirirdi. Hatta hafızlığını bu şekilde tamamlamıştır.
Her zaman evlatlarını ve çevresini Allah dostlarına sevmeye, ilme almaya teşvik eden Bayram hocamız; Efendi Hazretlerimize ve kitaplara doyamadığını ifade ederdi. Zaman zaman çocuklarına “oğlum hiç bir şey yapamıyorsanız, Efendi Hazretlerimize bakın, gözünüz gönlünüz onun resmini çeksin” diye tavsiyede bulunurlardı.
Sultanımızın kendisine “yürüyen kütüphane” buyurduğu Bayram Hocamıza Sultanımızda çok değer verirdi. Bir defasında çok ciddi hastalığı sebebiyle ameliyat olması kendisine söylendi. Fakat Sultanımız olmasını istemedi, ağrı ve sızılara dayanamayan Bayram hocamız ameliyata girer, fakat ameliyat oldukça başarısız geçer. Sultanımızı arayarak Efendi Hazretleri ben size yakışır evlat olamadım. Hakkınızı helal edin ben ölüyorum der ve telefonu kapatmak zorunda kalır. Sultanız yalnız bir odaya çekilir ve bir müddet sonra bitkin olarak odadan çıkar ve şöyle buyurur; Allah’ımdan bayramı geri istedim daha yapacağı çok hizmetler var” buyurmuştur.
Kendisi de Efendi Hazretlerimize karşı son derece hürmet ve saygılı bir talebe idi. “Mektubatçı Bayram hoca” demeleri de kendisinin Allah dostlarına olan sevgisini ortaya koymaktadır.
Davasına sadık, cesur, yürekli bir kişiliğe sahipti. Sohbetlere çıktığında kürsü ile birlikte insanların kalplerini de inletirdi. Şahadete karşı apayrı bir muhabbeti olan Bayram hocamız “bu işler aşk ister, varsa aşkın her şey tıkır tıkır gider, aşkın önünü ölümden başka bir şey kesemez” derlerdi.
Şahadetinden iki gün önce Sultanımızın huzuru gelerek “Efendi Hazretleri; Hz. Ömer gibi mihrapta Şehit olmak istiyorum diyor. Sultanımız kendisine sarılıyor, bu isteğini de kırmayarak İnşallah diye dua buyuruyorlar. Ve hocamız 3 Eylül 2006 Pazar günü sohbetten sonra saat 07:30 sularında hakkın rahmetine kavuşuyor. Rabbim kendisine rahmet eylesin. Şefaatlerine nail eylesin
Şahadeti arzulamak bizden, Muvaffakiyet Allah’tandır.

Fatih Medreseleri Yazı İşleri Kurulu

Yorum yapın